Osmanlı himayesinde Kudüs
Memlûklerin yaklaşık 250 yıllık hâkimiyetinden sonra Kudüs, 1517 yılının son günlerinde Osmanlı topraklarına katıldı. 30 Aralık 1517 Salı günü şehre giren Yavuz Sultan Selim, yatsı namazını Aksâ avlusunda kıldı. Yavuz ve ordusu ibadet ederken ortamı aydınlatmak için yakılan 12 bin şamdan nedeniyle, bugün Kıble Mescidi'nin önündeki geniş alan “12 bin şamdanlı avlu" olarak bilinir. Yavuz'un, önceki fatihlerin aksine, Kıyâme Kilisesi'ni ziyaret etmemesi dikkat çekicidir.
Kudüs, Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise büyük bir imar ve inşa faaliyetine sahne oldu. Memlûkler, Kudüs içinde ve özellikle de Mescid-i Aksâ alanında göz alıcı eserler bırakmışlardı. Ancak şehir surları, Eyyûbîlerden alınan siyasi miras gereği, yıkık dökük bir şekilde muhafaza edilmişti. Kanuni'nin emriyle, Kudüs surları 1537-1541 yılları arasında yeniden imar edildi, günümüzde hâlâ kullanılan yedi kapı da bu dönemde açıldı. Osmanlılar, Kudüs'te sayısız çeşme, sebil ve şadırvan inşa ettiler, mevcut eserleri onardılar, şehri mamur ve bayındır bir hale getirdiler. Memlûkler bir “taş medeniyeti" iken, Osmanlılar “su medeniyeti" olarak öne çıkmıştı.
Birinci Dünya Savaşı'nın bitişiyle birlikte, Osmanlı'nın Filistin'den çekilmesinin ardından, 9 Aralık 1917'de İngiliz komutan Edmund Allenby, birliklerinin başında Kudüs'e girdi. Allenby, Kudüs'teki İngiliz hâkimiyetini de böylece başlatmış oluyordu. Filistin, üç yıl sonra resmen İngiliz manda yönetimi altına alındı. İngilizlerin Filistin ve Kudüs'teki hâkimiyeti çatışmalı ve sancılı bir dönem olacak; nihayet kaosla baş edemeyen İngiliz siyasetinin bölgeden çekilmeye karar verişiyle İsrail'in kuruluşuna giden süreç de başlayacaktı.
1-12
Şam Kapısı önündeki Nebi Musa Şenlikleri, Kudüs 1898-1917. Nebi Musa Şenlikleri; Salahaddîn Eyyûbî’nin Kudüs’ü haçlılardan aldığı 1187’den beri kutlanmaktadır. Şenlik esnasında Müslümanlar, Nebi Musa’nın mezarının olduğu düşünülen Eriha’dan Kudüs’e dualar eşliğinde yürümektedirler.
2-12
Birinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği 1914 yılı civarı El Halîl kapısı önünde Kudüs halkının oluşturduğu kalabalığın içerisinden geçen Osmanlı askerî alayı. 1914 yılında Filistin nüfusunun % 76’sı Müslümanlardan oluşuyordu.
3-12
Kudüs eski şehrin batı tarafında, surların batı yönündeki tek çıkış; “El Halîl Kapısı”, Yahudiler ve Batılılar isimlendirmesiyle ise “Yafa Kapısı”. Kudüs’ün kalabalık ve canlı caddelerinde sokak satıcıları, memurlar ve çiftçiler...
5-12
1900-1917 yılları arasında Şam'dan Medine'ye kadar uzanan Hicaz Demir Yolu’nda seyrüsefer eden Hicaz treninin yolcuları.
9-12
Filistin'in Batı Şeria bölgesindeki Cenin şehrinin Osmanlı'nın son dönemlerindeki manzarası.
11-12