Bi kavram 3 film: Müzik
“Duygu, düşünce ve imgeleri teksesli ya da çoksesli olarak anlatma sanatı.” ya da “Bir biçimde düzenlenmiş seslerden oluşan yapıtların çalınması ya da söylenmesi.” şekilde tanımlanan bir kelime: Müzik. Klasik Müzik, Rock, R&B, Karayip tarzı, Halk müziği, Country, Blues, Caz, Elektronik ve Latin daha nice türlere sahip olan müzik; antik Yunanca kökenli bir sözcük ve ilk kullanımı da “musike”.
“Derler ki, müzik güzelse, verdiği tat bütün duygulara ayak uydurur. Mutlu insan, melodilerde mutluluğu, hüzünlü insan hüznü bulur.” diyor Fyodor Dostoyevski. Lev Tolstoy ise şu cümleyi de kuruyor: “Bence müzik; esneme, gülme gibi etkiliyor. Uykum olmadığı hâlde esneyen birine bakınca benim de çenem ayrılır; ortada gülecek bir şey yokken başkalarının gülüşünü duyunca gülerim.” İki dünya edebiyatçının sözlerinin kesişen kısımlarını ele alan sinemada müziği anlatan üç film:
Güz Sonatı
İsveçli yönetmen Ingmar Bergman’ın efsane oyuncu Ingrid Bergman ile birlikte ilk ve tek çalışması olan Güz Sonatı, İsveç- Almanya ortak yapımı 1978’de çekilmiş bir başyapıt. Görüntü yönetmenliğini Sven Nykvist’inin üstlendiği yapım, Ingmar Bergman’ın tek mekânda geçen “oda sineması” filmlerinin en etkili ve en sarsıcı olanı. Ingrid Bergman’ın canlandırdığı dünyaca ünlü piyanist Charlotte, eşinin ölümünden sonra yedi yıldır görüşmediği kızı Eva’yı (Liv Ullmann) ziyarete gider. Mesafeli Charlotte, küskün Eva ve felçli diğer kızı Helena, bir gün ve bitmek bilmeyen bir gece boyunca birbirleriyle yüzleşir, yıllardır erteledikleri pişmanlıklar, inkâr ve kabullenişlerini ortaya dökerler.
Whiplash
Whiplash, 2014 yapımı Amerikan drama filmi. Damien Chazelle tarafından yazılıp yönetilen filmin başrollerinde Miles Teller ve J. K. Simmons bulunuyor. Paul Reiser ve Melissa Benoist’in de yer aldığı film, genç bir müzisyenin ilginç öyküsünü anlatıyor. Küçük yaşlardan itibaren bateri çalmaya başlayan Andrew, üniversite tercihinde ülkenin en iyi müzik okulu olarak gördüğü Shcarffer Konservatuarı’na girer. Bir gün, okulun en sert hocalarından biri olan caz duayeni Terence Fletcher’ın dikkatini çeker. Fletcher, Andrew'u kapasitesini sonuna kadar kullanmadan asla başarılı saymayacaktır. Genç bateristin önünde sadece mesleki bir test değil, psikolojik bir sınav da vardır..
Düttürü Dünya
Düttürü Dünya, Umur Bugay’ın senaryosunu kaleme aldığı, yönetmenliğini Zeki Ökten’in üstlendiği 1988 yapımı bir dram filmi. Başrollerini Kemal Sunal ve Jale Aylanç paylaştığı film; Ankara’da, geceleri pavyonda klarnet çalarak hayatını kazanan Mehmet’i anlatıyor. Karısı, biri lisede okuyan iki kızı ve engelli oğluyla gecekonduda yaşayan Mehmet’in ev sahibi bir an önce evin boşaltılması ister. Mehmet, bir taraftan ev aramaya bir taraftan da para biriktirmeye çalışır. Ama asıl umudu ise bir gün kaset yapacağına inandığı besteleridir. 1980’li yılların atmosferini fazlasıyla yansıtan Düttürü Dünya, Yeni Gerçekçi akımımın en iyi ürünlerinden biri olarak gösteriliyor.