Altaylara doğru: Gorno-Altaysk'ı görmek için makbul gerçekler
Sibirya adı, Rus romanlarının da etkisiyle zihnimizde soğuk, karanlık, kasvet ve sürgünü aynı anda çağrıştırıyor. Oysa her mevsimi ayrı güzel, doyumsuz manzaralara sahip, akarsuların, göllerin, dağların ve ırmakların en şık imzasını attığı, doğanın konuştuğu, dağların sizi kalbine misafir ettiği, bozulmadan bugüne gelebilmiş saf bir tabiat mucizesi bu bölge.
Sibirya’daki Altay Cumhuriyeti, bu doğal güzelliğin stratejik ev sahiplerinden biri. Özerk yapıya sahip cumhuriyetin başkenti Gorno-Altaysk. Türkçesi Dağlık Altay demek. Altay Dağları'nın eteklerinde yer alan bu sıra dışı güzel şehir, Altay Cumhuriyeti'nin kuzey sınırında, iki nehirden oluşan Mayna vadisinde yer alıyor. Peki, buraya nasıl ulaşılır? İstanbul’dan Novosibirsk'e doğrudan uçup, buradan karayoluyla devam etmek en mantıklı tercih. Zorlu, meşakkatli bir yolculuğa hazır olmak şartıyla tabii.
Tüm dünyadan gezginleri Gorno-Altaysk şehrine çeken şey, adını Rus Türkolog Andrey Anokhin’den alan bir yerel tarih ve arkeoloji müzesi olan Anokhin’dir. Anokhin Ulusal Müzesi’nin şaheseri ise, 1993’te Ukok Platosu’ndaki mezarlıklarda bulunan genç bir kadının mumyası olan Altay Prensesi'dir. Nam-ı diğer Sibirya Buz Prensesi. 2500 yıllık olduğu tespit edilen, hiç bozulmadan günümüze ulaşmış bu mumya, onu gökyüzüne taşıyacak 6 atla birlikte gömülmüş. Yerinden oynatılması, yani müzeye taşınması Altay halklarının hiç hoşuna gitmemiş aslında. Altay Buz Prensesi dışında yine ilgi çekici geniş bir arkeolojik koleksiyona sahip müzedeki, etnografik sergiler, vahşi yaşam tasvirleri ve yerel sanat eserleri oldukça göz alıcı bir tarih tecrübesi sunuyor ziyaretçilerine. Kadim Altay kültürüne yerinde tanıklık ederken, dev mamut kemikleriyle birlikte Altaylı efsane ressam Grigory Choros-Gurkin'in tablolarını da görmeniz mümkün. Ulalushka Nehri yakınındaki İlkel İnsan Müzesi de ziyaret edilmesi gereken diğer önemli mekân. Gorno-Altaysk şehir merkezi turunda, Lenin Meydanı’ndan sonra Kültür Parkı’nda bir mola verip, Aziz Macarius Tapınağı, tiyatro binası, kiliseler, parklar, sokaklar gezilebilir. Rahat bir başkent burası. Nam-ı diğer Dağlık Altay.
Gorno-Altaysk’ı merkez kabul ederek, Altay bölgesinin eşsiz doğal güzelliklerini keşfe çıkmak mümkün. Katun Nehri boyunca ilerleyen Altay Milli Parkı, Altay Türkçesi’nde “Altın Göl” anlamına gelen Teletskoye Gölü, Ergenekon Destanı’na konu olan Katu Yarık, kurganlarıyla ünlü Pazırık bölgesi ve Aya Gölü/Şeytan Parmağı Dağı ilk önemli duraklar ama Altay’ın bakir, yabanıl, saf hazineleri için biraz daha zaman ve cesaret lazım galiba.
- Altay beşlisi
- 1. Altıngöl’de tekne gezintisine çıkmak!
- 2. Ressam Çoros Gurkin’i kurşuna dizdiren 1936 tarihli Han Altay tablosunu görmek!
- 3. Katun nehri kıyısında yürüyüş yapmak!
- 4. İşinin ehli bir kaichi’den “homey” adı verilen meşhur gırtlak müziğini dinlemek!
- 5. Altay paça’sını tatmak!