Bağımsız Bosna’nın öncülerinden Hacı Mehmed Hanciç
Âlimler, toplumun öncüsü konumundadır. Tarih boyunca hep böyle olmuş, gelecekte de böyle olacağı muhakkaktır. İçinde yaşadığı topluma öncülük etmiş bir âlim olan Hacı Mehmed Hanciç, aynı zamanda Bosna’nın bağımsızlığına giden yolu açan öncülerden biriydi.
Mehmed Hanciç, 1906 yılında Saraybosna’da önde gelen Boşnak bir ailenin oğlu olarak gözlerini dünyaya açtı. İlk ve orta öğretimini Saraybosna’da tamamladıktan sonra Mısır El-Ezher Üniversirtesi’nde eğitimini tamamladı.
- El-Ezher’e gitmeden evvel Bosna’da Şeriat Kadılık Okulu’nu birincilikle bitirdiği için İslâm ilimleri hususunda altyapısı sağlamdı. Dolayısıyla El-Ezher Üniversitesi’nin en gözde öğrencilerinden birisiydi.
Derslerde iyi olmasından dolayı hocalarıyla arası çok iyiydi. Üniversite döneminde bile çevresi tarafından Şeyh Mehmed Hanciç diye anılıyordu. Bu süreçte hadis ve usul üzerine yaptığı ihtisas ile ön plana çıkıyordu.
Öğrenciyken Bosna’daki âlimleri anlatan Arapça bir kitap yazdı. 1941’de yazdığı Tefsir İlmine Giriş adlı kitap hâlâ Bosna’daki liselerde okutulmaktadır.
Mısır’da bulunduğu süre boyunca Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvân) ile sıkı ilişkiler kuran Hanciç, 1931 yılında İslâm Hukuku diplomasını aldı. Sonrasında hac yaparak Bosna’ya döndü.
Bosna’daki faaliyetleri
Mehmed Hanciç Bosna’ya döndükten sonra Gazi Hüsrev Bey Medresesi’nde önce profesör ünvanını aldı, ardından medresenin müdürü olarak atandı. Arapça, tefsir, fıkıh, hadis gibi alanlarda birçok öğrenci yetiştirdi.
- Bir dönem Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesi’nin de müdürlüğünü yapan Hanciç, bu süreçte 3000’den fazla yazma eser inceledi. Bosna’da bazı İslâmî müesseselerin ihyasıyla uğraştı.
O, geleneğe dönmenin ve çağın sorunlarını fark etmenin önemine vurgu yapıyor, mensup olduğu tarihin şuuruyla hareket ediyordu.
1936 yılında Bosna’daki âlimleri ve entelektüelleri toplayarak El-Hidaye isminde bir dernek kurdu. Bu derneğin amacı, Bosna’da İslâmî bir uyanışın sağlanması ve bağımsızlığın önemini vurgulamaktı. Kendisi bağımsız Bosna’nın kuruluşunu göremese de öğrencisi Aliya İzetbegoviç hocasının bıraktığı mirası tamamlayacaktı.
- Bosna’dan İslâm’ın silinmesini isteyen Hırvat rejimine karşı El-Hidaye derneği bünyesinde birçok mücadele verildi. Mehmed Hanciç verdiği vaazlarla İslâm’ı anlatırken bir yandan da dergi ve gazetelerde yazılar yayınlıyordu.
O, Bosna’da yaygınlaşan Batılılaşma furyasına kesin bir şekilde karşı çıkıyor, giyim noktasında İslâm’ın kurallarının ihmal edilmemesi gerektiğini söylüyordu. Batı’nın kokuşmuş bir materyalist dünya görüşüne sahip olduğunu ve bu görüşe bulaşmadan İslâm’ın ipine sarılmayı tavsiye ediyordu.
Boşnak kültürünün de yaşatılması gerektiğini savunarak tekdüze Batı kültürü anlayışını reddediyordu. O, İslâm kardeşliğini yaşayan ve yaşatan bir millet ve vatanseverlik anlayışına sahipti. Her şey de ölçünün İslâm olduğunu söylüyordu.
Hanciç’in söylediği şu sözler vatanseverlik anlayışını ortaya koyuyordu: “Tek bir milletin yaşadığı topraklar, onun vatanı veya ana vatanıdır. Her insanın doğası gereği vatanına karşı bir sevgisi vardır. Vatanına karşı duyulan nefret iğrenç bir durumdur.”
Siyasî hayatı
Mehmed Hanciç, Bosna Müslümanlarının haklarını savunmak için 1938 yılında siyasete atıldı.
Bağımsız Bosna yolunda birçok programa katıldı, konuşmalar düzenledi. El-Hidaye Derneği’nin çalışmalarını da bu noktada sürdürdü.
Siyasî anlamda en önemli hareketi ise, El-Hidaye Derneği’nin 1941 yılında yayınladığı “Saraybosna Müslümanlarının Kararı” isimli metindi. Derneğe üye 108 kişi tarafından imzalanan kararlar, Müslümanların zulme ortak olmayacağını tekrar kanıtlıyordu.
Kararların detayına gelecek olursak, Hırvatlar fes takarak kendilerine Müslüman görünümü vererek Sırplara yönelik katliama imza attı. Bunun sebebi Sırplarla Müslümanlar arasında çatışma çıkarma isteğiydi. Sırplar bunun üzerine suçsuz Müslümanlara saldırdı. Müslümanlar kendilerini savunarak Hırvatların Sırplara yönelik katliamlarını kınayarak, dünya üzerinde hiçbir kimsenin boş yere öldürülmemesi gerektiğini savundu. Boşnak Müslümanlar, Hırvatların Sırplara yönelik bu tutumunu reddetmesine rağmen bu olaydan yaklaşık elli yıl sonra Sırplar dünyanın gözü önünde Boşnak Müslümanlarını katletti.
Karar metninin temel unsurları şu şekildeydi: Hırvatların Sırplara yaptığı katliam kınandı ve reddedildi. Müslümanlara yapılmak istenen zulümler reddedildi. Bu karışıklıklarla Boşnak Müslümanlarının hayat haklarının engelleneceği söylendi. Mazluma dinine bakılmaksızın yardım edileceği söylendi.
- Karar sonrası Hırvatlar Müslümanlara yönelik tehditlerde bulundu. Kararı imzalayanların Nazi toplama kamplarına gönderileceğine dair beyanatlarda bulunuldu. Hırvatlar ne kadar uğraşırsa uğraşsın Boşnak Müslümanlar bu tehditlere kulak aldırmadı.
Bir ömrün sonu
1992-1995 yılları arasında dünyanın gözü önünde Müslüman Boşnak halkını yok etmek isteyen Sırplar ve Hırvatlar, temelinde ırkçılık olan fikirleriyle eskiden beri Müslümanların bu coğrafyada var olmasını kabullenmiyordu.
Hırvatların fes takarak Sırpları Müslümanlara karşı kışkırtması ve Sırpların yaptığı katliamlar aslında çok şey anlatıyordu. Mehmed Hanciç de yazdığı yazılar, verdiği vaazlar ve davasına adadığı ömrüyle Boşnak Müslümanlarına tam olarak bunu anlatmak istiyordu.
O, Aliya İzetbegoviç gibi dünyaya, Müslümanlarının asla yılmayacağını haykıran nice Müslümanın yetişmesini sağladı. Arkadaşlarıyla açtıkları yol belki de bugün Bosna’nın bağımsızlığını kazanmasını sağladı. Dolayısıyla kendisine bağımsız Bosna’nın öncülerinden demek yanlış olmaz.
1944 yılında Kosevo hastanesinde vefat eden Hanciç’in ölüm haberi, sevenlerini şaşkına uğratmıştı. Küçük bir operasyon için hastaneye gitmesi nedeniyle sevenleri, öldürüldüğü ihtimali üzerinde durmaktadır.
37 yaşında hayata gözlerini yuman Mehmed Hanciç evlenmemiş ve çocuğu olmamıştı ama ardında yetişmiş birçok öğrenci ve yazılmış yazılar bırakmıştı.