Akdeniz'in en açık mavisi: Sidi Bu Said
Sidi Bu Said’i tavsif ederken sahipolduğu muhteşem konumuna, yapılarınınşirinliğine, beyaz ve mavi rengin harikauyumuna atıfla “Akdeniz’de açan mavilibeyazlı orkide çiçeği” yakıştırmasınıuygun buluyorum. Başkent Tunus’unyaklaşık 20 kilometre kuzeydoğusundayer alan Sidi Bu Said, oldukça yüksekbir noktada, Akdeniz’e hâkim bir tepeüzerinde yer alıyor.
Sidi Bu Said’in köklü geçmişi, Akdeniz çevresinde birçok ticaret merkezi ve koloni kuran Fenikeliler’e kadar uzanıyor.Sidi Bu Said’in hemen birkaç kilometre uzaklığında bulunan Kartaca’yı kuran Fenikeliler o zamanlar “Kule Dağı” olarak adlandırdıkları Sidi Bu Said’i, yüksek bir yerde olma avantajını da kullanarak Kartaca’ya gelecek tehlikelerden korumak amacıyla bir gözetleme kulesi olarak kullanmıştı.
- Bugünkü kullanılan mevcut Sidi Bu Said ismi ise resmi olarak 1893 yılında buraya verilmişti.
Sidi Bu Said, ismini burada yaşayan aynı isimdeki bir veliden almış. Kendisini ibadete vermek amacıyla şehir merkezinden ayrılarak yüksekçe bu bölgeye yerleşen Sidi Bu Said (vefatı 1230) burada yaşamış ve burada vefat etmiş. İnsanlar tarafından da çok sevilen bu kişi, buraya daha o yaşarken minik bir yerleşim yeri hüviyeti kazandırmış. Kendisinin vefatından ve burada yer alan türbesinin ardından burası adeta türbenin etrafında şekillenen bir yerleşim yeri olmuş.
Sidi Bu Said her ne kadar dünyanın dört bir yanından turist akan bir yer olsa da burası zamanda yaklaşık 6000 kişilik nüfusu ile bir yerleşim yeri.
Akdeniz’den esen o serin yelin civarda bol miktarda bulunan yasemin çiçeğinden alıp taşıdığı muhteşem rayihayı ciğerlerinizde tüm harikalığıyla hissedeceksiniz burada…
Sidi Bu Said öylesine otantik bir yapıya sahip ki kendinizi burada âdeta bundan birkaç yüzyıl öncesinde hissetmeniz işten bile değil.
Burası ülke için önemli de bir turizm merkezi olduğu için bu yapının bozulmamasına büyük önem gösteriliyor. Geleneksel çarşısı, Akdeniz’e nazır Tunus çayını yudumlayabileceğiniz güzel bahçeleri, Tunus lezzetlerini tadabileceğiniz şirin yapılara sahip lokantalarıyla Sidi Bu Said kesinlikle görülmesi gereken bir yer.
UNESCO Dünya Miras Listesinde yer alan Sidi Bu Said’e karakter veren sadece iki renk var; mavi ve beyaz. Mavi kapılar, beyaz duvarlar, ahşap mavi pencereler…
Bu renk uyumunu bozacak herhangi bir başka renkli yapıya ise izin verilmiyor. Akdeniz – İslam mimarisinin en sevimli örneklerinden biri olan Sidi Bu Said, evlere ve kapılara yapılan kimi süslemelerle çok daha güzel bir görünüm kazanıyor.
Toplumdaki statüye göre ev kapılarının şekil ve renklerinin değişiklik arz ettiği Tunus’ta, kullanılan kapı tokmaklarının farklılığı da bir çeşitlilik meydana getiriyor. Mesela üzerinde üç tokmak bulunan kapılarla burada sıkça karşılaşabilirsiniz.
- 3 tokmağın da tabi bir sebebi var: Bu üç kapı tokmağından sağdaki beylere, soldaki hanımlara ve küçük olan da çocuklara tahsis edilmiş.
Bu tokmakların her biri çalındığı zaman içerden farklı tonlarda duyuluyor. Buna göre kapının kim tarafından çalındığı, kapıyı açacak kişi tarafından önceden seziliyordu ve buna göre düzen alınıyordu.
Bu geleneğin Tunus’a Osmanlı döneminde girdiğini de unutmamak lazım…
- Burada bulunan önemli eserler de mevcut ki bunların başında bugün Akdeniz ve Arap Müzik Merkezi olarak kullanılan “Necmetüzzehra Sarayı” geliyor. Fransız ressam ve Arap müziği üzerine uzmanlaşan ve bu konuda önemli eserler telif eden müzikolog Baron Rodolphe d'Erlanger tarafından inşa ettirilen bu muhteşem yapı, Akdeniz’e nazır muhteşem konumuyla cana can katıyor.
- Kendisi vefat ettiği 1932 yılına kadar burada yaşamış. Sidi Bu Said tanınmasında şüphesiz buraya gelen d'Erlanger gibi isimlerin önemi de büyük. Aynı şekilde Fransız düşünür Michel Foucault da burada bulunmuş isimlerden bir diğeri.