Nerede bir haksızlık olsa durumla ilgili yerleşmiş bir söz kulaklarımızda yankılanır ya: 'Yazık, haksızlığa uğramış.'
📌 Kim haksızlık görmüşse ona burkulur içimiz, onun için üzülür ve düştüğü durum dolayısıyla acırız ona. Ama böyle bir haksızlık anında acınası kişi gerçekten mağdur mudur? Haksızlık etmiş birinin düştüğü o durum sizce de daha sefil değil midir? Hiç kimse fark etmiyor zannetse bile kendisine olan saygısını sorgulaması yetmez mi ona? Birinin acizliğinden faydalanmaya çalışmış bu kişi kendi acizliğini kanıtlamış değil midir aslında? Haksızlığa uğrayandan bir şeyler gitti sanılır hep. Bu tamamen yanlış değildir. Evet, ondan da giden bir şey var: Hak ettiği neyse onu kaybetmiştir. Ancak haksızlığı yapan kişinin karakterinden kaybedecekleri onu daha sefil bir duruma düşürmez mi? Başkasının hakkını yemesi sebebiyle kazandığı yok diyemeyiz fakat bu kazanç ne kadar artarsa kişinin sefaleti o kadar sürecektir. Çünkü hak dediğimiz şey, yalnızca ait olduğu kişide değer taşır. Bu yüzden, insanların hakkına girmek de değersiz birçok yükün altına girmek anlamına geliyor ve bu durum insanı yalnızca kamburlaştırır, başka bir işe yaramaz.