Ajax Operasyonu'nun nihai hedefi: Musaddık
İran'daki İngiliz petrol tesislerinin millileştiren ve başbakanlığı sırasında (1951-1953) Şah Muhammed Rıza Pehlevî'yle büyük bir iktidar çekişmesi yaşayan Muhammed Musaddık, 1951 yılında İran Başbakanlığına geldi. İran petrollerini millileştirerek tepki çeken Musaddık, parayla tutulmuş sokak çetelerinin oluşturduğu anarşi ortamında görevden uzaklaştırıldı. Musaddık, 1953 yılında Uluslararası istihbarat teşkilatlarının Ortadoğu’daki ilk ortak darbesiyle iktidarını kaybetti.
Muhammed Hidayet Musaddık, 1881 yılında İran’ın başkenti Tahran’da dünyaya geldi.
Annesi Kaçkar hanedanlığından gelen soylu bir aileye mensup iken babası devlet bürokrasisinde önemli görevler üstlenmiş bir devlet adamıydı. Musaddık’ın hayatındaki ilk büyük sınav henüz küçük bir çocuk iken babasını kaybetmiş olmasıdır, bu yüzden eğitimi ve karakterinde annesinin önemli bir etkisi olmuştur
On yaşına geldiğinde Nasirüddün Şah kendisine Musaddıku’s Saltana unvanını vermiştir. Bu unvan ilerleyen yıllarda ismi olacak ve herkes kendisini Musaddık olarak tanıyacaktır.
Devlet memuru olarak Horasan vilayetine atandığında henüz 19 yaşındadır. Memuriyet görevi ile siyasete karşı duyduğu ilgi de başlamıştır. Bu dönemde tanıdığı Ebul Kasım’ın kız kardeşiyle evlenecektir. Kasım, meşrutiyetçi tutumu ile Musaddık’ın fikirleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olacaktır. Kasım, politik anlamda da İran siyasetinde önemli bir figür olarak ortaya çıkar ve meşrutiyetin ilan edilmesinde önemli bir rol oynar.
Musaddık 25 yaşına geldiğinde eğitimini tamamlamak için Fransa’ya gider ve burada iktisat okur. Bununla yetinmez, Fransa eğitiminden sonra İsviçre’ye geçer ve burada hukuk tahsilini tamamlar. Ülkesine döndüğünde devlet bürokrasisinde çok hızlı şekilde yükselen Musaddık 1923 yılında Dış İşleri Bakanlığına getirilir, ama burada uygun çalışma koşullarını elde edemeyince istifa eder ve milletvekili olarak meclise girer.
İran’da siyasî atmosfer
1979 yılında gerçekleştirilen İran İslâm Devrimi’ne kadar İran siyasî yapısı Pehlevî Hanedanlığı'nın mutlak monarşisine dayanır. Uzun yıllar İran siyasî hayatındaki en büyük tartışma İran petrollerinin dağıtımı olmuştur. Halkın önemli bir kesimi ve aydınlar; Hanedanlığın Batılı ülkeler, başta İngiltere ile kurduğu yakın ilişkiden rahatsızlık duymuş ve İran halkının doğal mirası olarak görülen petrolün dağıtımında adil bir yönetim şeklinin ortaya konulmadığını ileri sürmüştür.
İngiliz Petrol şirketi Anglo Iranian Oil Company’in (AIOC) petrol hakları üzerinde elde ettiği imtiyazlar İran Milli Cephe Hareketi olarak bilinen siyasî yapı tarafından sert bir şekilde eleştirilmiştir. Bu grubun içinde kişiliği ve söylemleri ile Musaddık ön plana çıkarak muhalefetin doğal liderine dönüşmüştür.
Musaddık yürüttüğü kampanya ile İran halkının büyük sempatisini kazanmış ve 1951 yılında Başbakanlık makamına kadar yükselmiştir. Musaddık’ın önlenemeyen yükselişi 1953 yılında uluslararası istihbarat teşkilatlarının ortak operasyonu sonucu askerî darbe ile engellenecektir.
Musaddık’ın iktidar yürüyüşü
Rıza Han Pehlevî 1925 yılında kendisini İran Şahı ilan ettiğinde Musaddık, İran Meclisinde milletvekilidir. Şah'ın iktidarını meşru bulmayan Musaddık, durumu sert şekilde eleştirmiş, bunun sonucunda arkadaşları sürgüne gönderilirken kendisine de ev hapsi verilmiştir.
Öte yandan Muhammed Rıza Han, ülkede güçlü bir iktidar yapısı kurabilmiş değildir, bu yüzden tüm muhalefeti sindirmek yerine onlarla uzlaşma yolunu tercih etmiş bunun sonucunda da iktidarını paylaşmak zorunda kalmıştır. Bu durum, Musaddık'ın siyaseten yeniden manevra alanı kazanmasını sağlayacaktır.
1949 yılına gelindiğinde Musaddık’ı İran siyasetinde etkin hale getirecek olay İran ile İngiliz Petrol Şirketi (AIOC) arasında yapılan İran Petrolleri Anlaşması olacaktır. Bu anlaşmaya göre İran petrol gelirinin %75’lik kısmı AIOC’a bırakılması İran siyasetinde deprem etkisi yaratırken Musaddık için tarihî bir fırsata dönüşecektir. Şah’ın bu anlaşma sonrası siyasî arenada yapmaya çalıştığı beceriksiz hamleler Musaddık’ı İran’da bir yıldıza dönüştürecektir.
Şah’ın siyaseten bu yanlış hamleleri İran’da muhalefeti bir çatı altında toplayacak ve Musaddık’ı bu cephenin yani Milli Cephe Hareketi’nin lideri konumuna getirecektir. Bu noktadaki en ilginç tutum 1979 Darbesinin başat aktörü olan Kum Ulemasından gelmiştir. Milliyetçilerin ve komünistlerin tek cephede toplanmasına karşın İran uleması siyasetten uzak durmayı tercih etmiş ve tarafsız kalmıştır. Bu tavır başta eleştirilmiş olsa da 1953 Darbesi sonrası Şah zulmünden kendilerini korumalarına imkân vermiş, bu da devrime giden yolu kolaylaştırmıştır.
Musaddık’ı iktidarı getiren suikast: Razmara cinayeti
1950 yılında yapılan seçimlerden sonra Razmara, İran Başbakanlığına gelir; ancak yumuşak tabiatı ve İran Petrollerinin millileştirilmesi talepleri karşısında isteksiz bir tavır sergilemesi muhalefeti daha da öfkelendirir. Öfke ve gerilimin hâkim olduğu bu atmosferde İran siyasetinde herkesi derinden etkileyen hadise meydana gelir ve Başbakan Razmara öldürülür.
Ülke tam bir kaos ortamına sürüklenir, bu karmaşayı ortadan kaldıracak tek bir isim vardır: Muhammed Hidayet Musaddık.
Ancak beklenen atama gerçekleşmez ve İran Şahı kendisi için büyük bir tehdit olarak gördüğü Musaddık yerine Hüseyin Ala’yı Başbakanlığa atar, fakat Ala bu görevi sürdüremez ve çok kısa bir süre sonra istifa eder.
Çaresiz kalan Şah, Musaddık’ı Başbakan olarak atar
Toplumun taleplerinin önlenemeyen boyutlara ulaşması sonrası Şah, gönülsüzce Musaddık’ı Başbakanlığa atar. 1951 yılında Başbakanlık koltuğuna oturan Musaddık muhalefetteyken verdiği sözleri tutmak konusunda kararlıdır.
İngilizler, petrol gelirlerinin dağıtımının adil bir biçimde yapılmasına taraftar değilse de İran’a düşen payın bir miktar artırılmasına razı gelir. Bu Musaddık için yeterli değildir, kendisini iktidara taşıyan tebaanın taleplerini çok iyi bilir ve atacağı en ufak bir geri adımın siyaseten sonu olacağının farkındadır.
Musaddık’ın İran’da hayata geçirmeyi arzuladığı iki hedef hem iç siyasette hem de uluslararası siyasette ciddi tartışmaları beraberinde getirir.
- Petrollerin millileştirilmesi talebi İngilizler ile ciddi bir mücadeleye sebep olacak, yerel yönetimler ve seçim kanununda yapmak istediği değişiklikler ise İran’nın iç siyasetinde ciddi krizleri beraberinde getirecektir. Bu iki hamle Musaddık’ı İran tarihinde çok önemli bir noktaya taşırken aynı zamanda siyasî hayatının da sonunu getirecektir.
İran halkı ambargo ile tanışıyor
Musaddık’ın petrolü millileştirmek için attığı ilk adım sonrası İngilizler ülkedeki uzman ve teknisyenlerini tahliye ederek petrol çıkartmayı sekteye uğratmaya çalışır; ama bu konuda başarılı olamaz. İranlı uzmanlar ve teknisyenler petrol üretimini neredeyse kusursuz bir şekilde sürdürmeyi başarır. Bunun üzerine İngiltere, İran’a giden gıda akışını keser ve petrol alımını durdurmak için İran’a yönelik uluslararası bir ambargo uygulanmasını sağlar. Bu noktada ABD devreye girerek tarafları yumuşatmaya çalışır. Bu hamle, petrol krizini iki ülke arasında yaşanan gerilimden çıkarır ve uluslararası bir boyuta taşır.
İngiltere'nin, İran’la yaşanan petrol krizini aşmak için meseleyi Birleşmiş Milletlere taşıması Musaddık için büyük bir fırsat olmuştur. Lahey’de görüşülen İran petrolleri meselesi tam 49 gün sürmüş bu süre boyunca kriz bütün boyutlarıyla dünyaya anlatılmış ve Musaddık süreci başarılı bir şekilde yönetmiştir. Ülkesine döndüğünde Musaddık artık bir kahramandır.
Yılın devlet adamı
Time Dergisi Musaddık’ın Lahey'deki performansını ve ülkesi için verdiği çabayı takdir etmek amacıyla kendisini yılın siyasetçisi seçerek Musaddık’ın fotoğrafını derginin kapağına taşır.
Truman yönetimindeki ABD’nin siyaseten verdiği destekle beraber Musaddık’ın uluslararası arenada İngilizleri mağlup edeceği çok açıktı.
Bu sebeple İngiltere derin devleti oyunu illegal düzleme çekmenin ve Musaddık’ı askerî yöntemler kullanarak devirmenin yollarını aramaya başladı.
İngiltere’nin İran’da darbe yapmak için ABD’yi ikna etmesi gerekiyordu, İngilizlerin beklediği fırsat Truman’ın iktidardan ayrılmasıyla ellerine geçecekti. İktidara gelen Cumhuriyetçi Başkan Dwight D. Eisenhower, İran’a ve Musaddık’a iyi gözle bakmıyordu. Eisenhower, Musaddık'ın devrilmesi için İngilizlere gereken desteği vermeye hazırdı.
Musaddık Savaş Bakanını kendisi atamak ister
Musaddık aleyhinde yaşanan gelişmeler yüzünden iktidarının pamuk ipliğine bağlı olduğunun farkındaydı. Özellikle ordunun mevcut pozisyonu kendisini endişelendiriyordu, Savaş Bakanının Şah tarafından atanması Musaddık için büyük tehdit teşkil ediyordu.Musaddık karşısında en büyük güvence olarak orduyu gören Şah rejimi, Musaddık tarafından yürütülen Savaş Bakanını, Başbakanın ataması gerektiği yönündeki kampanyaya sert tepki gösterdi ve teklifi kabul etmedi. Musaddık bunun üzerine 1952 yılında Başbakanlıktan istifa etti.
Musaddık’ın istifası İran’ı yeniden kaosun eşiğine getirmişti, halk sokaklara dökülmüş açılan ateş sonucu onlarca kişi hayatını kaybetmişti. Artan gerilim karşısında Şah geri adım attı ve Musaddık’ı yeniden Başbakanlığa getirdi. Musaddık, Savunma Bakanı da dahil olmak üzere tüm kabineyi kendisine bağlı isimlerden oluşturdu.
Musaddık yasama yetkilerini kendisinde topluyor
Musaddık güçlü bir kabine kurmuş ama yasama faaliyetlerini yürütürken bürokratik engelleri bir türlü aşamamıştır. Bunun üzerine Meclisten tüm yetkileri 6 aylığına kendisine devretmesini ister ve talebi gerçekleştirilir; ancak Musaddık’ın bu hamlesi Batı medyasında elde ettiği sempatiyi kaybetmesine neden olur ve İngilizler için tarihî bir fırsat doğar.
İran halkının çıkarlarını gözetmeye çalışan Musaddık, Şah’ın korkunç boyutlara ulaşan israf düzeyindeki harcamalarını engellemek amacıyla Şah’ın gelirlerini kısmış, siyasî yetkilerini sınırlandırmıştır.
Ülkesinde tarımı canlandırmak için toprak reformu gerçekleştirmiş en önemlisi de ordudaki olası hareketlenmenin önüne geçmek için birçok subayı tasfiye etmiştir. Atılan bu adımlar Musaddık’ın elini zayıflatmış kendisine karşı olan cepheyi güçlendirmiştir. İngilizler ambargoyu genişletmiş, İran halkı da yaşanan ekonomik kriz sebebiyle Musaddık’a olan desteğini çekmeye başlamıştır.
Son olarak kadınlara oy hakkı tanınması, Musaddık’ın ulemayı da karşına almasına sebep olmuş, Milli Cephe Hareketi, kendisini destekleyen unsurları yitirmeye başlamış ve Musaddık derin bir yalnızlığa sürüklenmiştir.
Dostları Musaddık’a şüpheyle bakmaya başlıyor
Musaddık, aleyhinde oluşan olumsuz atmosferi sezmekte başarılı olamaz. Bu şartlar içinde Meclisten yetkilerin 6 ay daha kendisine verilmesini talep eder. Bu teklif, Milli Cephe Hareketi içinde büyük tartışmalara sebep olur. Musaddık istediği yetkiyi alsa da dostlarını artık kaybetmiştir.
Görüne görüne gelen darbe: Ajax Operasyonu
Darbe, ABD ve İngiliz istihbarat güçlerinin ortak operasyonu olarak gerçekleştirildi. Bu süreçte darbenin İran ayağını Şah, toprak sahipleri ve emekli generaller yürütüyordu. Şahın yurt dışına çıkması ile artan gerilim atmosferinde Musaddık, bir darbe girişimin olmasını bekliyordu. Beklenen askerî girişimin başında Şah’a yakın General Zahidi bulunuyordu. İlk darbe teşebbüsü Musaddık tarafından bastırıldı ve General Zahidi tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Yaşanan bu süreçten sonra Musaddık kritik hatalar yaptı. Mecliste kendisini eleştiren muhalifleri tasfiye etmeye girişti ve Meclis Başkanı Ayetullah Kaşani’yi görevden uzaklaştırmaya çalıştı. Bu gelişmeler üzerine mecliste bulunan vekillerin yarısı istifa etti. Ülke yeni bir kaosun kıyısına kadar gelmişti. Üstelik bu kez Musaddık’ın kendisini birçok krizde desteklemiş önemli figürleri siyaset sahnesinin dışına itmesi kendisini güçlendirmemiş, aksine yalnızlaştırmıştır.
Uluslararası arenada Musaddık aleyhine yürütülen propaganda daha da artmış ve ambargo genişletilmişti. Daha önce başarısız bir darbe girişiminde bulunan General Zahidi’nin bu teşebbüsünden yalnızca bir ay sonra salınması darbeye hazırlık faaliyetlerini hızlandırmıştı.
Bir darbe girişiminin daha olacağını herkes bekliyordu. Musaddık da bu girişimin farkındaydı, 1953 Ağustos’unda hayata geçirilen ikinci darbe girişimi de Musaddık tarafından önlenmişti; ama bu kez Musaddık’ın ilk teşebbüse nazaran gücünün azaldığı ortaya çıkmıştı.
- Musaddık yönetimini desteklemek için sokağa çıkan Tudeh Partisi taraftarlarını sokaklardan çıkarmak için polis ve askerin kullanılması ise Musaddık’ın yaptığı en büyük hata oldu.
Darbeyi önlemek ve demokrasi taleplerini duyurmak için sokağa inen Tudeh taraftarları bu hamle sonrası Musaddık’a karşı düzenlenen üçüncü ve son darbe girişimi karşında tarafsız kaldı. Bu da Musaddık’ın 19 Ağustos 1953 yılında darbe ile devrilmesine sebep oldu.
Darbe sonrası yaşananlar ve Musaddık’ın akıbeti
Darbe yapıldıktan sonra Şah ülkeye dönmüş, Meclis kapatılmış ve Şah Hanedanlığı 1979 yılına kadar sürecek güçlü bir iktidar elde etmiştir. İngilizlerle yeni bir petrol anlaşması imzalanmış, İran’ın petrol geliri %50’ye çıkartılmıştır.
Musaddık ise tutuklanmış, önce idam cezasına çarptırılmış fakat halkın tepkisinden çekinildiği için idam cezası uygulanmamış, Musaddık göz hapsinde tutulmuştur. 5 Mart 1967 yılında hayata veda eden Musaddık, evinin bahçesine gömülmüştür.
Başbakanlığı boyunca maaş almayan Musaddık kişisel masraflarını kendi cebinden karşılamıştır.
Son yıllarda ortaya çıkan resmi raporlarda CIA, Ajax Operasyonu'ndaki rolünü kabul etmiştir. Uluslararası istihbarat teşkilatlarının Ortadoğu’daki ilk ortak darbesiyle iktidarını kaybeden Muhammed Hidayet Musaddık bugün hâlâ İran için sembol isimlerden biridir.