Kırk Ambar- Envârü'l Âşıkîn uyur idik uyardılar

​Kırk Ambar- Envârü'l Âşıkîn uyur idik uyardılar
​Kırk Ambar- Envârü'l Âşıkîn uyur idik uyardılar

Hakk Te‘ala buyurur: “Aceblerin şu kişiyi ki ölümün olduğunu bilir, ferah olur. Ve hesâb olduğunu bilir, mâl cem‘ eyler. Ve kabre varacağını bilir, güler. Ve âhirete îmân eder, râhat olur. Ve dünyânın zevâlini bilir, gönlü emîn olur.”

Hakk Te‘âlâ buyurur: “Aceblerin şu kişiyi ki dili âlimdir ve gönlü câhildir. Ve su ile tenini tâhir eder ama gönlü tâhir değildir. Ve halkın ayıbına nazar eder, kendi ayıbına nazar etmez. Ve bilir ki yalnız ölür ve yalnız kabirde yatar ve yalnız âhiretde hesâb olur. Nice halk ile üns tutabilir.”

Hakk Te‘âlâ buyurur: “Ben Bana tanıklık veririm ki şerîkim yoktur ve Muhammed benim abdim ve resûlümdür. Her kim sabâh kalksa dünyâ içün gussa çekse bana karşı gelmiş gibidir. Ve her kimin dîninde her gün ziyâde olmasa noksân içindedir, ona ölüm yeğdir diri olmaktan. Ve her kim bildiği ilim ile amel eylese bilmediği ilmi ona öğretirim.”

Hakk Te‘âlâ buyurur: “Ey âdemoğlanları sizi ben namâzda sınadım, kâhilsiniz. Ve zekâtda sınadum, bahîlsiniz. Ve oruçta sınadım, melûlsünüz. Şerde sınadım, şikâyetcisiniz. Ve hayırda sınadım, menedicisiniz. Ve mescidde sınadım, esîr gibisiniz. Ve bâzârda sınadım, emîr gibisiniz. Ve nefsde sınadım, kavîsiniz. Ve akılda sınadım, zayıfsınız. Meğer Ben keremimden size rahmet eyleyeyim yoksa hîçbiriniz işbu dirilikle rahmete lâyık değilsiniz.”

 Ey âdemoğlanı her gün ömrün eksilir, sen bilmezsin. Ve her gün rızkın gelir, sen hamd itmezsin. Az nesne ile kanâat eylemezsin.
Ey âdemoğlanı her gün ömrün eksilir, sen bilmezsin. Ve her gün rızkın gelir, sen hamd itmezsin. Az nesne ile kanâat eylemezsin.

Hakk Teâlâ buyurur: “Kanâ‘at eyleyin, ganî olun. Ve hasedi terk eyleyin, râhat olun. Her kim harâmdan sakınırsa dîni pâk olur.Her kim gıybeti terk eylerse muhabbetullâh ona gâlib olur. Her kim halkdan kesilirse halkın şerrinden emîn olur. Her kimin halk ile sözü az olursa aklı çok olur.”

Hakk Teâlâ buyurur: “Ey âdemoğlanı dünyâ amelini işlersin sanki hiç ölmez gibi. Ve dünyâ cem‘ edersin, ebedî kalır gibi. Ey âdemoğlanı her gün ömrün eksilir, sen bilmezsin. Ve her gün rızkın gelir, sen hamd itmezsin. Az nesne ile kanâat eylemezsin. Ve çok nesne ile doymazsın. Her gün Ben’den sana rızk gelir ve senden Bana kabîh amel gelir. Aceb budur ki Benim rızkımı yersin ve Bana âsî olursun, Ben ne gökçek Mevlâ’yım ve sen ne yaramaz kulsun. Ben senden utanırım ammâ sen Ben’den utanmazsın. Ben’i unutursun, halkı anarsın. Halkdan korkarsın, benden emîn olursun.”


( Yazıcıoğlu Ahmed-i Bîcân )