Beykoz'un uzun şarkısı: Anadolu Hisarı Mahallesi
Yahya Kemal’in “Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer” dediği, Nedim’in bir taşına topyekûn Acem mülkünü feda ettiği İstanbul’u sevmeye nereden başlamalı? Bir mekânı sevmeye ve bağ kurmaya başlamadan önce öncelikle mekânı tanımak, anlamlandırmak ve orada geçmişten bugüne taşınan tarihin izlerini sürmek gerekir.
Beykoz’un Anadolu Hisarı Mahallesi, kadim kent İstanbul’da tarihten gelen izleri cömertçe sunan mahallelerden biri. Kuruluşu İstanbul’un fethinden elli yıl öncesine tarihlenen mahalle, altı yüz yıllık tarihî mirasa ev sahipliği yapması dolayısıyla âdeta bir açık hava müzesi hüviyetinde.
Mahalleyi tarihiyle birlikte tanımak için mutlaka görülmesi gereken on durağı sizler için derledik.
- Anadolu Hisarı
- Yıldırım Bayezid tarafından inşa ettirilen bu tarihî yapı, İstanbul’da Türkler tarafından yaptırılan ilk eserdir. Karadeniz çıkışının kontrol altına alınması ve Bizans’a gelen yardımların kesilmesi amacıyla 1390-1396 yılları arasında yaptırılan Hisar, “Güzelcehisar - Akçehisar” isimleriyle de bilinir.
- Küçüksu Kasrı
- Adını hemen yan tarafında akmakta olan Küçüksu Deresi’nden alan kasır, 1856 yılında Sultan Abdülmecid tarafından Mimar Nikogos Balyan’a yaptırılmıştır. Avrupa’daki kraliyet hanedanlarından pek çok kişinin ağırlandığı kasır, günümüzde Milli Saraylar’a bağlı olup bir müze-saray statüsündedir.
- Anadolu Hisarı Mezarlığı
- Yıldırım Bayezid döneminde yapılan İstanbul kuşatmasında şehit olan askerlerin defniyle oluşan mezarlık, İstanbul’daki ilk Türk mezarlığıdır. Bu tarihî mezarlıkta Santûri Edhem Efendi, Mehmet Ali Birand ve Osmanlı İmparatorluğu’ndaki önemli yöneticilerden Köprülü Ailesinin kabirleri bulunmaktadır.
- Mihrişah Valide Sultan Çeşmesi
- Pek çok insanın eski İstanbul kartpostallarından da aşina olduğu çeşme, 1806 yılında III. Selim tarafından yaptırılmıştır. Kurşun kaplı büyük kubbesi ve işlemeli ayna taşlarıyla barok üslubunun en güzel örneklerinden birini sergileyen çeşme, Küçüksu Kasrı’nın bahçesindedir.
- Muhaşşi Sinan Cami
- XVI. yüzyılın son döneminde Anadolu Hisarı Mahallesi’ne inşa ettirilen cami, Arnavut kaldırımlı bir sokakta, aşı boyalı ahşap evlerin bitişiğinde olan caminin minaresinde alem yerine bir güneş saati bulunmaktadır.
- Göksu Deresi
- Anadolu Hisarı’ndan Boğaziçi’ne dökülen iki büyük dereden biridir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde sıklıkla sandal sefalarına sahne olan derenin kıyısında bir zamanlar birbirinden güzel yalılar vardı. Günümüzde Göksu Deresi kıyılarında birbirini ardına dizilmiş kafeler ve restoranlar bulunmaktadır.
- Otağtepe
- Büyük Osmanlı Hükümdarı Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethinden önce otağını kurduğu yer olması dolayısıyla mekâna ismini vermiş olan Otağtepe, İstanbul’da güneşin doğuş ve batış manzarasının görülebileceği en güzel yerlerden biridir.
- Anadolu Hisarı Yalıları
- İstanbul’un en eski yerleşim yeri olan Anadolu Hisarı sahilleri, birbirinden güzel tarihî yalılara da ev sahipliği yapmaktadır. Boğaziçi’nde günümüze ulaşmış en eski yalı olan Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı da Anadoluhisarı’ndadır.
- Küçüksu Öğretmenevi
- 1932 yılında inşa ettirilen ve 1988 yılında öğretmevine dönüştürülen mekân, sahip olduğu eşsiz Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Rumeli Hisarı manzarasıyla dikkat çekmektedir.
- Küçüksu Çayırı
- Anadolu Hisarı’ndaki en büyük mesire alanı olan çayırda geçmişte mısır kazanları kurulur ve İstanbullular buraya dinlenmek ve eğlenmek amacıyla ziyaret ederlerdi. Günümüz mesire alanında piknik yapmak, bisiklet kiralayıp yürüyüş yapmak mümkündür.