Alaçatı’nın arka bahçesi: Asma Yaprağı
Bu soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak, yolunuz İzmir’e düştüğünde size direksiyonu kırdıracak keyifli mi keyifli bir mekandan bahsetmek istiyorum. Bir içerik çekimi için, geçtiğimiz kasım ayında İzmir’e gitmiştik. E tabii yolumuz İzmir’e düşmüşken Çeşme Ovacık’ta bulunan Asma Yaprağı’na gitmemek olmazdı. Siz de gidin!
Keyifli bahçesinde, sessizliğin içinde, kocaman zeytin ağaçlarının altında, hafif hafif esen rüzgarın da verdiği huzurla; burada saatlerde oturabilirsiniz. İçeri girdiğinizde sizi bahsettiğim bu huzurlu bahçe karşılıyor, bahçenin içinden geçip lezzetiyle başınızı döndürecek zeytinyağlıların bulunduğu mutfağa ulaşıyorsunuz. Uzun, iştah kabartan masanın üzerinde, mevsimine uygun hazırlanmış onlarca güzel seçenek, rüya gibi… Mutfakta istediğiniz zeytinyağlıları sipariş verip dilediğiniz masaya geçebiliyorsunuz.
Zaten tam da masanıza geçerken burayı keşfetmeye başlıyorsunuz ve mekana her gelişinizde, sanki yeni bir hazine keşfediyormuşsunuz gibi bir hisse kapılıyorsunuz. Asma Yaprağı sadece bir mekan değil, bir ailenin, Ayşe Nur hanım ve oğlu Kerem'in, sevgiyle işlediği ve gerçeğe dönüştürdüğü rüyası. Burada her lokma, toprakla, insanla, hikayeyle harmanlanmış. Tarifler, hem bölgeye özgü hem de Ayşe Nur hanımın ailesinden gelen sırlarla dolu. Yerel üreticiden alınan malzemelerle, kendi tarlalarında yetiştirilen sebzelerle beslenen bir mutfak bu. Ekip, sıcacık ve misafirperver. Her köşe, her tabak, emekle, sevgiyle dolu.
Şunu da belirtmeden geçmeyeyim, 2010 yılında açılan Asma Yaprağı sadece bir lokanta değil, bir de Kiler var. Kiler'de bulabileceğiniz el yapımı lezzetler, tabaklar, konserveler ve Ayşe Nur hanımın kişisel koleksiyonunda yer alan emaye kupalar, her biri ayrı bir hikaye anlatıyor.
İzmir’e yolunuz düşerse buraya mutlaka gelmeli, enginarlı pilavdan ot köftesine, kızartmadan sarmaya kadar uzanan 'özgün' lezzetlerin tadına bakmalısınız.