Arap dünyasının en Batılı kralı
Fas Kralı İkinci Hasan’ın krallık süreci üç başlıkta özetlenebilir: 17’nci yüzyıldan beri ülkeyi yöneten hanedan ailesine ve eski geleneksel otorite araçlarına sıkı bir bağlılık, bağımsızlık kazanımında etkili olan siyasî, askerî, dinî liderlerin pasifize edilme çabası ve ülke içinde birliği sağladıktan sonra dış politikada Amerika ve Batı ülkelerine yakın bir dış politika izleyerek Arap milliyetçiliği akımına karşı ülkesini korumak.
Fas Kralı İkinci Hasan her sene doğum gününü Fas’ın başkenti Rabat yakınlarında bulunan Suheyrat şehrinde büyük bir organizasyon ile kutlardı. Ancak 10 Temmuz 1971 tarihinde 42’nci yaş günü merasiminde, Kral büyük bir sürprizle karşılaştı. Bir albayın komutasında 600 asker hızlıca krallık sarayına girdiler ve etrafa rastgele ateş açmaya başladılar. Bu hedefsiz olarak açılmış ateşler, organizasyon için gelmiş insanlarda bir panik havası oluşturmuş, tüm davetliler plaja doğru koşarak kendilerini kurtarmaya çalışmışlardı.
Kral İkinci Hasan ise bu saldırıdan, orada bulunan bir askerin yardımıyla saklanarak kurtarabildi. Bir general ve bir albayın önderliğinde gerçekleştirilen bu darbe girişimi neticesinde 100’e yakın kişi hayatını kaybetmiş, 125 kişi de yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler ve yaralananlar arasında önemli yabancı davetliler ve diplomatlar da vardı.
Fas Kralı, bu darbe sonrası yaptığı açıklamada, komployu düzenleyenler arasında olduğunu düşündüğü Libya lideri Muammer Kaddafi’ye, "bugün, dün hiç olmadığım kadar Fas’ın kralıyım." deyip, eskisinden daha güçlü bir şekilde görevine devam ettiğinin mesajını vermek istiyordu. Bu darbeden sonra Kral Hasan, sorumlulara karşı çok sert önlemler aldı ve hepsini cezalandırdı. Büyük yetki verdiği General Muhammed Ufkir aracılığıyla askerî bürokrasiyi baştan aşağı değiştirmek istedi. Ancak bu sert önlemler ve müdahaleler ona karşı ikinci bir darbe girişimi yapılmasını engelleyemedi.
Darbenin sorumlularını cezalandırması için görevlendirdiği General Muhammed Ufkir, 13 ay sonra Fransa’daki uzun bir tatilden krallık uçağıyla ülkesine dönen Kral Hasan’a, savaş uçaklarıyla suikast girişiminde bulundu.
Kral’ın uçağı başkent Rabat’a doğru alçaldığı sırada, savaş uçakları yaylım ateşine başladılar. Uçak neredeyse düşecek konumdayken, kendisi de bir pilot olan Kral Hasan, kumandayı bizzat ele aldı. Telsizden diğer pilotlara gönderdiği "Ateş etmeyin, diktatör öldü" mesajı, ateşlerin kesilmesine yol açtı. Böylece uçağını yere kendisi indiren Kral, General Ufkir başta olmak üzere olayın sorumlularını idam ettirdi.
Bu iki darbe girişimi sonrası ülkedeki mutlak gücünü her geçen gün biraz daha artıran İkinci Hasan’ın krallık sürecini üç başlıkta özetleyebiliriz:
- 17’nci yüzyıldan beri ülkeyi yöneten hanedan ailesine ve eski geleneksel otorite araçlarına sıkı bir bağlılık,
- Bağımsızlık kazanımında etkili olan siyasî, askerî, dinî liderlerin pasifize edilme çabası,
- Ülke içinde birliği sağladıktan sonra dış politikada Amerika ve Batı ülkelerine yakın bir dış politika izleyerek Arap milliyetçiliği akımına karşı ülkesini korumak.
İkinci Hasan, 9 Temmuz 1929’da Rabat’ta doğdu. Babası, ülke tarihine "bağımsızlığı kazandıran kral" ünvanıyla geçen Beşinci Muhammed’dir. Babasının ikinci eşi olan annesi Prenses Leyla, Alevî hanedanı mensuplarındandır.
Hasan dünyaya geldiğinde, Fas’ın Fransa himayesi altına girmesinin üzerinden 17 sene geçmişti.
Fransa’nın himayesine karşı, bağımsızlığın kazanılmasını isteyen politikacıların sayısı artmış ve milliyetçi örgütlenmeler ülkenin farklı bölgelerinde ortaya çıkmaya başlamıştı. İkinci Hasan’ın babası Beşinci Muhammed, Fransa yönetimi ve Fas’ın milliyetçi-bağımsızlık düşüncesini savunan insanlar arasında bir denge oluşturmaya çalışarak iktidarını devam ettiriyordu.
İkinci Hasan, 1951 yılında Fransa’nın Bordeaux şehrinde hukuk alanında eğitimini tamamladı. Beşinci Muhammed’in Fransa’ya karşı bağımsızlık taleplerini açık olarak dile getirmeye başladıktan sonra, İkinci Hasan ve babası Kral Beşinci Muhammed, Fransa’nın zorlaması ile ilk önce Korsika sonra da Madagaskar’da olmak üzere iki yıl boyunca sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldılar.
1955’te ülkede artan kargaşayı yönetemeyen Fransa, Kral Beşinci Muhammed ve oğlu İkinci Hasan’ın Fas’a tekrar geri dönmesini istediler. Fas’a döndükten sonra ise, Kral Beşinci Muhammed, oğlu İkinci Hasan’ı ülke ordusunun başkomutanı olarak tayin etti.
Kral Beşinci Muhammed’in 1961’deki ölümünden sonra, İkinci Hasan Fas’ın yeni kralı olarak tahta çıktı. 1999 yılına kadar krallık yapan İkinci Hasan, ülke topraklarını genişletmiş, ülkenin birlik ve bütünlüğü için büyük bir çaba sarf etmiştir. Bu birlik ve beraberliği kısmen uyguladığı baskıcı politikalarla, kısmen de aldığı bazı kritik kararlarla sağlamıştır. Örneğin, 1965 yılında Fas’ın bağımsızlığının kazanılmasında önemli bir isim olan politikacı Mehdi Ben Barka tutuklandı, ardından Fransa’ya gönderildi. 29 Ekim 1965’te Paris’te son kez görülen Ben Barka’dan bir daha haber alınamadı. Ben Barka, İkinci Hasan için çok önemli bir siyasî muhalifti ve ülkede kendisini seven güçlü bir destekçi kitlesi vardı.
Fransa’da eğitimini tamamlamış olan İkinci Hasan, Avrupa ile arası iyi olan modern bir liderdi. Ancak bunun yanı sıra Fas’ın tarihinden gelen geleneksel otorite güçlerini de iyi bir şekilde kullanıyordu.
Fas kralları çok eski tarihten itibaren kendilerini "Emirü'l-mü’minîn" (mü’minlerin emiri) olarak tanıtır ve toplumdaki meşruiyetlerini büyük oranda bu sıfattan sağlarlardı.
İkinci Hasan da bu "halifelik" sıfatını aktif olarak kullanmış, siyasî ve dinî gücünü halifelik üzerinden sağlamlaştırmıştır. Anayasa’da yapılan değişiklikler ile halifeliği sıkı koruma altına almış ve hiçbir şekilde eleştirilmesine müsaade edilmeyecek şekilde düzenlemeler yapmıştır.
Fas’ta etkili bir din âlimi ve tarikat lideri olan Abdüsselam Yasin (1928-2012), İkinci Hasan’ın halifeliğini sert şekilde eleştirdiği "İslâm veya Tufan" (1979) adlı eseri sonrası tutuklanmış ve hapis yatmıştır.
Kendisine karşı düzenlenen darbe ve suikast girişimleri sonrası ise ülkede çok güçlü olan askerî yapıyı tasfiye etmiş, savunma bakanlığını kaldırmış ve bu bakanlığın vazifelerini krallığa devretmiştir. Böylece bu vazife altında büyük ticari faaliyetler yürütme imkânı bulmuş ve ekonomik olarak birçok alım-satım işlemini bu değişiklik üstünden yapar haline gelmiştir.
- Özetleyecek olursak, Kral İkinci Hasan uyguladığı politikalarla, siyasî, askerî ve dinî rakiplerini ekarte etmiş, kendisine muhalif olabilecek tüm seçenekleri ortadan kaldırmıştır. Ülkenin önemli güçlü ekonomik kalemlerini de kraliyetin yetki sahası içinde toplamıştır.
Fas 1956 yılında bağımsızlığını kazandığı halde, ülke içinde bazı bölgelerde hâlâ yabancı devletlerin hâkimiyeti devam etmekteydi. Bu bölgelerden biri de Batı Sahra’ydı. İspanya, bu bölgedeki zengin yer altı kaynakları ve jeopolitik öneminden dolayı bölgeyi terk etmek istemiyordu. Ancak bir gün bölgeden çekileceğini düşündüğü için de, bölgedeki bağımsızlık sevdalısı politikacıları bir arada toplamak istiyordu. Bu sebeple 1973 yılında, bölgede bulunan bağımsız Sahra hareketinin bir parti altında toplanmasına İspanya yardımcı oldu. Batı Sahra bölgesinin bağımsızlığının kazanılması için kurulan bu hareketin adı “Polisario” oldu.
Bu hamle sonrası İkinci Hasan, 1975 yılının 6 Kasım günü televizyonların karşısına geçti ve ülke tarihi için çok önemli bir konuşma gerçekleştirdi. Bu konuşma ile Fas’ın yakın tarihindeki en önemli olaylarından biri olan "Yeşil Yürüyüş"ü başlattı. Yeşil Yürüyüş için, Kral İkinci Hasan, Fas halkına Batı Sahra’ya doğru ellerinde sadece Fas bayraklarını ve Kur'ân-ı Kerîm’leri alarak yürüyüşe geçmeleri için çağrı yaptı.
Bu çağrı sonrası yaklaşık 350 bin Faslı Batı Sahra sınırına doğru ilerledi. Bunun üzerine İspanya; Fas ve Moritanya ile bölgeyi paylaşan bir anlaşma imzalamak zorunda kaldı, bölgedeki askerlerini de bir yıl içinde geri çekti.
Yeşil Yürüyüş, İkinci Hasan’ın politik zekâsının parlak bir işareti ve zaferi olarak yorumlanmış ve ülkedeki mutlak otoritesini daha da güçlendirmiştir.
İkinci Hasan’ın dış politikada diğer Arap ve Müslüman liderlerden farkı ise İsrail ile olan yakın ilişkisiydi. Arap devletleri ile İsrail arasındaki Altı Gün Savaşı’ndan iki yıl önce, 1965’te, İsrail gizli servisi Mossad’ın Fas’ta Arap dünyası için çok önemli bir toplantı yaptığı ortaya çıkmıştı. Hatta Mossad için Casablanca’da bulunan bir otelde yer tesis edilmişti. Bunun yanında İkinci Hasan’ın, İsrail eski cumhurbaşkanlarından Şimon Peres ile de yakın bir ilişkisi vardı.
İkinci Hasan bu yakın ilişkiyi Mısır-İsrail arasındaki barış görüşmelerinin başarısı için kullanmış ve kendisinin 1979’da imzalanan Camp David Anlaşması’nın mimarları arasında olmasını sağlamıştı. Şimon Peres’in ekonomik yönden "Büyük İsrail" projesine Arap dünyasından en çok desteğin İkinci Hasan tarafından verildiği bilinen bir gerçektir.
Bunların yanında İsrail, hem ekonomik hem de askerî olarak Fas’ı desteklemiştir. Batı Sahra sorunu sonrası Fas’ın Cezayir ile sınırına inşa ettiği duvarda da İsrail’in desteği vardır.
Bu politikaların arka planında, İsrail’e göç eden on binlerce Mağrib Yahudisi’nin bulunduğu unutulmamalı.
Günümüzde hâlâ İsrail’de yaşayan birçok Yahudi, Fas’a ziyarete gelip önemli dinî organizasyonlar düzenlemektedir. Bu politikaların yanında, İkinci Hasan diğer Avrupalı devletler ile de iyi bir ilişkiye sahip olmuştur. İmzalanan ticaret anlaşmaları, bu ilişkiyi daha da etkili hale getirmiştir.
Fas’ın bağımsızlığı kazanmasından kısa bir süre sonra Kral olan İkinci Hasan, 38 yıllık krallığı boyunca ülkede mutlak güç olmak için çok fazla çaba sarf etti. Kurduğu güçlü monarşik sistemi devam ettirmek ve savunmak amacıyla, rakip gördüğü önemli iç aktörleri devre dışı bıraktı.
Ülkeyi politik olarak istikrarlı hale getirdikten sonra gerçekleştirdiği diplomatik hamlelerle hem ülkesinin topraklarını genişletti ve hem de Fas’ın millî kimliğinin oturmasına yardımcı oldu. Ekonomik kalkınma için modernleşme çalışmalarını yürüttü. Arap milliyetçiliğinden ülkesini çok yönlü bir diplomasi ile korudu. Avrupa ile yakın ilişkiler gerçekleştirdi ve 1980’lerde Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusunda bulundu.
Kral İkinci Hasan, yoğun tempolu yaşamını, 23 Temmuz 1999’da Rabat’ta tamamladığında 70 yaşındaydı. Kendisinden sonra, oğlu Muhammed, "Kral Altıncı Muhammed" ünvanıyla tahta çıktı. Kral Hasan’ın naaşı, başkent Rabat’ta babası Beşinci Muhammed’in gömülü bulunduğu kraliyet mozolesine defnedilmiştir.