“Öyleyse insanın, bilhassa sanatçının, gerçekle ilintisindeki ödev; değişmez gerçekler aramaya çalışarak imkansıza yönelmesi değil, değişmekte olduğunu bildiği gerçeklerden, belli tarihsel şartlar içinde faydalı, ilerletici, insanı açıklayıcı, zenginleştirici sonuçlar alabilmeye çalışmasıdır.”Bozkırdaki Çekirdek ile Türk modernleşmesinin belki de kurumsal anlamda en ilginç ve tartışmalı konularından olan Köy Enstitüleri'ne gerçeğin safında, insan ve coğrafyanın sınırlarını resmederek kendine özgü bir yaklaşım getiriyor Kemal Tahir. Ne soru sormaktan ne de yanılmaktan korkarak Tek Parti iktidarının eğitim reformu ile rejim bekçiliği arasında bocalayan projesini roman sanatının imkanları ile yeniden düşünmeye çağırıyor bizi.