Barış şehrinden hüzün şehrine: Bağdat
Yüzyıllar boyunca İslâm dünyasının ilim, kültür ve ticaret merkezi olarak görülen şimdilerde ise insanların savaşın, çatışmanın ve istikrarsızlığın merkezi olarak gördüğü Bağdat şehri...
Bir dönem “barış şehri, esenlik şehri” diye adlandırılan, şimdilerde ise insanların savaşın merkezi olarak gördüğü, birkaç yıl öncesine kadar temel gıda ihtiyaçlarının dahi karşılanamadığı bir şehir Bağdat.
Yüzyıllar boyunca İslâm dünyasının ilim, kültür ve ticaret merkezi olarak görüldü Irak’ın başkenti Bağdat şehri. Mezopotamya vadisinin tam ortasında, Tahran’ın 690 km güneybatısında, Beyrut’un 805 km doğusunda, Dicle ırmağının iki yakası üzerinde duruyor. Böylesine bereketli topraklar, gün geldi acılarla yoğurulmaya başlandı.
Rivayete göre Bağdat ismi Farsça kökenli. Farsça’da “Bag” (Tanrı) ve “dâd” (verilen) kelimelerinin birleşmesi sonucu “Tanrının verdiği” anlamına geliyor. Diğer bir rivayette ise Talmud’da “Bagdasa” diye geçiyor. Hepsi bir kenara şüphesiz en güzel ismi Abbâsîler döneminde alıyor.
- Yüzlerce yıl Abbâsîlere başkentlik yapan Bağdat şehri, halife Mansur tarafından imar edildi ve ismini Kur’ân’daki “barış yurdu ve cennet” anlamına gelen “daru’s-selam” isminden esinlenerek “Medinetu’s-selam” yani “barış şehri” koydu.
Halife Mansur 762 yılında şehrin imarına başladığında İslâm dünyasının dört bir yanında ilim sahibi mimar ve işçiler getirerek, surlar ve çarşılar inşa ettirdi.
Halife Hârûn Reşîd döneminde Bağdat zirve dönemlerini yaşadı ve devrin ilim şehri haline geldi. Dünyanın dört bir tarafından İslâm âlimleri Bağdat’a gelerek çalışmalar yapıyor, bu şehir İslâm âlimlerinin toplanma merkezi halini alıyordu.
Hârûn Reşîd’in vefatından sonra oğulları taht kavgasına düşünce şehir büyük bir tahribat yaşadı.
Bağdat’ın kaderinde çoğu zamanda acı vardı.
Şehir Moğol ve Timur istilalarına uğradıktan sonra ilim merkezi olan Bağdat neredeyse tamamen tahrip edildi. 1508 yılında Safevî hükümdarı Şah İsmail Bağdat’ı kuşattı. Şiî olan Şah İsmail şehirdeki birçok Sünnî âlimin türbesini ve Sünnîlere ait mimari yapıları yıktırdı. Bağdat Safevîlerin eline geçince Osmanlı Devleti bundan rahatsızlık duydu ve fetih hareketlerine başladı.
1534 yılında Kanuni Sultan Süleyman Bağdat’ı Safevîlerden aldı. Bundan 90 yıl sonra Safevîler yeniden işgale kalkışınca padişah IV. Murad’ın Bağdat Seferi sonucunda bölge yeniden Osmanlı himayesine geçti.
- Birinci Dünya Savaşı’na kadar Osmanlıların elinde olan Bağdat, 1917’de İngilizler tarafından işgal edildi ve 1921 yılında bağımsız Irak Krallığı’nın başkenti oldu.
Bölgenin en büyük para kaynağı olan petrol, Irak’ın gelişmesinde büyük rol oynadı.
Saddam Hüseyin yönetimi 1990 yılında Kuveyt’i işgal edince, ABD önderliğindeki BM gücü 1991 Ocak ayından itibaren Bağdat’ı bombalamaya başladı. Şehrin neredeyse tamamı harap edildi. 2003 yılında yaşanan Irak Savaşı sırasında da ABD bölgeyi tamamen işgal etti.
Bu savaşlar ve işgaller sonucunda İslâm’ın ilim merkezi olan ve barış şehri diye adlandırılan Bağdat, her gün yüzlerce insanın öldüğü bir şehre dönüştü.