İngiliz ressamın İslâm sanatına olan sevgisini temsil eden kubbeli konak: Leighton House
İngiltere'nin Kensington bölgesinin kalbinde yer alan Leighton House Museum, hem Batı'nın hem ve Doğu'nun mimarî özellikleriyle harmanlanarak ressam Sir Frederich Leighton tarafından hem kendi evi ve kendi stüdyosu olarak tasarlanmıştır. Ünlü Viktorya dönemi sanatçısı Sir Frederic Leighton, 19. yüzyılın en meşhur ressamlarındandır. Frederic Leighton, İslâm sanatını İngiliz toplumuna tanıtmak amacıyla "Arap Salonu" inşa etmiştir. Ünlü İngiliz ressam, bu yapıya İslâm sanatına olan takdirini çeşitli yönlerle yansıtmıştır.
1-10
Dizaynı Leighton'a ait olan yapı çok renkli desenli karolar, mozaikler duvarlar ve fayanslar ile renklendirmiştir. Ayrıca, Narcissus'un bronz heykelinin ortada bulunduğu holün etrafı mermer sütunlarla çevrilidir. Narcissus Holü'nün oluşturması da sanatçının Antik Roma'ya olan ilgisini kanıtlar niteliktedir. Bu hole bakan cephenin duvarında ise Rahman Suresi'nin yazılı olduğu çiniler bulunuyor.
2-10
Londra'daki Leighton House, ülkenin en önemli sanatçı evlerinden biri olarak kabul edilir, ancak onu diğerlerinden ayıran en temel nokta ise Doğu ve Batı sanatını tek bir çatı altında bütünleştirmesidir. İlk bakışta sıradan bir Viktorya dönemi malikanesi gibi görünse de, ziyaretçiler içeri adım attıkları anda kendilerini dünyalar kadar uzağa taşınmış bulurlar.
3-10
1800'lerde, yıllarını Orta Doğu ve Kuzey Afrika'yı dolaşarak geçiren Leighton, bölgenin mimarisini, sanatını ve kültürünü incelemiştir. Böylece İslâm dünyasının güzelliği ve gizeminden büyülenen sanatçı Londra'ya döndüğünde, gördüklerinin özünü yakalayacak bir şaheser yaratmaya koyuldu. O zamanlar Londra'daki hiçbir şeye benzemeyen, muhteşem bir alan olan evin içindeki "Arap Salonu"nu yaptı. Orta Doğu'ya özgü altın bir kubbe, Şam'dan getirtildiği düşünülen İslâmî çiniler, oyma ahşap pencereler ve mermer kolonlar ile senfonik bir renk ve desen ahengi oluşturarak yapılan bu salon, günümüzde müzenin en büyüleyici kısımlarından biridir.
4-10
Leighton, "Arap Salonu"nun bir bölümünü, paha biçilmez sanat eserleri de dahil olmak üzere seyahatlerinden elde ettiği hazinelerle doldurdu. Hatta salonun ihtişam ve zenginlik duygusuna katkıda bulunan bir iç çeşme bile yaptırdı.
5-10
Karmaşık mozaikleri, canlı çinileri ve eski camilerin görkemini çağrıştıran yüksek bir kubbeyle tamamlanan "Arap Salonu", hâlâ İngiltere'deki İslâm mimarîsinin çarpıcı bir örneğidir.
6-10
1867 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na da seyahat eden sanatçı, Karadeniz bölgesi ile birlikte İstanbul ve kabaca 90 kilometre güneydeki (yaklaşık 56 mil) Bursa şehrini ziyaret etti. Frederic Leighton, mimarî ve tarihî açıdan ilgi çekici yerleri ziyaret edip buralardan da malzeme topladı.
7-10
Böylece Leighton, Arap Salonu'nu tasarlarken, İspanya'nın Granada kentindeki Elhamra Sarayı, Kuzey Afrika'nın Mağrip mimarisi ve Bursa'nın kuzeydoğusundaki bir göl kasabası olan İznik'in ünlü seramikleri gibi çeşitli kaynaklardan ilham aldı.
8-10
Özellikle İstanbul ve Bursa gezilerinde gördüğü Osmanlı çini sanatının muhteşem örneklerinden çok etkilenmiş. Ayrıca Leighton'ın "Arap Salonu"nu tasarlarken İstanbul'daki Rüstem Paşa Camii ve Topkapı Sarayı'ndan ilham aldığına inanılıyor. Bütün bunlar, Leighton'ın tek bir kaynaktan değil çeşitli kaynaklardan etkilendiğini göstermektedir.
9-10