Kırk Ambar- Abdullah Herevî

Kırk Ambar- Abdullah Herevî
Kırk Ambar- Abdullah Herevî

Allah azze ve celle şöyle buyurmaktadır: “Resulüm! (Onlara) de ki: Size bir öğüt vereceğim. Allah için ayağa kalkın.” Allah için ayağa kalkmak, gaflet uykusundan uyanmak ve ihmalkârlık vartasından sıyrılmak demektir.

Ariflerin sırlarına değerli kelimeleri hikmet bulutlarından yağdıran, yokluk sayfalarında ezeliliğinin parıltılarını ve ilk yola yakın olan yolu onlara gösteren, illetlerin tefrikasından onları ezelin aynına çeviren, aralarında gizli ilimleri yayan, sırları onlara emanet eden, Kayyum, Samed, Latif ve Karib olan Allah’a hamdolsun.

Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur; birdir ve ortağı yoktur. Evvel, Ahir, Zahir ve Batındır. Telvin gölgesini bütün varlıkların üzerine iyice yayan, sonra temkin güneşini seçtiği kulları için kendisine delil yapan, sonra tefrika gölgesini onlardan alıp kendine biraz çeken O’dur. Allah’ın çokça salat ve selamı, seçtiği ve hakkını yerine getirme hususunda kendisiyle yemin ettiği Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ve âlinin üzerine olsun…

İmdi Hakk’a seyredenlerin menzillerine vâkıf olmayı isteyen Herat ehlinden fukaradan ve gurabadan bir grup, uzun süredir benden bu menzilleri, belli başlı noktalarına işaret edecek şekilde iyice açıklamamı ısrarla istemektedirler. Allah’a olan istiharemden ve O’ndan yardım dilememden sonra olumlu cevap verdim…

Yakaza

Allah azze ve celle şöyle buyurmaktadır: “Resulüm! (Onlara) de ki: Size bir öğüt vereceğim. Allah için ayağa kalkın.Allah için ayağa kalkmak, gaflet uykusundan uyanmak ve ihmalkârlık vartasından sıyrılmak demektir. Bu, tembih nurunu görmesi için kulun kalbinin hayatla nurlandığı ilk mertebedir.

Yakaza üç şekilde olur:

  • Birincisi, kalbin Hakk’ın verdiği nimetlerin sayılamayacak kadar çok ve sınırsız olduğunu düşünmesi, bu nimetlerin şükrünü bilmek için bütün gücünü sarf etmesi ve bunların şükrünü edası hususunda noksanlığını bilmesidir.
  • İkincisi, salikin işlediği suçlara muttali olup günahlarındaki tehlikenin farkına varması, hatalarını telafi yoluna gitmesi, günahlarına olan bağımlılığından kurtulması ve onlardan tamamen arınmak suretiyle kurtuluş talep etmesidir.
  • Üçüncüsü, salikin hayatı boyunca ibadet açısından kazandığı ve elinden kaçırdığı şeylerin farkında olması, ömrünü boşa harcamaması ve kaçırdığı fırsatları telafi etmek ve kalan zamanını bereketli kılmak için ömrüne dikkat etmesidir.
  • Hakk’ın nimetlerini bilmek şu üç şeyle en iyi şekilde mümkün olur: Akıl nuruyla, ilahi lütuf şimşeğini gözlemekle ve bela ehline itibar etmekle.
  • Hatalara muttali olmak üç şeyle tam olur: Hakk’a karşı tazimde bulunmak, nefsi tanımak ve vaîd tasdik etmek.
  • Salikin hayatı boyunca kazandıkları ve kaybettiklerinin farkında olması da üç şeyle doğru olur: İlim dinlemek, Allah’ın yasakladığı şeylere uymak ve salihlerle bir arada bulunmak. Bütün bunların özü ise alışkanlıklardan kurtulmaktır.

(Hace Abdullah Herevî, Menâzilü’s-Sâirîn, haz. Abdürrezak Tek)