Hindistan'ın en yaygın tarikatı: Çiştiyye
Muînüddin Hasan el-Çiştî tarafından kurulan Çiştiyye tarikatı adını Afganistan’ın Herat şehrinin yakınlarındaki Chisht köyünden alıyor. Günümüzde dört farklı kola ayrılan bu tarikat varlığını sürdürmeye devam etmektedir. Çiştiyye tarikatının prensip olarak tarikat mensuplarının devletle temasına hiçbir şekilde izin vermemesi dikkat çekiyor. Bu bağlamda Çiştiyye tarikatın öğretisi insanın dünyadaki gayesinin sadece Allah için yaşamak olduğunu aşılar. Cennet ve cehennemden bağımsız olarak yapılması gerekenin bu olduğuna inanılır.
Hindistan’da kurulan en eski ve en köklü tarikatların başında gelen Çiştiyye tarikatı, bölgede İslâmiyetin yayılmasına yaptığı katkılarla biliniyor. Muînüddin Hasan el-Çiştî tarafından kurulan bu tarikat, Hindistan’da ortaya çıkan ilk İslâmî hareket olarak tanınıyor. Tarikat, Herat yakınlarındaki Çişt köyünden nispetle Çiştiyye olarak anılmaktadır.
Hasan el-Çiştî’nin önderliğinde büyüyen ve genişleyen tarikat, kısa sürede tüm Hindistan’ın İslâmî yörüngesinin merkezine yerleşmeyi başarmıştır. Tarikat Hindistan, Pakistan bölgesinin İslâmlaşmasında başarılı oldu. Özellikle Hindistan’ın taşra bölgelerine doğru İslâmiyet’in genişlemesinde Çiştiyye müritlerinin etkisi vardır.
- Çişti tarikatının fikrî altyapısında vahdet-i vücûd anlayışı görülür. Murâkabe, çile ve semâ gibi özellikleri bünyesinde barındırır. İllâllahü sözünü dillerinden düşürmezler.
Çiştiyye tarikatı, insanın Allah’tan uzak kalmasına yol açabileceği kaygısıyla özel mülkiyete karşı çıkar. Tarikat üyeleri insana zevk veren maddi şeylere değer vermeme eğilimindedirler. Şiddet ve çatışmadan uzak dururlar. Çiştiyye hareketi dostluk ve kardeşliğin önemine vurgu yapar. İnsanlardan intikam duygusunu silmek için mücadele eder. Bozgunculuk, çekişme ve yalandan arınmış düzenli bir toplum kurmak için çalışırlar.
Hindistan tarihinin en büyük hükümdarlarından biri olan Ekber Şah’ın Çiştiyye tarikatına yakın ilgi duyduğu ve şeyhlerine hürmet gösterdiği biliniyor. Rivayete göre Ekber’in erkek çocukları yaşamıyor, hepsi kısa bir sürede ölüyordu. Bir defasında Ekber Şah: “Eğer benim erkek evladım hayatta kalırsa ben yürüyerek Ajmeri’de Muînüddin Hasan el-Çiştî’in mezarına gideceğim.” diye yalvarıyordu. Ekber’in bu duası kabul oldu ve 15 Ekim 1605’de Sultan Selim “Sekri” adlı bir köyde doğdu. Ekber Şah, başkenti Agra’dan 17 gün yürüyerek Muînüddin Hasan el-Çiştî’nin mezarını ziyaret etmeye gitti ve orada kendisine erkek evlat nasip ettiği için Allah’a şükretti.
Çiştiyye tarikatının prensip olarak tarikat mensuplarının devletle temasına hiçbir şekilde izin vermemesi dikkat çekiyor.
Bu bağlamda Çiştiyye tarikatın öğretisi insanın dünyadaki gayesinin sadece Allah için yaşamak olduğunu aşılar. Cennet ve cehennemden bağımsız olarak yapılması gerekenin bu olduğuna inanılır. Günümüzde dört farklı kola ayrılan Çiştiyye tarikatı varlığını sürdürmeye devam etmektedir.