İskoçya kararlı: 'Ada ben ayrılmak istiyorum!'
● Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından İngiltere’den sonra en fazla nüfusa sahip Birleşik Krallık ülkesi İskoçya'da Başbakan Nicola Sturgeon, tekrar bağımsızlık çağrısı yaparak 2020 yılını işaret etmişti.
● İngiltere'de yaşanan başbakan değişimi ve Boris Johnson'ın başa geçmesiyle birlikte yüksek sesle dillendirilmeye başlanan 'Brexit süreci' sonrası İskoçya'nın 'bağımsızlık hedefi' de hız kazandı.
● İskoçya Bölgesel Yönetimi Başbakanı Sturgeon, 'İskoçya hükümeti olarak, halkımıza bağımsız ülke olma şansını vermeye dönük hazırlıklarımızı sürdüreceğiz' açıklamasıyla sürecin hızlanmasına dair hedeflerinin altını çizdi.
Büyük Britanya'da Birleşik Krallık'a bağlı dört ülkeden biri konumunda yer alan ve güneyinde İngiltere ile 'sınır' paylaşan İskoçya, uzunca bir süreden bu yana 'değişiklik isteği' üzerinden anılmaya devam ediyor. İngitere'den bağımsızlığını ilan etmek isteyen İskoçya, birçok farklı koldan ve yöntemle bağımsızlık kavramının derinleşmesini hedefliyor.
İskoçya'nın halihazırda 'başbakanı' olarak görev yapan lideri Nicola Sturgeon'nun İskoç Ulusal Partisi, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 37,7 oy alarak büyük bir başarı elde etmeyi başarmıştı. Başbakan NicolaSturgeon, AP seçimlerinin hemen ardından bağımsızlık referandumu çağrısında bulunmuştu.
Mayıs ayında İrlanda'nın başkenti Dublin'e gerçekleştirdiği ziyaret esnasında İrlanda Başbakanı Leo Varakdar ile bir araya gelen ve açıklamalarda bulunana Sturgeon, 'Biz de İrlanda gibi bağımsız bir ülke olacağız' diyerek 2020 yılını işaret etmişti.
İskoçya'nın Brexit'e tepkisi nasıl olmuştu?
2016 yılında gerçekleştirilen Brexit Referandumu'nda Birleşik Krallık'ın büyük bölümü genel olarak 'evet' cevabını verse de İskoçya, yüzde 32'ye karşı %68 oy oranıyla Avrupa Birliği'nde kalınması gerekliliği yönünde oy kullanmıştı. Brexit sürecinde iyiden iyiye gerilen İngiltere-İskoçya ilişkileri, iki ülkenin farklı tavır ve yaklaşımlarıyla açıklanabilir durumda.
İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon Brexit referandumu sonrası yaptığı açıklamalarda İngiltere'nin AB'den ayrılması durumunda mayıs 2021'de İskoçya'da yapılacak seçimler öncesi yeni bir bağımsızlık referandumuna gidilmesi gerektiğini dile getirmişti. İskoçyaBaşbakanı Sturgeon, Nisan ayında İskoçya Meclisi'nde gerçekleştirdiği bir konuşmasında, mevcut parlamentonun görev süreci boyunca 'Brexit ile bağımsız bir Avrupa ülkesi olarak İskoçya'nın geleceği arasında bir tercih sunulmasına ihtiyaç olduğunu' ifade etmişti.
İngiltere'deki başbakan değişimi nasıl etkileyecek?
İskoçya Bölgesel Yönetimi Başbakanı NicolaSturgeon, İngiltere'nin yeni Başbakanı Boris Johnson'a 'Brexit' konusundaki tutumunu sürdürmesi halinde İskoçya'nın bağımsızlık hazırlıklarını sürdüreceği uyarısı yaptı.
Sturgeon, Theresa May'den başbakanlık görevini dün devralan Johnson'a yazdığı mektupta, yeni Başbakan'ı tebrik ederken, Brexit konusunda da uyarılarda bulundu. İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) anlaşmasız şekilde ayrılıp İskoçya'yı da peşinden sürüklemesi halinde bunun İskoçya'da 100 bin kişiyi işsiz bırakacağını belirten Sturgeon, şu ifadeleri kullandı:
- "AB ile serbest ticaret anlaşması yapılsa bile bu İskoçya'da kişi başına geliri bin 600 sterlin azaltacak. Sizi, Brexit konusundaki politikanızın İskoçya'ya etkilerini ve İskoç halkına kalıcı zarar vermekten kaçınmak için tutum değiştirmenizin niçin zorunlu olduğunu anlamaya çağırıyorum. Ancak 31 Ekim'de AB'den anlaşmalı veya anlaşmasız ayrılmak konusundaki sözleriniz dikkate alındığında, İskoçya'da bizim de başka bir seçeneğe her zamankinden fazla ihtiyacımız var. 2016'da (halktan) aldığımız demokratik yetkiye dayanarak İskoçya hükümeti olarak, halkımıza bağımsız ülke olma şansını vermeye dönük hazırlıklarımızı sürdüreceğiz. İskoç halkının kendi geleceğini tayin hakkı, saygı duyulması gereken temel demokratik bir haktır."
Sturgeon, mektubunda, İskoç parlamentosunun yaz tatili sonrasında yeni bağımsızlık referandumu için gerekli çerçeve yasayı ele alacağını kaydetti.
Yasa tasarısı parlamentoya geldi!
İskoç hükümeti ülkede dilediği konuda referanduma gidilmesine imkan verecek çerçeve yasa tasarısını önceki ay bölgesel parlamentoya sunmuştu. Tasarının yasalaşması halinde ülkenin İngiltere'den bağımsızlık için yeni bir referanduma gitmesine de zemin sağlanacak.
Sturgeon, daha önce yaptığı açıklamada, bağımsızlık referandumu için 2020'yi işaret etmişti ancak referandum için Londra'daki merkezi hükümetin de izin vermesi gerekiyor.
Brexit nasıl bir etki sağlayacak?
İskoçya'da 2014'teki bağımsızlık referandumunda, yüzde 55'le İngiltere ile birlik içinde kalma kararı çıkmıştı. Sonuçta, 'İskoçya'nın İngiltere'den ayrılması durumunda AB'den de ayrılmış olacağı' şeklindeki propaganda etkili olmuştu.
Brexit referandumunda yüzde 62 oranında AB'de kalınmasından yana oy kullanılan İskoçya'da, ülke genelinde Brexit tarafının kazanmasının ardından bağımsızlık talepleri yeniden yükselmeye başlamıştı.
Ancak yeni referandum talebi, İskoç Ulusal Partisinin 2017 erken seçiminde 21 milletvekili kaybetmesiyle geçici olarak askıya alınmıştı.
İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda Londra'daki merkezi hükümetin yönettiği Birleşik Krallık çatısı altında yer alıyor.
Boris Johnson sonrası İskoçya'nın durumu değişir mi?
İskoçya Başbakanı Nicola Sturgeon'un İngiltere Başbakanı olduktan hemen sonra Boris Johnson'a 'referandum önerilerini tartışmak için sabırsızlanıyorum' şeklinde yaklaşması, Brexit süreciyle yeterince meşgul olan Boris Johnson'da daha makul ve daha uzlaşmacı bir tavır meydana getirebilir. İskoçya'dan yalnızca 'bağımsızlık' konusunda değil Brexit konusunda da geri bildirimler alan İngiltere, süreci büyük bir titizlikle yürütüyor denebilir.
Anlaşma yapılmaksızın gerçekleşecek bir Brexit'in İskoçya genelinde 100.000 işe mal olabileceğini ifade eden İskoç hükümet yetkilileri, İngiltere'nin yeni Başbakanıyla bir anlaşma zemini oluşturmak istiyor. Boris Johnson'ın liderliğinin açıklanmasıyla birlikte İskoçya'nın bağımsızlığına çok büyük bir engel oluşturmaması beklenirken Johnson'ın 'her iki tarafı' da mutlu edecek bir boyutta olacağı da dillendiriliyor. Boris Johnson'ın Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemde de İskoçya'nın bağımsızlık durumuna dair olumlu analizlerde bulunduğu gelen bilgiler arasında yer alıyor.
2014 İskoçya bağımsızlık referandumunda ne olmuştu?
2014'te gerçekleşen 'bağımsızlık' referandumunda İskoçlar 307 yıllık birliği devam ettirme kararı almıştı. Referandum sonuçlarına göre İskoçların yüzde 55,3 Birleşik Krallık'tan ayrılmaya ‘hayır’ dedi. İskoçya'nın bağımsız olmasını isteyenlerin oranı yüzde 44.7’dekalmıştı.
Referanduma katılım yüksek olurken ve kayıtlı İskoç seçmenlerin yüzde 84'ü, yani 3 milyon 619 bin 915'i sandık başına gitmişti. 32 bölgenin 4'ündeki seçmenlerin çoğunluğu bağımsızlıktan yana oy kullandı. Başkent Edinburgh'dan 'hayır' oyu çıkarken, ülkenin en büyük şehri Glasgow'daki seçmenlerin çoğunluğu ayrılıkçılara destek vermişti. Bağımsızlığın çoğunlukta çıktığı diğer üç bölge ise Dundee, West Dunbartonshire ve North Lanarkshire olmuştu.
Dönemin İskoçya bölgesel hükümetinin başbakanı Alex Salmond, İskoçya'nın bağımsızlığına yönelik yapılan referandumdan çıkan 'bağımsızlığa hayır' kararını kabul ettiğini söyleyerek, 'Tüm İskoçya'yı halkın demokratik kararını kabul etmeye çağırıyorum' ifadelerini kullanmıştı.
Aynı zamanda bağımsızlık kampanyasının başını çeken ayrılıkçı İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) liderini yapan Salmond, referandum sonucunun belli olmasının ardından başkent Edinburgh'da yaptığı konuşmada, İskoçya'nın bağımsızlığı için oy veren İskoç vatandaşlarına teşekkür etmişti.
Referandumun, üzerinde anlaşılan ve onaylanan bir süreç olduğunu dile getiren Salmond, 'Oylamaya yüzde 86'lık katılım, demokratik dünyadaki herhangi bir seçime veya referanduma yönelik en yüksek katılımlardan birisi oldu. Tek bir ulus olarak ilerlemeliyiz' şeklinde konuşmuştu.
Dönemin İngiltere Başbakanı David Cameron da referandumun ardından yaptığı açıklamada İskoçya Özerk Parlamentosu'na daha fazla yetki verileceğine dair sözlerin tutulacağını, konuya ilişkin yasa tasarısının ise Ocak ayında hazır olacağını söylemişti.
İskoçya'nın yeniden bir referandum talep etme olasılığına ilişkin olarak ise Cameron, 'Herhangi bir anlaşmazlık olmayacak. Yeniden yapılmayacak. İskoçya'nın ortaya koyduğu iradeyi gördük' değerlendirmesini yapmıştı.