Arnavut sazı "çiftelia" asırlardır sembol enstrüman olarak öne çıkıyor
Asırlardır Arnavut geleneğinin bir parçası olan "çiftelia" enstrümanı, halen Arnavutlar arasında yaygın ve sevilen bir çalgı olarak öne çıkıyor.
İki telli olmasından dolayı "çift telli" kelimesinden türeyen enstrüman, bağlamayı andırıyor.
Çiftelia, asırlar boyunca gerek Arnavutluk gerekse Kosova ve Kuzey Makedonya ile Arnavutların yaşadığı diğer Balkan ülkelerinde halkın törenleri, ayinleri, bayramları ve geleneklerinin bir parçası olmuş durumda.
Uzun saplı iki telli bir çalgı olan bu enstrümanda mızrapla tellere vurularak melodiler çalınıyor.
Halen Arnavutluk'ta çiftelia üreten ender ustalardan Puka'lı Gjelosh Alia, başkent Tiran'daki atölyesinde bu geleneksel müzik aletine ilginin canlı kalmasını sağlıyor.
Çiftelianın yanı sıra diğer geleneksel enstrümanların da üretimini yapan 66 yaşındaki Alia, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Arnavut dili ve edebiyatı öğretmeni olarak onlarca yıl çalıştığını söyledi.
Enstrümanı 20 yaşından beri üretmesinin yanında, çaldığını da anlatan Alia, "Çiftelia, ülkemizde en çok kullanılan enstrüman, bu nedenle talepler farklı. Bu yüzden farklı türden çiftelia yapıyoruz. En küçüklerden en büyüğüne kadar, boyut olarak sharkia enstrümanına (bir çeşit saz) yakın." diye konuştu.
Çifteliaların bölge olarak da farklılık gösterdiğini aktaran Alia, "Her ilin, bölgenin kendine has bir özelliği var ve ustalar buna uyum sağlar. İlin kendine has özellikleri olan ve değişen folkloruna göre yaparlar. Mesela Puka veya Mirdita'dakilerin boyutları çok büyük değildir, öte yandan Burrel, Mat ve Kosova'ya yakın olan Tropoja'da daha büyük ve biraz daha uzun olanlar kullanılır." ifadelerini kullandı.
Bir yandan ürettiği çiftelia enstrümanını çalan diğer yandan yapım süreci hakkında konuşan Alia, genel olarak enstrüman üretiminin birçok süreci olduğunu ve bunun çok özen gerektirdiğini vurguladı.
Alia, çiftelia üretiminde en çok dut, ceviz, kiraz ve yabani armut ağaçlarının kullanıldığı bilgisini paylaştı.
Ürettiği çifteliaya en fazla talebin ülke dışından geldiğini ifade eden Alia, Arnavutluk'tan da talep olduğunu kaydetti.
Ahşap ile çalışmanın zorluğuna değinen Alia, "Ahşapla çalışmak harika ama zorlukları da var. Hep sesi düşünürüm. Çalıştığım sırada nasıl ses çıkaracağını düşünürüm. Notaları doğru yerleştirmek, akordunu yapmak için sabırsızlanıyorum." dedi.
Arnavut geleneklerinin kendisi için çok önemli olduğunu vurgulayan Alia, "44 yıldır her bayramda öğrencilerle çifteliayı elimden bırakmadım. Bugün zevk ve heyecan hissediyorum. Bir kısmına öğretmeyi başardım, müzisyen yaptım." diye konuştu.
Alia, zanaatını hiç bırakmadığını ve onu miras olarak bırakmak istediğini sözlerine ekledi.