Arşimet'in şehri̇: Siraküza

Ortigia Adası.
Ortigia Adası.

Sicilya adasının güneydoğusunda pastel bir inci gibi parlayan Siraküza, geçmişin görkemiyle bugüne bakan, iyi korunmuş arkeolojik kalıntılarıyla dikkat çeken ve tarihi atmosferiyle ziyaretçilerini büyüleyen bir şehir. Antik Yunan çağında koloni devlet olarak kurulmasının akabinde Akdeniz’in en güçlü politik aktörlerinden biri olmayı başaran Siraküza, 2700 yıllık tarihi ve bu tarihten modern döneme miras kalan canlı-güçlü ruhuyla, şimdilerde önemli bir kültürel ziyaret noktası. Elbette Sicilya’nın kalbi unvanının hakkını verecek tüm güzellikleri başında bir taç gibi taşıyor. Aslında 150 bin nüfuslu küçük bir liman kenti ama mabetleri, meydanları, açık hava tiyatroları, antik yapılarıyla göz alıcı bir mimari görünüme sahip. Ve bu güzelliğinin farkında.

Siraküza’nın ana merkezindeki Neopolis Arkeolojik Parkı, önemli bir arkeolojik alan; taş ocağı, Yunan Tiyatrosu ve Roma Amfi Tiyatrosu gezilmeye değer yerler. Ama Siraküza’nın en güzel yeri, ana karadaki bu arkeolojik park turundan sonra iki köprüden geçerek ulaşılan meşhur Ortigia Adası’dır. İçinde heyecan verici güzellikte yapılar barındıran, yürüme mesafesindeki bu bölge tarihi merkez olarak adlandırılıyor. Tarihi merkeze eski şehrin kapısından (Porto Ubrica) giriş yaptıktan sonra, Sicilya’daki en eski antik Yunan tapınağı olan Apollo Tapınağı’na (Tempio di Apollo), buradaki caddeden yürümeye devam ettiğinizde ise Arşimet Meydanı’na (Piazza Archimede) çıkıyorsunuz. Sonrasında Duomo Meydanı’na doğru yönelip, (Piazza Duomo) Katedral ve Santa Lucia Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Siraküza’nın koruyucu perisi Arethusa’nın evi Fonte Aretusa ile şehrin en uç noktasındaki bir 13.yüzyıl kalesi olan Castello Maniace, tarihi merkez Ortigia Adası’daki son ziyaret noktaları. Bu manzaralı, yokuşsuz, güzel yürüyüşün sonu, sahil bölgesinde nihayet bulacaktır.

Arşimet ve Siraküza

Mucitliği, matematik bilgisi ve zekâsıyla, Eski Yunan’ın en büyük dehalarından biri sayılan Arşimet, Siraküza’lıydı. Elbette hamamdan peştemaliyle evraka evraka diye bağırarak çıkan dahi imajının ötesinde/dışında bir kimliği de vardı Arşimet’in. Yaşadığı çağı aşan icatlarıyla Roma ordularını durduran bir harp mühendisiydi o. Bu zorunlu bir görevdi, evet. Doğduğu evi savunuyordu. Arşimet’in Pençesi gibi icat ettiği birçok özel harp silahıyla Siraküza Kuşatması’nı Roma için kabusa çeviren Arşimet, nihayetinde kuşatmayı yarmayı başaran Roma askerlerinin elinde talihsiz bir şekilde ölecekti. O günden beri Siraküza her daim Arşimet’in şehri olarak anılıyor. Ruhu hâlâ bu şehirde. Uğrunda öldüğü evinin kalbine gömülen dahi. Arşimet’in, gözünü diktiğinde karşısında Roma donanmasını gördüğü yerden, yani şehrin surlarından denize doğru bakarak Siraküza gezisini ölümsüzleştirebilirsiniz.

Apollo Tapınağı.
Apollo Tapınağı.

Denize inen dar sokakları, minicik dükkanları, cumbalı evleri, sıcakkanlı insanları, Ortaçağ atmosferi, barok mimarisi ve geçmişin taze izleriyle Siraküza düştüğü yerde bekliyor.

  • Siraküza beşlisi
  • Santa Lucia Kilisesi

  • 1. Moschetti’nin eseri Diana Çeşmesi’nde deklanşöre bas
  • 2. Yiyecek pazarı Mercato di Ortigia’ya uğra
  • 3. Dionysius’un Kulağı’nı ziyaret et
  • 4. Pasticceria Artale’de Cannoli tat
  • 5. Arşimet'i hatırla!