Avrupa’nın en büyük 5 müzesi

Louvre Müzesi, Fransa.
Louvre Müzesi, Fransa.

Müzeler geçmiş ile bugün arasında köprü kuran; tarih, sanat, bilim, kültür gibi kavramların yaratıcılıkla birleştiği en güzel mekanlar. Müzecilik turizminin dünyadaki başkenti ise Avrupa… Zira tüm dünyaya mal olmuş ve sanat tarihine yön vermiş binlerce benzersiz eser, Avrupa’nın farklı köşelerinde yer alan ve mutlaka görülmesi gereken müzelerde sergileniyor. Bu müzeler dünyanın dört bir yanından kültür ve sanata düşkün gezginleri bir araya getiriyor. Kendilerini has özellikleri ve ruhlarıyla ziyaretçilerini farklı dünyalara davet ediyor. Ayrıca müzeler dönemsel olarak değişen ve güncellenen sergi takvimleri sayesinde sürekli güncellenen ve yeniden ziyaret edilebilen canlı yerler. Siz de Avrupa’yı sık ziyaret eden biriyseniz ya da yeni bir tatil planı yapıyorsanız, yazımızda yer alan Avrupa’nın en büyük 5 müzesini gezi planını ekleyebilirsiniz. Dünyanın en önemli eserleri arasında kaybolmaya hazır olun!

Louvre Müzesi, Fransa

Yalnızca 35 bini sergilenen 300 binden fazla sanat eseri… Burası Fransa’nın Paris şehrinde yer alan ve Avrupa ile dünyanın en büyük sanat ve antika müzesi olan Louvre Müzesi. Bu müze o kadar büyük ki her bir sanat eseri için bir dakika zaman ayrılsa, müzenin açık olduğu saatler dahilinde tüm eserleri görmek 364 gün sürüyor. Galerinin toplam uzunluğu 17 kilometre. 3 ayrı kanata, 8 bölüm ayrılıyor ve burada sanat eserleri temalara göre gruplandırılıyor. Rakamlardan da anlaşılacağı üzere ne yaparsanız yapın bu müzenin gezimi asla bir günde bitmiyor. Mona Lisa Tablosu, Hermes Heykeli, Nike Heykeli, Büyük Sfenks gibi sanat tarihine damga vuran eserler ve daha fazlası bu müzede sergileniyor. Tarih öncesi çağlardan günümüze uzanan eşsiz eserlere ev sahipliği yapan Louvre, Avrupa müzeleri arasında görülmesi gereken ilk durak. Ancak burayı tam anlamıyla gezmek istiyorsanız, en az iki gününüzü ayırın deriz.

British Museum, İngiltere.
British Museum, İngiltere.

British Museum, İngiltere

Şimdi sıra dünyanın en büyük müzelerinden olan Londra’nın göz bebeği British Museum’da. Bu müze; eski çağ yapıtları, sikkeler ve madalyalar, baskılar ve çizimler ile etnografi bölümü olmak üzere toplam 4 bölüme sahip. Bugün müzede toplam 8 milyon eser ve obje bulunuyor. Müzedeki bu koleksiyonun oluşturulması ise çok uzun yıllar sürmüş. Müzenin cam kubbeli kütüphane bölümü adeta başlı başına bir mimari eser. Müzede milyonlarca eser bulunuyor ancak bunların neredeyse hiçbiri İngilizlere ait değil. Hemen hemen tüm eserler İngilizlerin sömürdükleri ve Osmanlı Devleti gibi işgal ettikleri ülkelerden götürdükleri eserler. Şu an için bu eserlerin yalnızca yüzde biri sergileniyor. British Museum’da dünya harikası sayılan Bodrum Halikarnas Mozolesi, Aslan Avı Rölyefleri, Parthenon Heykelleri ve Rosetta Taşı ilk görülmesi gereken eserler arasında. Bu müzede gördüğünüz eserlerle yalnızca İngiltere’de değil dünyanın farklı birçok yerinde aynı anda bulunuyormuş gibi hissedeceksiniz.

Prado Müzesi, İspanya

Burası Louvre Müzesi’nden sonra dünyanın ikinci büyük resim müzesi. Birbirinden eşsiz esere ev sahipliği yapan müze İspanya’nın Madrid şehrinde yer alıyor. İçerisinde binlerce resim, taslak çizim, heykel ve antik eşya bulunuyor. Müze, neo klasik tarzdaki yapısının getirdiği nefes kesici bir güzellikle görenleri büyülüyor. 19. yüzyılda açılan müze, bölgedeki iki farklı müze ile birleştirilerek koleksiyonu genişletilmiş. Müzede Picasso, Dali, Goya, Milo gibi İspanyol sanatçılardan Raphael, Bosch, Michelengelo gibi tarihin en büyük sanatçılarına kadar pek çok ressamın eserleri sergilenmekte. Müzenin en ünlü parçası ise Hieroneymus’un Dünyevi Zevkler Bahçesi eseri. Geniş koleksyonu le müze, Louvre Müzesi’nden sonra dünyanın en büyük 2. resim müzesi unvanını taşıyor. Eğer yolunuz Madrid’e düşerse müzeye mutlaka uğramalı, Las Meninas, Üç Güzeller, Jacob’un Rüyası gibi popüler eserleri görmelisiniz.

Pergamon Müzesi, Almanya

Almanya’nın Müzeler Adası’nın incisi Pergamon… Berlin’de yer alan Müzeler Adası, tapınakları andıran beş bina, eşsiz bir galeri ve müzeye ev sahipliği yapıyor. Müze Adası’ndaki eserler 6 bin yıllık bir tarihi kapsıyor. Bu nedenle ada, UNESCO Dünya Mirası statüsüne sahip. Müzeler Adası’ın en büyük ve en yeni müzesi ise Pergamon Müzesi. Bu müze Orta Doğu sanatına ait bir koleksiyonun yanı sıra Yunan ve Roma klasik antika koleksiyonuna yer veriyor. Pek çok kişi, ana salonda duran ve müzeye adını veren, MÖ 160’tan kalma Pergamon Zeus Sunağı’nı görmeye geliyor. Bunun yanı sıra müzede daha görülecek birçok inanılmaz eser bulunuyor. Eserlerin çoğu ise Anadolu ve Mezopotamya topraklarından götürülmüş. Müzedeki Halep Odası, Gılgamış Destanı Parçaları, Miletus Marketi Kapısı gibi meşhur eserleri mutlaka görmelisiniz.

Pergamon Müzesi, Almanya.
Pergamon Müzesi, Almanya.

Uffizi Galery, İtalya

Rönesans veya Leonardo Da Vinci sevdalısıysanız bu müze tam da size göre. 1560 yılında yapılan müzede antik heykel, sanat eseri ve eserlerin haneden koleksiyonunun bir sergisi bulunuyor. Dünyanın en önemli müzelerinden olan Uffizi, Rönesans’ı adım adım gözler önüne seren bir müze. Halihazırda bir açık hava müzesini andıran Floransa’nın kalbinde bulunan Uffizi’de çoğu Rönesans döneminden kalma, eşsiz sanat eseri ve başyapıt yer alıyor. Bu geniş koleksiyonda tüm yüzyıllardan eserler yer alıyor. Ancak büyük bir kısmı 12. ve 17. yüzyıllar arasındaki dönemlere kadar uzanıyor. Bu eserlerin sahipleri ise dünyaca ünlü isimlerden olan Leonardo da Vinci, Raffaello, Glotto, Botticelli ve daha fazlası. Bu müze sizi eserleriyle etkisi altına alacak ve Rönesans’ı yaşamanıza imkan tanıyacak. Eğer İtalya’ya gittiyseniz ve Uffizi’yi gezdiyseniz, ikinci durağınız Vatikan Müzeleri olsun. Bu iki müze sizi tarihin tozlu sayfalarında mistik bir geziye çıkaracak.