Bulgakov’un bilge doktoru: Filip Filipoviç
Doktor Filip Filipoviç huzurlu bir ev ve iş ortamı içinde bulunmaktadır. Yardımcısı, aşçısı ve temizlikçisi vardır. İşleri de gayet iyidir. Filipoviç’in ideali, insan türünü iyileştirmektir. Bu çalışmaları esnasında “gençleştirme” işine de el atmış ve bu alanda başarılı olmuştur. Ülke genelinde tanınan bir doktordur Filipoviç. Bol kazancına ve huzurlu iş ve ev ortamına rağmen Filipoviç idealinden vazgeçmez ve bir köpek üzerinde deney yapar. Deney başarılı olur, fakat istenilen hedefe ulaşılamaz. Deney sonucunda ortaya çıkan Şarik, doktorun hayatını alt üst eder. Köpek Kalbi’nde bilim, sanat, komünizm, devlet yönetimi, kötülük, insan, emek ve ahlak gibi birçok meselenin iç içe işlendiği görülür. Şarik bir nevi modern dönemde insanlığın kurtuluşu iddiasıyla ortaya çıkan bütün bilimsel ve ideolojik yönelimlerin çöküşünü temsil eder.
Mihail Bulgakov’un birçok doktoru vardır. Kendisi de doktordur zaten. En çok bilinen eseri, Genç Bir Köy Hekimi’dir. Bu kitaptaki öyküler biçim olarak Bulgakov’un diğer meşhur romanlarından ayrılır. Mesela önce Üstat ile Margarita’yı ya da bizim sözünü etmek istediğimiz doktor Filip Filipoviç’in anlatıldığı Köpek Kalbi’ni okumuş biri, Genç Bir Köy Hekimi’ni Bulgakov’un yazdığına şaşırabilir. Köpek Kalbi tabii Üstat ile Margarita kadar karışık değildir. Sanki Köpek Kalbi, Bir Köy Hekimi’yle Üstat ile Margarita arasında duran bir geçiş romanıdır. Tabii Bir Köy Hekimi’ne göre tamamlanmış, Üstat ile Margarita’ya göreyse daha derli topludur.
Bulgakov 22 Mart 1926’da SSCB Komünist Parti Merkez Komitesi Siyasi İşler Birimi tarafından sorgu için çağrıldığında ona neden devletin sanat politikasına uygun eser yazmadığı sorulur. Aslında ilk basımı 1925’te yapılan Bir Köy Hekimi’nin Bolşevik rejim taraftarlarını rahatsız etmemesi beklenirdi. Sonuçta dört farklı hikâyeden oluşur kitap. Her hikâyede farklı bir doktor farklı bir köyde halka hizmet eder. Hem de zor şartları, dondurucu soğuğu, söz dinlemeyen köy halkına rağmen. Ve henüz fakülteden yeni mezun olmuşken… Halk da öyle kötü yansıtılmaz Bir Köy Hekimi’nde. Komünizme göre köy halkı cahil bırakılmıştır. Her biri kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan birer emekçidir onlar. Bulgakov’un Bir Köy Hekimi’nde de halka bakışı bu şekildedir. Üstelik bu kitapta Bulgakov realist bir anlatım benimser. Bir Gogol veya Gorki anlatımından ayırt edilemeyecek kadar başarılı tasvirler, diyaloglar, olay anlatımlarıyla doludur Bir Köy Hekimi. Fakat yer yer özellikle “Morfin” ve “Ben Öldürdüm”de Üstat ile Margarita’yı yazan Bulgakov hissedilir. Bulgakov’un görünen gerçeğin bir adım ötesine geçme atılımıdır bu: Realist yöntemlerle yanına bile yaklaşılamayacak anlamları yoklama, bulma ve ifade etme çabası… Diğer ifadeyle Bulgakov’u Bulgakov yapan ve onu Gogol, Tolstoy ve Gorki’den ayıran özellikler. Buna sadece “büyülü gerçekçilik” deyip geçmek de mümkün değil.
- Tabii bizim konumuz Bulgakov’un roman tarihinde neyi gerçekleştirdiği değil. Bulgakov’un doktorlarına dönelim. Bulgakov’un bütün doktorları seçilmiş ve iyi insanlardır. Morfin’deki doktor aşk acısı nedeniyle morfin müptelası olur. Ben Öldürdüm’deki doktor, sürekli kötülüklerine şahit olduğu, acımasız bir albayın kafasına sıkar.
Genç Bir Köy Hekiminin Hatıraları’nın doktoruysa, tam bir azizdir. Karşılık beklemeden, her hastasıyla, sanki tehlikede olan kendi canıymış gibi ilgilenir. Geceleri kitap okur. Hiçbir kadına kem gözle bakmaz. Çocuklara ayrı bir şefkat gösterir. Kendisiyle birlikte çalışan hemşire, ebe ve müstahdemlere nezaket gösterir. Sözünü dinlemeyen köylülere, onlar canlarını tehlikeye attığı için kızar. Psikolojisi gayet düzgündür. Tek derdi, mesleğini layıkıyla yerine getirmektir. Bu isimsiz, fedakâr, iyilikle, merhametle dolup taşan doktor, Köpek Kalbi’ndeki Filip Filipoviç’i andırır. Filip Filipoviç ise, Üstat ile Margarita’daki Üstat’ı akla getirir. Bu üç kişilik de bilgelikleriyle, kötülük düşünmeyişleriyle, kötülüğe olabildiğince engel olmaya çalışmalarıyla dikkat çeker.
Bu üç karakter de kitap okumayı sever. Doktorlar tabi daha çok kendi alanlarında okuma yaparlar. Üstat ise, yazardır. O ister istemez okuyacak ve kitaplarla içli dışlı olacak. Üstat, komünist rejim içinde, başka bir ifadeyle aydınların dini inkâr ettiği, Tanrıyı kabul etmediği, hatta İsa’nın hiç doğmadığı ve yaşamadığını savunduğu ve ispatlamaya çalıştığı bir dönemde adeta İncil’i yeniden yazar. Fakat bu sefer İncil’in merkezinde İsa değil, İsa’nın ölüm kararını veren Yeruşalim valisi Platus vardır. İncil’in etkisine benzer bir etkiye sahiptir Üstat’ın yazdıkları. Sonuçta ikisi de İsa’nın masumluğu üzerine kuruludur. Bulgakov meseleyi zalim tarafıyla işler. Madalyonun diğer tarafına bakmak ister. Bulgakov aslında Üstat’la İsa’yı özdeşleştirmiştir. Üstat da masumdur. Eseri hor görülmüştür. Ruh hastanesine kaldırılmıştır. Yanlış anlaşılmıştır. Sırf rejime ters düştüğü için, büyük eseri görmezden gelinmiştir. O da, bütün edebiyatçıların geleceği için, suskunluğa bürünmüş, kendini feda etmiştir. Fakat Üstat, Şeytan (Woland) karakteri üzerinden anlatılır. Aynen İsa’nın Platus üzerinden anlatıldığı gibi. Köpek Kalbi’nde de iyilik, Şarik üzerinden anlatılır. Şarik, köpektir aslında. Bütün insanları kurtarmak isteyen, doktor Filip Filipoviç, köpeğin hipofiz bezini değiştirerek, insan olmasını sağlar. Aslında onun amacı, insanların hastalıklarına kesin çözüm bulmaktır. Köpek üzerinde çılgınlık denilebilecek bir deney yapar. Hadsiz, küstah ve ahlaksız Şarik dolayımında aydınlanmış doktor, bilimin çözümsüzlüğü, dünyanın gidişatı, türedi ideolojilerin insani olmayışı anlatılır. Bulgakov için Şarik, Platus ve Şeytan karanlıktır; Filip Filipoviç, Genç Doktor ve Üstat ise aydınlıktır.
- Doktor Filip, sonradan ismi Şarik olacak köpeği “kemeraltı”nda, yaralı bir haldeyken bulur ve onu sahiplenir. Ona evinde yer verir. Onu tedavi eder. Köpeğin ömrü boyunca hiç doymadığı kadar karnı doyar. Köpek, kısa süre içinde kilo alır. Ayrıca onun artık bir tasması vardır. Tasma, onun doktor Filip’in köpeği olduğunu gösterir. Kapıcı, aşçı ve diğer hizmetçiler tasma nedeniyle köpeğe nazik davranmaya başlar. Burada köpeği dinleriz. Olaylar köpeğin iç konuşmalarıyla anlatılır.
Filip, köpeğin Şarik haline de en çok sabreden kişidir. Derin düşüncelidir doktor Filip. Anlayamayacağımız kadar merhametlidir. Bilindiği üzere İncil’de anlatılan İsa’nın merhameti de insan havsalasına sığmaz. Bulgakov’un bütün hikâye ve romanlarında bu şekilde İsevi bir karakter bulunur. Genç Doktor da öyledir. Bilindiği üzere yine İncil’de anlatıldığı üzere İsa, dönemin türlü hastalıklarını tedavi eden, adeta bir doktordur. Bulgakov için de doktorluk bu şekilde İsevi bir karakterdedir. Filip, sabrı ve merhametiyle İsa’nın; Şarik ise, yıkıcılığıyla şeytanın temsilidir. Bulgakov romanını bu tür özdeşlik, yeniden yazım, temsil ve anlatılarla kurar. Çünkü o, modern insana seslenmektedir. Ve bir modern insan olarak yapmaktadır bunu. Kutsalı, modern insana nasıl anlatmalıdır sorusunun cevabı olarak büyülü gerçekçiliğin doğuşu da diyebiliriz buna.
Doktor Filip, ayrıca dost canlısı birisidir. Yanında bir nevi asistanı olarak çalışan, doktor Bormental’a babalık etmiştir. Bulgakov’un diğer doktorları gibi Bormental de vefasızlık veya nankörlük etmeyip, her fırsatta minnetini Filip’e göstermiştir. Filip’in en büyük destekçisi, yardımcısı, dert ortağı olmuştur. Şarik konusunda da Bormental, Filip’in yanındadır. Aslında gayet öfkeli biridir Bormental. Ve Filip’in, Şarik’e bu kadar sabretmesini anlayamaz. Ona kalsa, Şarik’i hemen öldürmek gerekir. Fakat buna müsaade etmez Filip. Kendi ifadesiyle: “Asla suça bulaşmayın, kime karşı olursa olsun. Yaşlandığınızda elleriniz temiz olsun.” Filip, Şarik’i tekrar köpek yapacaktır. Bunun sebebi, yalnızca Şarik’in kendine attığı iftiralar değildir. Asıl neden, Şarik’in kedi katliamı, Zina’yı taciz etmesi ve Bormental’i “karşıdevrimci” olarak gösterip ihbar etmesidir. Başka bir ifadeyle sevdiklerine zarar vermesidir.
İlginçtir, Genç Hekim’in, Üstat’ın ve Filip’in özel hayatına, iç dünyasına dair fazla bilgi vermez Bulgakov. Mesela Filip hiç aşık olmuş mudur, bilmiyoruz. Ailesi nasıldı acaba? Onunla ilgili de bilgimiz yok. Dostoyevski’de olduğu gibi, Bulgakov’da da asıl karakterler birer fikir olarak karşımıza çıkar. Filip, Şarik’i zararlı fikirlerle zehirleyen ve onun her geçen gün biraz daha küstahlaşmasına neden olan Şivonder’e karşı büyük öfke duyar. Filip’e göre Şivonder “alçak” ve “aptal”dır. Gelişim aşamasının başında olan Şarik’i fikirleriyle, verdiği kitaplarla zehirlemiştir. Filip, aslında Şivonder’e öfkelenirken bir nevi Şarik’i temize çıkarmaya çalışır. Kötülüğün membaı olarak Şarik’i değil Şivonder’i görür. Şarikov (Şarik) deneyinde oysa amacı “insan türünün iyileştirilmesi”dir. Fakat başarısız olur. Başarısız olmasının sebebi, mevcut rejim ve siyasi gidişattır.
Köpek Kalbi, George Orwel’ın Hayvan Çiftliği’yle birlikte düşünülebilir. Köpek Kalbi, Hayvan Çiftliği’nden daha etkileyici, açıklayıcı ve derinliklidir. Hepsinden önemlisiyse, doğrudan bir anlatıma sahiptir. Bulgakov bir nevi ‘komünizm ancak Şarik gibi dün köpek iken bugün insan olmuş, henüz gelişim aşamasının başında olan kişileri etkileyebilir’ demeye getirir. Kitap boyunca komünizmle hesaplaşır o. “Devrimci”, “yoldaş” tipinin ipliğini pazara çıkarmak ister. Romandan onların sadece şahsi çıkarları için hareket ettikleri anlaşılır. Onlar o kadar çığırtkanlığını yaptıkları halkı hiçbir şekilde düşünmemektedirler. Aksine, ilk fırsatta rejimin açıklarından faydalanarak türlü kötülüklerin kapılarını açmakta tereddüt göstermezler. Bu yüzden Bulgakov, Filip’le Şarikov’u tartıştırırken “anarşizm”, “askerlik”, “çalışmak”, “emek”, “okumak” konularına da girer. Sirk-tiyatro karşılaştırması, olayı daha da netleştirir. Şarik sirke gitmek ister, oysa Filip onun tiyatroyu da denemesini önerir.
Filip, okuyucuyu üzen bir kahramandır. İncil’i okuduğumuzda İsa’ya üzüldüğümüz gibi. Filip ırmağın ters yönünde kürek çekmektedir. Çok bilgilidir, hayatını tıp ilmine adamıştır, ideal sahibidir, fakat Köpek Kalbi boyunca bu ideallerin elinden su misali akıp gittiğini görür. Doğruyu bilen ama yanlışa engel olamayan adamın acısını duyar Filip. Üstat gibi. Üstat da modern zamanların İncil’i diyebileceğimiz kitabında doğruları yazmıştır, fakat bu çabası yanlış gidişatı durduramamıştır. Bu yüzden hem Köpek Kalbi’ni hem de Üstat ile Margarita’yı okuyup bitirdiğimizde, onları düşünürüz. Karmakarışık düşüncelerdir bunlar. Ayrıca onlara karşı karmakarışık hisler içine gireriz.