12 Eylül darbesi, hiç şüphesiz, Türk siyasî hayatındaki en travmatik hadiselerden biridir. Kendisinden önce yaşanan tüm askerî müdahalelerin tecrübeleri üzerine bina edilmiş olması bakımından, darbenin ön hazırlık sürecinin oldukça uzun olduğu görülür. 12 Eylülcüler, 27 Mayıs cuntacılarının aksine, darbe sonrasına hazırlıksız yakalanmamak için ilk geceden itibaren tüm süreci en ince ayrıntısına kadar planlamaya çalıştılar. Darbe yapıldıktan sonra ise hayatın gerçeklerinin her zaman önceden hazırlanan planlardan farklı geliştiği bir kez daha görüldü. Cunta, sistemin kendi kontrolünden çıkmasını engellemek için her geçen gün daha sıkı tedbirler almaya çalıştı. Böylece toplum üzerindeki baskı giderek arttı. Üstelik darbeciler, oluşturdukları vesayet kurumları aracılığıyla uzun vadeli olarak ülkenin geleceğini kendi ellerinde tutmaya gayret ettiler.