Abide-i Hürriyet
İstanbul Şişli’de bulunan Abide-i Hürriyet, Osmanlı’nın son dönemine damga vurmuş kişilerin ve olayların bir nişanesi olarak tanımlanabilir. Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirildiği 31 Mart Vakası ve II. Meşrutiyet’in ilanı sırasında vefat edenler için yapılan bir anıt mezar olan Abide-i Hürriyet’in 1909 yılında açılan proje yarışmasını kazanan Mimar Muzaffer Bey’dir. Sirkeci’deki Büyük Postane binasını Mimar Vedad Bey ile birlikte yapan Mimar Muzaffer Bey Osmanlı’nın son dönem mimari üsluplarından “Ulusal Mimarlık” ya da “Millî Mimarlık” olarak bilinen üslubun temsilcilerindendir.
Proje Sultan V. Mehmed Reşad’ın ihsanıyla açılmıştır. Öncelikle Abide- i Hürriyet Komisyonu oluşturulmuş ve bu komisyon tarafından bir proje yarışması düzenlenmiştir. Projeyi kazanan Mimar Muzaffer Bey’in projesinin uygulanması için gerekli tutar halkın gönüllü bağışlarıyla elde edilmiştir. Anıtın temelleri Sultan V. Mehmed Reşad tarafından atılmıştır. Meşrutiyet’in ilanının üçüncü senesi tamamlanan anıt bazı hanedan üyeleri, devlet adamları ve askerlerin katılımıyla açılmıştır. Açılışa Harbiye Nazırı Enver Paşa da katılmıştır. Mimar Muzaffer Bey bir sanayi madalyası ile ödüllendirilmiştir.
1913 yılında arabasında öldürülen Mahmud Şevket Paşa Abide-i Hürriyet’in yanında yer alan açık türbeye defnedilmiştir. Söz konusu türbe Ulusal Mimarlık Üslubunun bir diğer önemli temsilcisi Mimar Kemaleddin Bey tarafından yapılmıştır. Mahmud Şevket Paşa’nın anıtın yanına defnedilmesi buranın bir İttihatçı mezarlığına dönüşmesine neden olmuştur. I. Dünya Savaşı hezimetinden sonra Almanya’ya giden Talat Paşa 1921 yılında bir Ermeni tarafından öldürülmüş ve Tempelhof Müslüman Mezarlığı’na defnedilmiştir. 1943 yılında kemikleri İstanbul’a getirilmiş ve bir törenle Abide-i Hürriyet’in yanına gömülmüştür. 1922 yılında Tacikistan’da öldürülen Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın naaşı ise 4 Ağustos 1996 yılında buraya getirilmiştir.
Anıtın bulunduğu yer Şişli’nin en yüksek tepelerinden biridir. Bölgeyi Sultan II. Mehmed’in İstanbul’u fethi sırasında otağını kurduğu yer olarak da kabul edenler vardır.
Abide-i Hürriyet detaylarıyla Ulusal Mimarlık Üslubunu yansıtmaktadır. Tamamen mermerden inşa edilen anıt geniş ve merdivenli bir setin üstünde altı köşeli bir kaidesi üzerinde yükselmektedir. Kaidenin üç cephesinde yukarıda ifade edilen olaylarda ölen kişilerin isimleri yazılıdır. 31 Mart Vakası'nda 71 asker ölmüştür. Bir cepheye ise Sultan Mehmed Reşad’ın tuğrası diğer yüzlerde ise “Tarih-i İstirdad-ı Hürriyet, 10 Temmuz 1324” ve “Timsal-i Meşrutiyyet, 11 Temmuz 1325” ifadeleri görülmektedir.
Kaide üzerinde yükselen anıtın gövdesi top namlusu biçiminde olup eteğinde ordu ve donanmayı temsil eden nişaneler bulunmaktadır.
Türk medeniyetinde ilk hatıra abidelerden biri olan Abide-i Hürriyet’in doğu tarafından mermerden yapılmış Ulusal Mimarlık Üslubuna göre süslenmiş bronz kanatlı bir kapıdan alttaki üçgen biçimindeki bir türbe odasına inilmektedir. Kapının üzerinde “Makbere-i Şüheda-yı Hürriyet” yazısı okunmaktadır. İçeride görülen üç kalın taşıyıcı anıtın temelidir. Taşıyıcıların arasında bir kubbecik ve köşede bir tane mihrap yer almaktadır. Burada mermer üzerine işlenen ayet yazıları Hattat Hasan Sabri Efendi’ye aittir.