Orta Asya’nın en büyük şehri: Taşkent

Orta Asya’nın en büyük şehri Taşkent tarihî cami ve medreseleriyle öne çıkıyor.
Orta Asya’nın en büyük şehri Taşkent tarihî cami ve medreseleriyle öne çıkıyor.

İki bin yılı aşkın geçmişe sahip Özbekistan'ın Taşkent şehri, Orta Çağ döneminden kalma onlarca cami ve medreseye ev sahipliği yapıyor. Eski Sovyet döneminde depo ve atölye amacıyla kullanılarak harabeye dönüşen tarihî yapılar, bugün seyyahların uğrak yerleri arasında yer alıyor.

2009 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından kuruluşunun 2200. yılı kutlanan, İpek Yolu’nun en önemli duraklarından Taşkent, modern binalarının yanı sıra Orta Çağ döneminden kalma tarihî cami ve medreseleriyle de dikkati çekiyor.

Birçoğu 20. yüzyılın başında Orta Asya'yı işgal eden Rus Çarlığı döneminde büyük zarar gören tarihî yapılar, şehrin köklü geçmişini yansıtıyor.

Taşkent'in özellikle eski mahallelerinde, Orta Çağ'dan kalma Tilla Şeyh, Hazreti İmam ve Süzük Ata Camileri, Muyi Mübarek, Kokaldaş, Barak Han ve Abulkasım Medreseleri ve Şeyh Havandi Tohur ve Yunushan Türbeleri gibi yapılar, yerli ve yabancı seyyahların en çok ziyaret ettiği mekânlar arasında yer alıyor.

Hazreti İmam Külliyesi

Orta Asya mimarisinin nadir örneklerinden Hazreti İmam Külliyesi, birçok tarihî yapıyı bir araya getirmesiyle dikkati çekiyor ve Taşkent'e gelen seyyahların en çok ziyaret ettiği yerlerden biri durumunda.

  • Eski adı Şaş olan Taşkent'te 10. yüzyılda yaşayan din âlimi Ebu Bekir Kaffal eş-Şaşi'nin "Hazreti İmam" lakabını taşıyan külliye, başkentin en önemli tarihî yapılarından biri olarak öne çıkıyor.
Ebu Bekir Kaffal eş-Şaşi Türbesi
Ebu Bekir Kaffal eş-Şaşi Türbesi

Bünyesinde Keffal Şaşi'nin türbesi, Barakhan ve Muyi Mübarek Medreseleri, Tilla Şeyh ve Hazreti İmam Camilerini barındıran külliyenin ortasında, aynı anda binlerce kişinin bayram namazını kıldığı geniş bir alan yer alıyor.

Külliyenin arkasında, Kaffal eş-Şaşi'nin mezarının bulunduğu türbe, 1541'de mimar Gulam Hüseyin tarafından inşa edilmiş olup külliyenin en eski yapılarından biri olmasıyla önem taşıyor.

Barakhan Medresesi

Külliyenin en eski yapılarından biri olan 16. yüzyıldan kalma Barakhan Medresesi, Orta Çağ'a özgü yapısı, mimarisi ve desenleriyle Semerkand'ın tarihî medrese ve camilerini andırıyor.

Barakhan Medresesi
Barakhan Medresesi
  • Toplam 34 oda, mescit, ders salonu ve geniş iç avludan oluşan medrese, iki köşesindeki mavi kubbeleri ve girişteki büyük kapısı ile Orta Çağ'dan kalma Semerkant ve Buhara'daki medrese ve camileri anımsatıyor.

Giriş kapısındaki yarı kubbe, Orta Asya Türk mimarisine özgü özellik taşırken kapının kenarlarına ve üzerine işlenen mavi desenli motifler ile Kur'ân-ı Kerîm ayetleri, medresenin bölgedeki diğer tarihî yapılara benzer izler taşıdığını gösteriyor.

Geçen yüzyılın başına kadar medrese olarak kullanılan yapı, eski Sovyetler Birliği döneminde işçi yurdu ve depo olarak işlev gördü.

Ardından, Özbekistan Müslümanları Dinî İdaresinin ilk binası olarak hizmet verdi.

13. yüzyılda Çağatay Hanlığı'na hükmeden Barakhan'ın türbesi de adını verdiği medresenin içinde yer alıyor. Bugün medresedeki odalar, hediyelik eşyaların satıldığı dükkanlar olarak kullanılmaktadır.

Muyi Mübarek Medresesi

Külliyede, 1856-1857 yıllarında inşa edilen Muyi Mübarek (Sakal-ı Şerîf) Medresesi de bulunuyor. Geçmişte, Hz. Muhammed'in Sakal-ı Şerîfi'nin muhafaza edilmesi nedeniyle buranın bu ismi aldığı biliniyor.

Muyi Mübarek Medresesi
Muyi Mübarek Medresesi
  • Bugün müze olarak kullanılan medrese, "Osman Mushafı" olarak bilinen ve üzerine Hz. Osman'ın kanının aktığı ceylan derisine yazılı Kur'ân-ı Kerîm'in muhafaza edilmesi nedeniyle İslâm âlemi için büyük öneme sahip.

Bu Kur'ân-ı Kerîm'in, Timur Devleti'nin kurucusu Emir Timur tarafından 14. yüzyılda Bağdat'tan Semerkand'a getirildiği tahmin ediliyor. Rusların Orta Asya'yı ele geçirmesinin ardından 1869'da St. Petersburg'a götürülen Kur'ân, 1923'te geri getirilerek önce Semerkand'a, sonra da Özbekistan Müslümanları Dinî İdaresinin müzesi olan Muyi Mübarek Medresesi'nde muhafaza edilmeye başlandı.

Külliyede ayrıca, 19. yüzyılın sonunda inşa edilen Tilla Şeyh Camii ve Özbekistan'ın bağımsızlığını kazanmasının ardından 2007'de yaptırılan Hazreti İmam Camii de bulunuyor.

Tilla Şeyh Camii
Tilla Şeyh Camii

Kokaldaş Medresesi

Taşkent'teki en görkemli tarihî eserlerden biri olarak öne çıkan medrese, başkentin eski şehir kısmında, Çarşu Meydanı'ndaki yüksek bir tepenin üzerinde yer alıyor.

  • Kokaldaş Medresesi'nin, 1551-1575 yıllarında Şeybaniler Sultanı Dervişhan'ın Kokaldaş lakaplı veziri tarafından yaptırıldığı biliniyor.
Kokaldaş Medresesi
Kokaldaş Medresesi

Medresenin girişinde solda cami, sağda kubbeli derslikler bulunuyor, ortada ise odalarla çevrili geniş bir iç avlu yer alıyor.

Eskiden 3 katlı olan medresenin, bugün sadece 2 katı mevcut. Avlu, etrafındaki 38 oda ve camiyi birleştiriyor. Geçmişte eğitim kurumu olarak hizmet veren medrese, bugün tarihî bir yapı olarak öne çıksa da aynı zamanda İslâmî eğitim verilen bir yüksekokul olarak faaliyetini sürdürüyor.

Abulkasım Medresesi

Taşkent’in merkezinde yer alan Abulkasım Medresesi, bölgenin yakın tarihinde inşa edilen en yeni medreselerden biri olarak öne çıkıyor.

  • Ulemadan Abulkasım tarafından 1850 yılında tek katlı olarak inşa edilen medrese, 1864 yılında iki katlı olarak yeniden yapıldı.

Orta Asya mimarisine uygun olarak büyük bir girişe sahip olan medrese, iki yanında kubbeli minarelerle dikkati çekiyor.

İçeride geniş bir iç avlu bulunuyor; avlunun ortasında sarnıç yer alırken etrafında 60 kadar ders salonu ve yatak odası bulunuyor. Medresenin sol bitişiğinde ise cami ve hamam yer alıyor.

1900’lü yılların başına kadar eğitim kurumu olarak kullanılan medrese, Sovyetler Birliği'nin bölgeyi ele geçirmesinin ardından, 1919'da diğer dinî eğitim kuruluşlarıyla birlikte faaliyetine son verdi.

Abulkasım Medresesi
Abulkasım Medresesi
Sovyet döneminde bir süre kukla fabrikası atölyesi olarak kullanılan medrese, büyük bir tahribata uğrayarak tanınmayacak hale gelmiştir.

1980'lerin başında onarılan yapı, Özbekistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından yeniden restore edilmiştir. 1990'larda ise eski görünümüne kavuştu.

Bugün geleneksel el sanatları ustalarının atölye olarak kullandığı medrese binası, Orta Asya mimarisinin örneklerini barındırması nedeniyle seyyahların uğrak yerleri arasında yer alıyor.

Devlet muhafazasına alınan Taşkent'teki bu tarihî cami ve medreseler, her gün çok sayıda yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım