Osmanlı'da engellilerin eğitimiyle ilgili en önemli gelişmeler II. Abdülhamid döneminde yaşandı. 1889'da Sağır ve Dilsiz Mektebi açıldı. Ancak bundan önce klasik dönemde de engellilerin istihdam edilmesi ve himayeleri son derece önemliydi. Sarayda işitme engelli görevliler sıklıkla yer alırdı. Avrupa'da ise bunun aksine engelli vatandaşlar dışlanıyor, eğitimden mahrum bırakılıyor ve cadı olarak adlandırılıyorlardı. Bu anlayışın temeli Antik Yunan kültürüne dayanıyordu. Platon ve Aristoteles gibi ünlü filozoflar, engellilerin toplumsal hayata katılmaması gerektiğini empoze ediyorlardı.