Hâlid Meşal'e suikast girişimi
25 Eylül 1997'de Mossad casus teşkilatına bağlı altı İsrailli ajan, Ürdün'ün başkenti Amman'da Filistinli siyasî lider Hâlid Meşal'e suikast girişiminde bulundu. Hamas Siyasî Bürosu'nun 41 yaşındaki başkanına yönelik gerçekleştirilen bu girişim, Ürdün ile İsrail arasında henüz üç yıl önce imzalanan barış anlaşmasını geçersiz kılma tehlikesi yaratan diplomatik bir tartışmayı ateşledi. Kriz, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun ABD’nin baskıları sonucunda bir dizi aşağılayıcı taviz vermesiyle sona erdi.
18 Eylül 1997’de altı kişilik bir Mossad ekibi, sahte Kanada pasaportu kullanarak Amsterdam, Toronto ve Paris rotası üzerinden Amman'a geldi. Plan şuydu: O zamanlar sürgünde yaşayan ve henüz az tanınan Hamas Siyasî Büro Şefi Hâlid Meşal’i öldürücü bir toksin kullanarak, katillerden hiçbir iz bırakmadan öldürmek. Buradaki fikir, toksin gizlice uygulandıktan sonra Meşal'in gününün geri kalanını normal bir şekilde geçireceği ve yorgunluk onu yenince bir daha uyanmamak üzere biraz kestireceğiydi. Meşal’in 48 saat içinde ölmesi bekleniyordu.
- Plan anlamsız derecede karmaşıktı. Mossad'ın bu alanda namının yürüdüğü bir keskin nişancı atışı yerine, 25 Eylül 1997 günü bir İsrail ajanı, Meşal’in Amman'daki ofisine gittiği sırada -sokak ortasında- önceden çalkalanmış bir soda kutusunu patlatarak kargaşa yaratacak, suç ortağı ise dikkati dağılmış Meşal'in kulağına uzun bir sürede etkili olacak öldürücü toksini bırakmak için özel bir cihaz kullanarak ters yönde yürüyecekti.
Buradaki fikir, Meşal'in günün geri kalanını geçirmesi ve yorgunluk hissine, bir daha asla uyanamayacağı bir şekerleme yaparak yanıt vermesiydi. İlaç, cerrahi bir ağrı kesici olan “fentanil”in güçlü bir türeviydi ve İsrailliler, toksinin, Meşal'in vücudunda o kadar hızlı dağılacağını ve otopsi yapıldığında hiçbir iz kalmayacağını umuyordu.
Senaryo başarısız olduğu kadar muhteşem bir şekilde de başarılı olmuştu. Zehir, Meşal'in kulağına enjekte edilmişti ama Meşal’in iki koruması saldırıya tanık olmuştu. Ajanlar, sürücü ve gözcü olarak bloğun çevresinde konuşlanan diğer dört ajanın yardımlarıyla olay yerinden kaçarken korumalardan biri, kaçan saldırganların peşine düştü ve bir süre göğüs göğüse çatışmanın ardından 2 suikastçıyı yakalamayı başardı.
“Sessiz suikast girişimi”nin sonrası
- Filistin direniş hareketi Hamas'a zarar vermek amacıyla, başbakanlığının ilk döneminde Meşal suikastına izin veren Benyamin Netanyahu, eylemlerinin diplomatik sonuçlarının farkına varınca, başarısız suikast girişimini dünyanın geri kalanından gizlemeye çalıştı.
Ajanların serbest bırakılması için Ürdün Kralı Hüseyin'e rica etmesi için dönemin Mossad Başkanı Danni Yatom'u gönderdi. Yatom'un önleyici açıklama yapması ve Ürdün hükümdarından yardım talebi İsrail'in yüzünde patladı ve üç yıl önce Siyonist devletle ilişkilerini normalleştiren Haşimi Krallığı ile diplomatik bir krize yol açtı.
İsrailliler amansızca bu başarısız komployu örtbas etmeye çalışırken Meşal'in sağlığı kötüleşti. Toksin görevini yerine getirmişti ve Meşal 48 saat içinde ölmüş olacaktı.
Suikastı ülkesinin bağımsızlığına ve kendi egemenliğine saldırı olarak addeden Kral Hüseyin, İsrail'i, Hamas liderinin ölmesi halinde Mossad ajanlarının katil olarak idam edileceği konusunda uyardı.
Kral, halkının isteklerine karşın daha 3 yıl önce İsrail'le bir barış anlaşması imzalamak için riske girmişti, bu yüzden ABD Başkanı Bill Clinton'dan İsrail’e baskı yapmasını istedi. İsrail’in suikast girişimi karşısında ABD'nin öfkesinin, normalde İsrail yanlısı olan Beyaz Saray'daki hiç kimsenin Netanyahu'nun savunmasını yapmaya istekli olmayacak kadar büyük olduğu söylendi.
Clinton'un, İsrail Başbakanı'nın suikast girişimine Ürdün'ün egemenliğini dikkate almadan izin verdiğini ve bu nedenle kırılgan barış anlaşmasını tehlikeye attığını duyduğunda "Bu adam imkânsız" dediği bildirildi.
- Öfkeli Kral Hüseyin, Netanyahu hükümetinden toksinin panzehrini isteyip yanıt alamayınca, bu defa Clinton aracılığıyla mesajını iletti ve İsraillilerin bir şişe panzehir teslim etmesi gerektiği konusunda ısrar etti. Zira bu, Meşal'in hayatını kurtarmanın tek yoluydu.
Meşal ölürse barış anlaşması da onunla birlikte ölür!
diyen Kral’ın ve ABD'nin uyguladığı baskı karşısında İsrail'in boyun eğmekten başka seçeneği kalmadı. Ve İsrail’den kalkan küçük bir uçak panzehri Ürdün’e teslim etti.
Panzehir ulaştırılan Meşal, 27 Eylül günü komadan uyanarak kendine gelirken, bu operasyon, Mossad’ın tarihindeki en başarısız eylemlerden biri olarak kayıtlara geçti.
Netanyahu'ya yönelik öfke bununla da bitmedi. İki Mossad ajanı hâlen tutuklu olarak idam cezasına çarptırılırken, altı kişilik Mossad ekibinin diğer dört üyesinin sığındığı Amman'daki İsrail Büyükelçiliği, Ürdün güvenlik güçleri tarafından kuşatılmıştı. Ürdün'den ayrılmalarına izin verilmesi karşılığında Kral Hüseyin ağır bir bedel ödemeye kararlıydı. Nihayetinde, Kral, üzerinde anlaşmaya varılan mahkûm değişimini talep etti.
- Anlaşmaya göre İsrail hükümeti Ürdün’ün tutukladığı Mossad ajanlarına karşılık olarak, Hamas'ın tekerlekli sandalyeye mahkûm kurucusu ve İsrail hapishanelerindeki en önemli Filistinlilerden biri olan Şeyh Ahmed Yasin'i ve beraberinde 70 Filistinli mahkûmu serbest bıraktı.
Bu arada, ABD tarafından cezalandırılan Netanyahu, özür dilemek zorunda kaldı. Pişmanlık eylemi, iki gün sonra, İsrail'in Meşal'in hayatına yönelik başka bir girişimde bulunmayacağına dair söz vermek için Amman'a vardığında gerçekleşti. Bu, aşağılanan İsrail Başbakanı için son değildi. 1999'da yeniden seçilme teklifini kaybetti ve ardından geçici olarak siyasetten emekli oldu. Ta ki tekrar seçilene kadar...