Fas İsrail’le ilişkilerini normalleştiren altıncı Arap ülkesi oldu
İsrail'le ilk normalleşme adımını Mart 1979'da Mısır attı, onu 1994'te Ürdün takip etti. Fas Kralı 6. Muhammed, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde, Fas ile İsrail arasında karşılıklı uçuşlara başlanmasını planladıklarını, iki ülke arasında turistlerin yanı sıra Fas kökenli Yahudilerin de yolculuk yapmasının sağlanacağını ifade etti.
Fas, Arap coğrafyasında son birkaç ay içinde İsrail ile normalleşme anlaşmasına varan dördüncü, 1979'dan bu yana ise altıncı ülke oldu.
İsrail'in Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirme süreci 42 yıl içinde Mısır ve Ürdün ile sınırlıydı. Bu yıl ise 4 ülke peş peşe benzer adımlar attı.
Son olarak Fas, dün akşam İsrail ile ilişkilerinin "en yakın zamanda" normale döneceğini açıkladı. Böylece Fas; Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Sudan'dan sonra İsrail ile normalleşmeyi kabul eden 6. Arap ülkesi oldu.
Normalleşme kervanının başını çeken Mısır, boykot ve geniş çaplı eleştirilerle karşı karşıya kalırken, son dönemde yaşanan normalleşme hareketleri karşısında çoğu rejim tepkisiz kaldı.
Halklar ise normalleşme sürecinin devam etmesine ve bazı ülkelerin bu sürece katılmasına sert tepkiler gösterdi.
İlk normalleşme adımını Mısır attı
Mısır-İsrail Barış Antlaşması, Mısırlıların "6 Ekim" İsraillilerin ise "Yom Kippur" olarak isimlendirdikleri, 6 Ekim 1973'te başlayan savaşın ardından imzalandı. Taraflar, antlaşmaya, dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın İsrail ziyaretinden 16 ay sonra 26 Mart 1979'da imza koydu.
- Antlaşmanın temelini, 17 Eylül 1978'de Mısır Cumhurbaşkanı Sedat ve İsrail Başbakanı Menahem Begin tarafından ABD Başkanı Jimmy Carter gözetiminde imzalanan Camp David Sözleşmesi oluşturdu.
Böylece Mısır, İsrail'i resmen tanıyan ilk Arap ülkesi oldu.
Ürdün ile İsrail arasındaki Vadi Arabe Barış Antlaşması
İsrail ile bir başka Arap ülkesinin benzer bir adımı atması bundan 15 yıl sonra gerçekleşti.
Dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin ve Ürdünlü mevkidaşı Abdusselam el-Mecali, 26 Ekim 1994'te 46 yıl süren savaş halini sona erdiren Vadi Arabe Barış Antlaşması'nı imzaladı.
- ABD Başkanı Bill Clinton'ın himayesinde imzalanan antlaşma, İsrail'in en uzun sınırında güvenliği garanti ederken, Ürdün'e Kudüs'teki dini işleri denetleme hakkı verdi.
Normalleşme sürecinde ikinci atılım
Normalleşmeyle ilgili ikinci atılım dalgası tam 26 yıl sonra geldi ve son birkaç ay içinde 4 Arap ülkesi bu kervana katıldı.
BAE ve Bahreyn, 15 Eylül'de Beyaz Saray'da düzenlenen törende İsrail ile ilişkileri normalleştirme anlaşması imzaladı.
Sudan Dışişleri Bakanlığı da 23 Ekim'de geçiş hükümetinin İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesini kabul ettiğini ancak anlaşmanın yürürlüğe girmesinin yasama meclisinin kurulması ile anayasal yapının tamamlanmasının ardından gerçekleşeceğini, konunun parlamentonun onayına bağlı olduğunu açıkladı.
Beyaz Saray aynı gün Başkan Donald Trump'ın Sudan'ı "teröre destek veren ülkeler" listesinden çıkarma kararını imzaladığını bildirdi.
Fas, İsrail'le ilişkilerin "en yakın zamanda" kurulacağını duyurdu
Fas Kralı 6. Muhammed, 10 Aralık'ta ülkesinin İsrail ile "en yakın zamanda resmi ve diplomatik ilişkiler kurmayı" planladığını açıkladı.
Kral 6. Muhammed, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde, Fas ile İsrail arasında karşılıklı uçuşlara başlanmasını planladıklarını, iki ülke arasında turistlerin yanı sıra Fas kökenli Yahudilerin de yolculuk yapmasının sağlanacağını ifade etti.
Bu telefon görüşmesi, Trump'ın, Fas ve İsrail'in tam diplomatik ilişki kurulmasına yönelik anlaşmaya vardığını ve Batı Sahra'da Fas'ın hakimiyetini tanıdıklarına dair bir bildirge imzaladığını duyurmasının ardından geldi.
- Arap devletlerinin İsrail ile ilişkileri normalleştirme adımları art arda gelirken, aralarında Suudi Arabistan'ın bulunduğu başka ülkelerin de bu kervana katılacağı söylemleri dolaşıyor.
Riyad yönetimi ise, "Filistin-İsrail anlaşmazlığında bir çözüme ulaşmanın ve tüm Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki ilişkileri normalleştirmenin tek yolunun Arap Barış Girişimine bağlı olduğunu" vurguluyor.