Entente Cordiale: Mısır benim, Fas senin

​Entente Cordiale: Mısır benim, Fas senin​.
​Entente Cordiale: Mısır benim, Fas senin​.

Yüzyıllardır koloni savaşlarında toprak taksimi yapmakta zorlanan İngiltere ve Fransa'nın, Mısır ve Fas'ın üzerindeki mutlak hâkimiyetlerini kâğıda döktükleri Entente Cordiale'nin öyküsü...

2004 yılı Nisan ayının ilk günlerinde Paris’te kimi hareketliliklere şahit olunuyor, şehir Birleşik Krallık’tan gelen önemli bir misafiri; Kraliçe II. Elizabeth’i ağırlıyordu. Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından davet edilen Elizabeth’in Fransa’da üç gün sürecek olan resmî ziyaretinin bu tarihte gerçekleşmesi şüphesiz önemli bir sebebe; tam 100 yıl önce iki ülke arasında imzalanan bir dostluk anlaşmasına dayanıyordu. Kraliçe, kendisi için Paris’te 5 Nisan 2004 tarihinde verilen akşam yemeğinde davetlilere şöyle hitap ediyordu:

İki ülke arasındaki tarihî münasebet her zaman düzgün olmamıştır. Yüzyıllar boyunca, Hastings'ten Waterloo'ya, Abraham tepelerinden Nil ağzına varıncaya kadar her yerde, sık sık birbirimizle şiddetli bir şekilde savaştık. Ancak 1815'ten bu yana iki ulus arasında herhangi bir savaş olmadı. Tam tersine, özellikle yirminci yüzyılın korkunç küresel çatışmaları sırasında, özgürlük ve demokrasiyi savunmada kararlı bir şekilde birlikte durduk. On dokuzuncu yüzyılın sonunda kolonilerimiz için savaşa ne kadar yaklaştığımızı düşündüğümüzde, bu hiç de kaçınılmaz değildi. Çatışmadan iş birliği yoluna dönmemiz, Fransız-İngiliz yakınlaşmasına kendini adamış az sayıda aydın kişinin kararlı çabaları sayesinde oldu. Onların muazzam başarısı, yüz yıl önce bu hafta imzalanan Entente Cordiale idi.

Kendisini
Kendisini
İngiltere ve Fransa arasında yüzyıllardır devam eden mücadele, 19. yüzyılda kendisini bir yerde de Afrika’da gösteriyordu.

Bu yüzyıl, bilindiği gibi, özellikle Afrika’nın Avrupalı nice güçler tarafından yağmalandığı bir dönemdi. Emperyal rekabet kimi yerde silahların çekilmesi raddesine gelebiliyordu ki bugün Sudan topraklarında bulunan Feşûde bunun en bariz ve belki de en son misallerinden biri olmuştu.

Feşûde Krizi, Berlin Konferansı (1884) sonrasında Batı Avrupa ülkelerinin Afrika kıtasının tamamını sömürgeleştirmek için yarışa girdikleri Afrika'ya hücum döneminde Fransa ve İngiltere'yi bugünkü adı Kodok olan Feşûde şehrinde karşı karşıya getiren uluslararası bir bunalımdır.
Feşûde Krizi, Berlin Konferansı (1884) sonrasında Batı Avrupa ülkelerinin Afrika kıtasının tamamını sömürgeleştirmek için yarışa girdikleri Afrika'ya hücum döneminde Fransa ve İngiltere'yi bugünkü adı Kodok olan Feşûde şehrinde karşı karşıya getiren uluslararası bir bunalımdır.

Maksadı Uganda'yı Ümit Burnu'ndan Kâhire'ye uzanan bir demiryolu aracılığıyla Mısır'a bağlamakolan İngiltere, batı sahillerinden doğuya doğru ilerleyerek hâkimiyetini Orta Afrika ve Sudan'a kadar genişletmeyi uman Fransa ile Feşûde’de zorunlu olarak karşı karşıya geliyordu. Fransa'nın yayılmacı emellerini gerçekleştirmek için, Fransız Dışişleri Bakanı Gabriel Hanotaux, Jean-Baptiste Marchand'ın komutası altında Gabon'dan doğuya doğru 150 kişilik bir sefer düzenlemiş, buna karşılık Horatio Herbert Kitchener komutasındaki bir İngiliz kuvvetine de eş zamanlı olarak Mısır'dan güneye, Nil Nehri'ne doğru ilerlemesi emredilmişti. Fransız komutan Marchand, Feşûde’ye vardığında tarih 10 Temmuz 1898’i gösteriyordu. Oradaki bir kaleyi işgal eden Marchand, olması muhtemel karşılaşmayı bekliyordu. Tabii Kitchener’ın Feşûde’de Fransızlarla karşılaşmadan önce yapması gereken bir iş daha vardı: Sudan topraklarındaki İngiliz hâkimiyetini pekiştirmek…

Omdurman (Ümm Dermân) olarak da bilinen Kerarî Savaşı’nda İngilizler Mehdîler’e büyük bir darbe vurmuşlardı. Aynı yılın 2 Eylül’ünde gerçekleşen savaşın ardından Kitchener nihayet 18 Eylül’de Feşûde’ye varmıştı. Ne var ki statükonun korunması yolunda her iki tarafın da temkinli hareketleri mevcut bir savaşı engellemişti. Nihayetinde yükselen ciddi bir güç olan Almanya'ya karşı İngiltere'nin desteğini kazanmak isteyen yeni Fransa Dışişleri Bakanı Théophile Delcassé, Marchand’a Feşûde’den çekilme talimatını vermişti. Bununla birlikte Nil’in iki ana kolundan biri olan Beyaz Nil’e ilişkin kimi iddialarından da vazgeçmemişti. Bir müddet daha devam eden gerginlik durumu nihayet 1904 yılında imzalanan dostluk anlaşması; Entente Cordiale ile neticeye bağlanmış, İngiltere ile Fransa arasında uzun zamandır devam eden gerginlik barışa çevrilmişti. Tabii, bunun için iki tarafın da kimi iddialarından vazgeçmesi gerekiyordu. Zira özellikle Kuzey Afrika’daki bir huzur için İngiltere ve Fransa’nın barış içerisinde olması kaçınılmazdı.

Fransız karşıtı bir karikatür, Feşûde Buhranı’ndan sonra bir Fransız kaniş köpeğini, İngiliz buldogundan artıklar için yalvarırken gösteriyor.
Fransız karşıtı bir karikatür, Feşûde Buhranı’ndan sonra bir Fransız kaniş köpeğini, İngiliz buldogundan artıklar için yalvarırken gösteriyor.
  • Fransızca “Entente Cordiale” tabiri, İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Aberdeen'in 1843 yılında kardeşine yazdığı ve Fransa ile İngiltere arasındaki “dostluktan” bahsettiği bir mektuptan geliyordu.

Bu, Fransızcaya Entente Cordiale olarak çevrilmiş ve dönemin Fransa Kralı I. Louis Philippe tarafından da kullanılmıştı. Fakat bugün Entente Cordiale denildiğinde 8 Nisan 1904'te iki devlet arasında Londra'da imzalanan yazılı ve kısmen gizli anlaşma kastediliyordu.

8 Nisan 1904'te İngiltere ve Fransa arasında imzalanan Entente Cordiale antlaşması ile Fransa, Mısır üzerindeki isteklerinden vazgeçerken; İngiltere de Fransa'nın Fas üzerindeki egemenliğini güçlendirmesine destek olacağını bildirmişti.
8 Nisan 1904'te İngiltere ve Fransa arasında imzalanan Entente Cordiale antlaşması ile Fransa, Mısır üzerindeki isteklerinden vazgeçerken; İngiltere de Fransa'nın Fas üzerindeki egemenliğini güçlendirmesine destek olacağını bildirmişti.

Anlaşmanın başka maddeleri de vardı ama en önemli özelliği İngiltere'ye Mısır'da, Fransa'ya ise Fas'ta hareket özgürlüğü tanımasıydı. Fransa Mısır konusunda İngiltere’ye, İngiltere de Fas konusunda Fransa’ya zorluk çıkartmayacaktı.

İşte Kraliçe II. Elizabeth’in 2004 yılında Entente Cordiale’ın 100. yıldönümünde yaptığı konuşmada bahsettiği ve “büyük büyükbabam Kral Edward VII'nin bu tarihî anlaşmada oynadığı rolden gurur duyuyorum” dediği anlaşma buydu.