Bi kavram bi film: Üç Three
Uğuruna inanılan, kutsal görünen, es geçilen veya da bir topluluk oluşturmak için varılması gerekilen en küçük rakam olan üç… Bir’in yalnızlığını ve iki’nin çatışmasını taşımasa da kaosun en basit rakamı üç'tür.
Kaosun içinde ittifak kurduramayacak olan bu rakam, sürekli değişimin ve o değişimin de sınırlılığını bize temelde gösterebiliyor. Üçün her bir elemanının birbiri ile doğrular sonucu buluşmasından oluşan üçgen, bir alan oluşturabilmek için yine en az bu sayıya ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor.
“Üç” kavramı sinemada biraz değişiyor. Sinemada üçleme, triloji veya üçlü yapıt; birbirinin devamı niteliğinde olan ya da birbiri ile karakterler veya konu açısından bağlantılı olan üç eser anlamına geliyor. Bu türde ortaya konan eserler bazen bir bütün, bazen de üç ayrı çalışma olarak kabul edilebilmekte. Konu üç olunca biz de 3x3=9 diyerek sizlere bu sefer dokuz film öneriyoruz:
Baba
Mario Puzo’nun yazdığı aynı isimli romanından uyarlanan, Francis Ford Coppola’nın yönettiği, Marlon Brando ile Al Pacino’nun başrollerini paylaştığı ve kült kelimesine örnek olarak gösterilen bir üçleme. New York’ta yaşayan İtalyan bir mafya ailesini anlatan film gösterime girdiği andan itibaren fazlasıyla ilgi gördü. 1990’da Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihî ve estetik olarak önemli” filmler arasına seçilen film, Coppola’nın dehasını da gözler önüne seriyor. Birçok prestijli kurum, enstitü ve dergi tarafından gelmiş geçmiş en iyi filmler sıralamasında üst sıralara yerleştirilen bu üçlemeyi tavsiye etmekten ziyade bu listede adını görünce keyiflenin diye buraya ekliyoruz.
Üç Renk
Krzysztof Kieślowski’nin yönettiği üçlemenin parçaları sırasıyla Üç Renk: Mavi (1993), Üç Renk: Beyaz (1994) ve Üç Renk: Kırmızı (1994). Orijinal dili Fransızca olan üç filmden “Beyaz” Fransa ve Polonya, “Mavi” ve “Kırmızı” ise Fransa, Polonya ve İsviçre ortak yapımı. Filmlerin senaryolarında Kieślowski ve Krzysztof Piesiewicz imzası bulunurken senaryo danışmanlıkları Agnieszka Holland ve Sławomir Idziak isimlerine ait. Yapımcılığını Marin Karmitz ve bestelerini Zbigniew Preisner’in yaptığı üç film toplamda 6.1 milyon dolar gişe yaparken Kırmızı, 67. Akademi Ödülleri’nde En İyi Yönetmen, En İyi Özgün Senaryo ve En İyi Sinematografi Akademi Ödüllerine aday gösterildi.
Yusuf Üçlemesi
Semih Kaplanoğlu tarafından kaleme alınan ve yönetilen dramatik üçleme Yumurta (2007), Süt (2008) ve Bal (2010) bir hayat döngüsüne odaklanıyor. Kronolojik bir bağlamla ilerlemeyen; ölüm, hayal ve rüya temalarının işlendiği üçlemede üç farklı Yusuf karakterinin hayatındaki belli dönemlerde yaşadığı kimlik arayışı süreci konu alınıyor. İlk iki filmin İzmir’in Tire ilçesinde son parçanın ise Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde çekildiği ve dünya çapında sayısız ödül kazanan üçleme, özellikle çocuk Yusuf’un hikâyesi aktaran Bal filminin 60. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde kazandığı En İyi Film Altın Ayı ve Ekümenik Jüri Ödülü ile büyük üne kavuşmuştu.