3 durakta Akdeniz turu
Şu yaz günlerinde tatile çıkmak herkesin en büyük isteği. Kimi yıllık iznini bekliyor kimi doğru zamanı ayarlamaya çalışıyor bazısı ise hala nereye gideceğine, nasıl bir tatil yapacağına karar verememiş. Eğer siz de karar verememişlerdenseniz bu yazı tam size göre. Aracınıza atlayıp Akdeniz’in en güzel yerlerini keşfedeceğiniz ve 3 ayrı şehri dolaşacağınız yazımızda hem eğlenecek hem kültürel deneyimler yaşayacak hem doğaya doyacak hem de tarihin gizemli kollarına atılacaksınız. E daha ne olsun! Haydi, 3 durakta Akdeniz turumuza başlayalım!
Isparta
Akdeniz’de ilk durağımız güzeller güzeli Isparta. Gülüyle meşhur Isparta’da ilk durak belli: Gül bahçeleri… Güneykent ilçesinde yer alan gül bahçeleri, pembeden kırmızıya sarıdan beyaza rengarenk bir şölen oluşturuyor. Sıra sıra dizilmiş güller, adeta rüya gibi bir manzara sunuyor. Gül tarlalarında harika kokular eşliğinde yürüyebilir, unutulmaz fotoğraflar çekilebilirsiniz.
Buranın ardından Isparta’nın doğal güzelliklerinden Eğirdir Gölü’ne geçebilirsiniz. Yaklaşık bir buçuk saatlik yolculuğun ardından Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü’ndesiniz. Gölde muhteşem doğa manzarası eşliğinde yürüyüş yapabilir, yaz aylarında gittiyseniz Altınkum Plajı’nda yüzebilir ya da yemek yiyebilirsiniz. Buranın harika manzarasını fotoğraflamayı unutmayın.
Altınkum Plajı’ndan yaklaşık 40 dakikalık mesafede bulunan Zindan Mağarası, Isparta’da görmeniz gereken yerler arasında. İçerisi tamamen aydınlatılmış mağara gezmeye elverişli. Mağaradaki minyatür kanyonlar, hamam bölümündeki mozaik biçimli özgün kalsit kristaller sizi kendine hayran bırakıyor. Işıklandırmayla birlikte gizemli bir riyanın içinde hissi veren mağaraya hayran kalacaksınız.
Isparta’daki son durağımız ise Adada Antik Kenti… Anadolu’nun en iyi korunmuş antik kentlerinden olan Adada’nın tarihi 1. yüzyıla kadar uzanıyor. Kentte 4 ayrı tapınak, forum, kilise ve amfitiyatro yer alıyor. Bu harika kentte tarihin gizemini çözebilirsiniz.
Antalya
Isparta’nın ardından rotamız Akdeniz’in yıldızı Antalya’ya dönüyor. Antalya’daki ilk durağımız harika doğaya sahip Köprülü Kanyon Milli Parkı. 25 kilometrelik dar bir parkura sahip kanyon, size bol oksijenli bir doğa gezisi sunuyor. Kanyondaki yaylalara çıkabilir, yürüyüşler yapabilir ya da safari turuna çıkabilirsiniz. Adrenalin severseniz kanyonda rafting yapmanın keyfi bir başka. Şehrin gürültüsünden uzak Köprülü Kanyonu sizi havası ile dinlendirerek diğer duraklarınız için hazır hale getirecek.
Köprülü’den sonra tarihi bir keşif yapalım. Yaklaşık 45 dakika uzaklıktaki Anpendos Tapınağı bunun için harika bir seçenek. Burası özellikle amfi tiyatrosuyla dünya çapında ünlü olan Aspendos, MÖ 10. yüzyılda Akalar tarafından kurulmuş. 15 bin kişilik antik tiyatro görkemiyle görenleri büyülüyor.
Aspendos’tan sonra görmeniz gereken yerlerden biri olan Düden’e doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 50 dakika süren yolculuğun ardından bu eşsiz doğa harikası şelalenin serinliğinde rahatlayabilirsiniz. 50 metrelik yükseklikten akan şelalenin sesi sizi sakinleştirirken çevresindeki doğa dinlenmenizi sağlıyor.
E Antalya’ya kadar gelmişken Olimpos’u görmeden olmaz. 1 buçuk saatlik bir yolculukla Olimpos Antik Kenti’ne gelebilir, burada yüzyıllardır el değmeden korunan antik eserleri görebilirsiniz. Dilerseniz burada Olimpos Plajı’na giderek bir deniz keyfi yapabilirsiniz.
Ancak bizim tavsiyemiz ve bir sonraki durağımız 2 saatlik uzaklıktaki Antalya’nın en güzel yerlerinden biri olan Kaş… Çünkü bu belde size denizin ve kumun en güzelini sunuyor. Özellikle de Kaputaş ve Patara plajlarını kesinlikle ziyaret etmelisiniz.
Burdur
Akdeniz turumuzun son durağı Burdur… Birçok güzelliği içinde barındıran Burdur’da Kibyra Antik Kenti görmeniz gereken yerler arasında. Bu az bilenen ancak oldukça değerli olan antik kent MÖ 300’lü yıllara dayanıyor. 11 bin kişilik antik tiyatrosu görenleri kendine hayran bırakıyor. Ayrıca, burada Antik Çağ’dan günümüze kalmış dünyadaki bilinen en büyük Odeion yani müzik evi bulunuyor. Müzik evinin yerine döşenen Medusa tasvirine bayılacaksınız.
Burdur’a gelip de Salda Gölü görülmez mi? Kibyra Antik Kenti’ne yaklaşık 1 saatlik uzaklıktaki Salda Gölü, yalnızca Burdur değil Türkiye’de görebileceğiniz en güzel yerlerden biri. Bembeyaz kumları turkuaz mavisi suyu ile Maldivler’i aratmayan Salda’da harika fotoğraflar çekilebilir, doğa yürüyüşü yapabilir, göldeki adacıkları keşfedebilir ya da buradaki tabiat parkında suya girebilirsiniz.
Salda’dan sonra yine doğanın bir lütfu olan Akçaköy Lavanta Deresi’ne doğru yola çıkabilirsiniz. Yaklaşık 45 dakika sonra renklerin dansıyla buluşuyorsunuz. Türkiye’nin en büyük lavanta bahçesi olan Akçaköy Lavanta Deresi, adı gibi mor akan bir dereyi anımsatıyor. Lavanta bahçesi o kadar güzel ki yalnızca yerli değil yabancı turistlerin de uğrak noktası. Öyle ki burası dünyada lavanta turizmiyle tanınan Fransa'nın Provence bölgesinin önüne geçmiş.
Lavanta şöleninden sonra gizemli bir dünyaya yolculuk yaparak İnsuyu Mağarası’nı ziyaret edebilirsiniz. Akçaköy Lavanta Deresi’ne 1 saatlik uzaklıkta bulunan mağara Türkiye’nin turizme açılan ilk mağarası. 8 bin 350 metre uzunluğa sahip mağaranın yalnızca 330 metrelik kısmı gezilebiliyor. Ancak bu kısım bile sizi kendine hayran bırakıyor. Buradaki sarkıtlar, dikitler, suların aşındırdığı odacıklar adeta bir yeraltı sarayını andırıyor.