DEAŞ tehdidi altındaki Kandahar Şiileri, Taliban'ın ülkede güvenliği sağlamasını istiyor
Afganistan'daki Kandahar Şiileri, son iki haftadır cuma namazında DEAŞ'ın saldırılarına maruz kalırken, ülkedeki güvenlik sorunları nedeniyle gerçekleşecek muhtemel saldırılardan endişe duyuyor. Cuma öğle saatlerinde 20'li yaşlarında 2 DEAŞ intihar bombacısının saldırısı sonucu 47 kişinin hayatını kaybettiği Kandahar merkezinde, Şiilere ait Fatımiyye Camisi'ndeki Afganlar ileride düzenlemesi muhtemel saldırılarından ötürü tedirginlik içinde. Taliban'ın Şii-Sünni ayırmadan herkesin güvenliğinden sorumlu olduğunu belirten cami cemaati, güvenliklerinin sağlanmasını istiyor.
1-17
Görgü tanıklarına göre, saldırganlar cami girişindeki iki güvenlik görevlisine silahla ateş etti. Üçüncü güvenlik görevlisi ise silahıyla saldırganlardan birini yaradı. Diğer saldırgan bu sırada camiye girdi.
Çatışma seslerini duyan içerideki bir güvenlik görevlisi avlunun demir kapısını kapattı. Yaralı saldırgan cami girişinde üzerindeki bomba düzeneğini infilak ettirdi.
2-17
Camideki güvenlik görevlileri, içeri sızan saldırganın peşinden gitti ve İzzettin adında bir güvenlik görevlisi bombanın etkisini azaltmak için saldırgana sarıldı. Bu esnada ikinci patlama meydana geldi.
Bir görgü tanığı, "İzzettin'den geriye sadece ayakları kaldı." ifadesini kullandı. Başka bir tanık da "İzzettin olmasaydı ölü sayısı 200'ü geçebilirdi." yorumunu yaptı.
Görgü tanıkları, saldırıda ailelerinden ve yakın arkadaşlarından birçok kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.
3-17
Ölenler arasında henüz kimlik tespiti yapılamayan kişilerin bulunduğu ve camiye iki yıl önce de saldırı girişiminde bulunulduğu belirtildi. Patlama sonrası, Kandahar Belediye Başkanı Yardımcısı Mevlevi Hasan'ın camiye, Kandahar Emniyet Müdürü Mevlevi Abdulgaffar Muhammedi'nin ise ölü ve yaralıların taşındığı Mir Veys Hastanesi'ne gittiği kaydedildi. Hasar kaldırılma çalışmalarının sürdüğü caminin avlusunda hayatını kaybedenlerin ayakkabıları, terlikleri, parçalanmış kıyafetleri ve namaz mühürleri duruyor.
4-17
Kandaharlı Şii Afganların bazıları, Taliban'ın bölgede yeterli güvenlik önlemi almadığını söylerken bazıları ise ihmalin olmadığını, saldırının Taliban'ın birçok konuda gösterdiği genel eksikliğinin yansıması olduğunu söyledi. Kandaharlı Şiiler, patlamanın hedefinin mezhep savaşını körüklemek olduğunu belirterek, camiye gitmeye devam edeceklerini kaydetti.
5-17
İsmini vermek istemeyen bir görgü tanığı, Kandahar'da daha önce böyle bir saldırı görmediğini aktararak, olayı "intihar saldırılarının başlangıcı" olarak niteledi. Taliban'ın ülkede güvenliği büyük oranda sağladığı yönündeki görüşe katılmadığını ifade eden görgü tanığı, "Çok endişeliyiz. Çoğunluk için emniyet sağlanmış olabilir ancak azınlıklar açısından durum çok kötü bir hal aldı. Kandahar'da özellikle Şiiler tehlike altında." diye konuştu. Taliban'ın, güvenliği sağlama konusunda ihmali olduğunu dile getiren görgü tanığı, "Bizim kendi güvenliğimizi sağlamamız için silahlarımız vardı. Taliban gelince bunları bizden aldı. Bunun yerine verdikleri silahlar da işe yaramıyor. Kendi güvenliğimizi sağlıyorduk ama bunlarla DEAŞ'a karşı konulamaz." ifadelerini kullandı.
6-17
30 yaşındaki Rıza Kerimi, patlamanın yaklaşık 20 metre gerisinde gerçekleştiğini ve saldırıdan kıl payı kurtulduğunu anlattı. Saldırıda Muhammed Caferi adında çok yakın arkadaşını kaybettiğini söyleyen Kerimi, "Afganistan Şiileri kendilerini korumalı ve emniyet tedbirlerini artırmalı. Can güvenliğimizden endişeliyiz. Taliban hükümet olmak istiyorsa Şii-Sünni ayrımı yapmadan güvenliğimizi sağlamalı." dedi.
7-17
Camide bulunanlardan 20 yaşındaki Gülaley Haşimi, patlama sonrası sürünerek uzaklaştığını dile getirerek, "Taliban'dan Afganistan'daki Şii ve Sünnilerin güvenliğini sağlamasını istiyoruz. Taliban'ın bu olayda ihmali vardı. Güvenliğin sağlanmasını istedik ancak sağlanmadı. Şiilere yönelik olası saldırılardan endişeliyim." ifadelerini kullandı. Ayrıca Rızai, Taliban'dan kendilerini korumaları için silahlarını geri vermelerini istedi.
8-17
Saldırıda başından yaralanan 43 yaşındaki Muhammed Davud Rızai, cuma namazına kardeşleri ve yeğenleriyle gittiğini anlattı. Rızai, hayatını kaybedenlerin çoğunu tanıdığını ve aralarında yakın arkadaşlarının bulunduğunu söyledi. Afganistan vatandaşı olarak, Taliban'dan güvenliği sağlamasını istemelerinin hakları olduğunu belirten Rızai, "Taliban'ın ihmali olmasaydı bu olay meydana gelmezdi. Taliban, DEAŞ'ın Şiilerin düşmanı olduğunu anlamalı." dedi.
9-17
Cami cemaatinden Muhammed İsmail Refiki, Taliban'ın ülkede henüz düzen kuramadığını kaydederek, bölgedeki güvenlik sorununu "ihmal" olarak tanımlamadı.
10-17
Refiki, ABD sonrası Taliban güçlerinin de birçok defa saldırıya uğradığını anımsatarak, DEAŞ'ın ilk hedefinin mezhep kavgası çıkarmak olduğunu söyledi.
11-17
Afganistan'ın bağımsızlığı için İngilizler ve Ruslar karşısında Sünnilerle beraber savaştıklarının altını çizen Refiki, "DEAŞ'ın ikinci hedefi ise Taliban hükümetinin ismini lekelemektir. Biz burada azınlığız. Güvenliğimiz sağlanmalı. Taliban bunu yapmazsa geleceğimizden endişe ederiz. Bunu bir ihmal olarak tanımlayamam çünkü henüz vilayetlerde güvenlik sistemi kuramadılar. Çok yeni bir hükümet. Birkaç yıldır hükümette olsalardı ve bu olay yaşansaydı buna ihmal derdim." görüşünü paylaştı.
13-17
Caminin avlusunda intihar saldırısında hayatını kaybedenlerin ayakkabıları, terlikleri, parçalanmış kıyafetleri ve namaz mühürleri öylece duruyor.
15-17