Türkiye'de gezilmesi gereken 7 yer
Tarihte farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış, her köşesinde tarihi ve doğal güzellikler barındıran Türkiye coğrafyasında gezilmesi gereken, birbirinden farklı 7 yeri sizler için derledik.
1-21
1. Munzur Vadisi- Tunceli
Tunceli-Ovacık arasında uzanan Munzur Vadisinde, 42.000 Hektarlık bir alan 1971 yılında Milli Park olarak ilan edilmiştir. Türkiye’nin en büyük milli parklarından biri olan “Munzur Vadisi Milli Parkı”, Tunceli kent merkezine 8 Km. uzaklıkta başlayıp, vadi boyunca Munzur Dağlarına kadar uzanmaktadır. Kuzeyde 3300 metreye kadar yükselen Munzur Dağları, Mercan ve Munzur Suyu vadileri tarafından parçalanmıştır.
2-21
Bölgede sert karasal iklim hüküm sürdüğünden, milli parktan faydalanmak için en uygun zaman Haziran ve Eylül arasındaki dönemlerdir. Milli Park alanındaki doğal veriler, kamp kurma, piknik yapma, sportif balıkçılık ve doğa yürüyüşleri gibi günübirlik etkinliklerin yanı sıra çeşitli su ve doğa sporları (rafting, dağcılık v.b.) için de çok elverişli potansiyele sahiptir.
3-21
2. Harran Evleri- Şanlurfa
Harran Kümbet Evleri ören yerinden toplanan tuğlalarla 150-200 yıl önce inşa edilmiştir. Kare, ya da kareye yakın prizmatik bir temel üzerine bindirme tekniğinde tuğlalardan yapılmıştır. Harcında gül yağı, saman, pişmiş toprak ve yumurta akı kullanılan, mimari yapısı ve malzemeleri sayesinde de yazları serin, kışları sıcak tutma özelliğine sahip evler, aşağıdan yukarıya doğru gittikçe daralmaktadır.
4-21
Yüksekliği içeriden 5 metreye varan ve 30-40 tuğla dizisiyle örülerek inşa edilen evler, içeriden ve dışarıdan balçıkla sıvanması sayesinde varlıklarını bugüne kadar sürdürebilmişlerdir. Harran Kümbet Evler 1979 yılında arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak tescil edilmiştir.
6-21
3. İshak Paşa Sarayı- Ağrı
Türk mimari tarihinin en güzel eserlerinden İshak Paşa Sarayı, Ağrı’da bulunuyor. Yapımı 99 yıl süren İshak Paşa Saray’ı yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi görüyor.
7-21
Saray, 1784 yılında Çıldıroğulları'ndan II. İshak Paşa döneminde yaptırılmış. Osmanlı mimarisinin, Anadolu’da günümüze ulaşabilen tek saray yapısı olarak kabul ediliyor.
8-21
7600 m2’lik bir düzlem üzerine oturtulan saray, üç tarafı sarp dik bir tepe üzerinde inşa edilmiş. Sarayın, bazı bölümleri tek, bazı bölümleri iki, bazı bölümleri ise üç katlı ve iki büyük avlu çevresinde oluşturulan bölümlerden meydana getirilmiş. Sarayın 366 odası var.
9-21
4. Nemrut Dağı Milli Parkı- Adıyaman
Malatya Pütürge’nin Büyüköz köyü ile Adıyaman’ın Kahta sınırları içerisinde yer almaktadır. Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için, 2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı yamaçlarına yaptırdığı mezarı, anıtsal heykelleri ve benzersiz manzarası ile Helenistik dönemin en görkemli kalıntılarından birisidir.
10-21
Anıtsal heykeller doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmıştır. İyi korunmuş durumdaki dev heykeller kireçtaşı bloklarından yapılmış ve 8-10 metre yüksekliktedir.
11-21
Nemrut’a Malatya-Pütürge- Tepehan yolu üzerinden yaklaşık 100 kilometrelik yolu izleyerek ulaşılmaktadır.
12-21
5. Sümela Manastırı- Trabzon
Trabzon’un Maçka İlçesi'nin Altındere Köyü sınırları içinde, Altındere vadisine hakim Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sümela Manastırı, halk arasında "Meryem Ana" adı ile anılır. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan yapı, bu konumuyla manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarlarında kurulma geleneğini sürdürmüştür.
13-21
Meryem Ana adına kurulan manastırın "Sümela" adını "siyah" anlamına gelen "melas" sözcüğünden aldığı söylenmektedir. Bu ismin manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlar’ dan geldiği düşünülmekte ise de Sümela kelimesi buradaki Meryem tasvirinin siyah rengine bağlanabilmektedir.
14-21
Doğu Karadeniz kıyılarının Türk egemenliğine girmesini takiben Osmanlı Padişahları pek çok manastırda olduğu gibi Sumela’nın da haklarını korumuşlar, bazı imtiyazlar vermişlerdir.
Sümela Manastırı’nın 18. yüzyılda bir çok bölümü yenilenmiş, bazı duvarlar fresklerle süslenmiştir. 19. yüzyılda büyük binaların ilave edilmesiyle manastır muhteşem bir görünüm kazanmış, en zengin ve parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemde son şeklini alan manastır pek çok yabancı seyyahın ziyaret ettiği, yazılarına konu edilen bir yer haline gelmiştir. Trabzon’un 1916-1918 yılları arasındaki Rus işgali sırasında manastıra el konulmuş, 1923'den sonra tamamıyla boşaltılmıştır.
15-21
Sümela Manastırı’nda yer yer sökülerek alınmış olan ve oldukça harap bir görünüm taşıyan fresklerde işlenen başlıca konular İncil’den alınmış sahneler, Hz. İsa ve Meryem Ana’nın hayatı ile ilgili tasvirlerdir.
16-21
6. Göreme Açık Hava Müzesi- Nevşehir
Göreme Açık Hava Müzesi, Göreme kasabasının 2 kilometre doğusunda yer alan bir kaya yerleşim yeridir. MS 4'üncü yüzyıldan 13'üncü yüzyıla kadar bölgede yoğun bir şekilde manastır hayatı yaşanmıştır. Hemen her kaya bloğunun içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları mevcuttur.
17-21
Bugünkü Göreme Açık Hava Müzesi, manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul edilir. Soğanlı, Ihlara ve Açıksaray ise aynı eğitim sisteminin daha sonraları görüldüğü yerlerdir. Göreme Açık Hava Müzesi’nde bulunan kiliseler, iki tür teknikle boyanmıştır. Birincisi, doğrudan doğruya kaya yüzeyi düzeltilerek üzerine yapılan boyama, ikincisi ise kaya üzerine yapılan secco (tempera) ve fresco tekniği ile yapılan boyamalardır. Kilise duvar resimlerinde işlenen konular Tevrat, İncil ve Hz. İsa'nın hayatından alınmıştır.
18-21
Göreme Açık Hava Müzesi'nde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Azize Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Malta Haçlı Kilise, Azize Catherine Kilisesi, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise bulunmaktadır. Göreme Açık Hava Müzesi, 6 Aralık 1985 tarihinden bu yana doğal ve kültürel varlık olarak UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
19-21
7. Salda Gölü- Burdur
Salda Gölü, Burdur’un yaklaşık 64 km batısında Yeşilova ilçe sınırlarında yer alır. Türkiye’nin en derin, en temiz, en berrak özelliklere sahip göllerindendir.
20-21
Deniz seviyesinden yüksekliği 1140 metredir. Yüz ölçümü 44 kilometrekaredir. Göl, yaz ve kış aylarında turizm hareketliğinin yoğun olduğu Antalya-Denizli- Pamukkale tur güzergâhında bulunmaktadır. Ormanlık tepelerle ve ovalarla çevrili tektonik bir göldür. Derinliği bazı yerlerde 185 metredir. Güney cephesinde bulunan Sultan Pınar suyu burayı bir mesire yeri haline getirmiştir.
21-21