Akdeniz'in kültür limanı: Cenova
Paranın ve ticaretin çok olduğu yerde daima bulunan güzelhayatın ve eğlencenin şehri. Ünlü denizcilerin, birbirindengüzel kıvrımlı koyların ve bu koyların müdavimi Frank Sinatragibi ünlülerin, aşkını Portofino'da bulan İtalyan şarkıcı VittorioPaltrinieri'nin şehri. Evet, sanayi ve ticaret yüzyıllarca hizmetveren sevimliliğini alıp götürmüşse de modern Cenova'nıngeçim kaynağı olarak antik liman hep büyümüş. Ancak bizimamacımız, bir şehir devleti olarak yüzyıllarca tüm Akdeniz'devarlığını hissettirmiş, bir an bile Venedik ile savaşmaktan geridurmamış eski Cenova'nın izlerini sürmek.
Şehrin eski tarihi merkezi Le Strade Nuove (Yeni Sokaklar) ile Palazzi dei Rolli (Rolli Sarayları)’nin büyük bir bölümü 13 yıl önce UNESCO Dünya Mirası İtalya listesine dahil edilmiş ve şehir 2004 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilmişti. Biz gezimizi bu rotada yapacak ve Akdeniz'in büyük tüccarlarının şehrini tanımaya çalışacağız.
Cenova, birçok İtalyan şehri gibi sanat, müzik, gastronomi ve tarih tutkunlarının ilgisini çekecek sayısız özelliğe sahip. Ünlü denizci ve kaşif Kristof Kolomb'un doğduğu yer olan şehrin merkezini yürüyerek gezerseniz, o tarih kokan sokaklarda geçmişin ruhunu yakalarken ânın da keyfini sürebilmek mümkün. 1451-1506 yılları arasında bu şehirde yaşayan Kolomb’un evi, yıllara yenik düşmüş dış cephesiyle hâlâ dikkat çekici.
Saraylar şehri
Cenova gezisinin büyük bir kısmını şehirdeki saraylara ayırmak gerekiyor. Şehrin karakteristik yapılarından biri olan ve enfes mimarisiyle göz dolduran Belediye Sarayı, 1565 yılında inşa edilmiş.1848 yılından bu yana da Cenova Belediyesi’ne ev sahipliği yapmakta.Cenova Dükünün 1251-1275 yılları arasında yaptırdığı Palazzo Ducale (Dükler Sarayı), Ferrari Meydanı'nın hemen yanı başında. Bilet alarak gezebileceğiniz saray, metro istasyonunu arkanıza alırsanız meydandaki süs havuzunun sağındaki yapı.
Piazza De Ferrari
Piazza De Ferrari (Ferrari Meydanı) için Cenova'nın kalbi diyebiliriz. Şehrin tam merkezinde, tarihi ve modern yapıların birlikte barındıran Ferrari Meydanı, Ferrari ailesinin verdiği parayla yapılmış büyük havuzdan alıyor adını. Geçtiğimiz yıllarda restorasyonu tamamlanan havuzun etrafında keyifle soluklanabilirsiniz. Meydan, Cenova’nın iki tren istasyonu Principe ve Brignole’den de yürüyerek 15 dk mesafede.
Şehrin kadim muhafızları: Kaleler
Forte Sperone (Sperone Kalesi) iki katmanlı bir yapı. Mura Nuove'nin (Yeni Surlar) üstünde kurulmuş. Savoy arması üstündeki kalenin ana girişi, bir zamanlar zincirli asma köprü ile bağlanan bir hendek ve geçitle korunuyor. Kalede bir baruthane, askeri kışla ve küçük bir şapel bulunmakta.
1758'de inşa edilen Fort Diamante (Diamante Kalesi) ise Cenova'nın vadileri arasındaki bir tepede bulunuyor. Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın. Ayrıca şehri koruyan surlardaki Porta Soprana (Soprana Kapısı) varlığı Orta Çağa kadar uzanan kapılardan biri. Ferrari Meydanına beş dakika mesafedeki kapıyı layıkıyla fotoğraflamak isterseniz yanınızda geniş açılı bir lens bulundurmanızda fayda var.
San Lorenzo katedrali
Yapımı 100 yıl süren San Lorenzo Katedrali'nde ünlü İtalyan sanatçı Donetello’ya ait bir heykelin yanı sıra İtalya tarihinin en ünlü ailelerinden Mediciler'in mezarları da bulunmakta. Katedral, duvar süslemeleri ve freskleri ile de çok ilginç.
Ayrıca yapımı 1009’a dayanan ancak şu anda bulunmayan bir başka manastırın ön kısmındaki Sant’Andrea Revakı 12. yüzyılın ortasından günümüze kadar gelebilmiş ve hâlâ yıllara meydan okumakta.
Via XX Settembre
Gezerken alışveriş şart diyenlerdenseniz Ferrari Meydanı’nda, Yeni Borsa Binası’nın yanından başlayan Via XX Settembre tam size göre. Dünya markalarının mağazalarının göz alıcı vitrinleri, elbette gezinize renk katacaktır. Alışverişten sonra yorgunluk atmak için ise İtalyan şair Giorgio Caproni’nin (1912- 1990) “cennet” olarak nitelendirdiği, şehri kuşbakışı gören Castelletto ideal bir mekân. Buradan şehrin eşsiz gece ve gündüz manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Portofino
Cenova şehir merkezine yaklaşık 35 kilometre mesafedeki koyu ve bu koydaki şirin kasabayı görmeden lütfen şehri terk etmeyin. Adı şarkılarda yaşayan bu küçük ve sevimli balıkçı kasabasında bir gece bile geçirmek, bir gün batırıp, bir günü karşılamak müthiş bir deneyim…
Aynı Paltrinieri'nin şarkısında olduğu gibi...
- Aşkımı Portofino'da buldum
- Çünkü hâlâ hayallere inanırım
- Kaderin cilvesi Portofino'da kalbimi çaldı
- Deniz seni bana
- Sabahın tatlı büyüsünde getirdi
- Gözlerimi hafifçe kapattığımda
- Yanımda...
- Portofino'da
- Seni tekrar görüyorum...