Şehrin sokaklarında bir kimlik arayışı filmi, Taksi Şoförü
Akıp giden şehir ışıkları eşliğinde, muhteşem oyunculuğu ve güçlü senaryosuyla kült olmuş bu film hem Martin Scorese'in hem Robert De Niro'nun kariyerlerinde çok önemli bir yere sahip.
1-28
Taxi Driver, Martin Scorsese’nin toplum içindeki yabancılaşmayı ve kimlik arayışını genç bir taksi şoförü üzerinden anlattığı bir film noir örneği…
2-28
Akıp giden şehir ışıkları eşliğinde, muhteşem oyunculuğu ve güçlü senaryosuyla kült olmuş bu film hem Martin Scorese’in hem Robert De Niro’nun kariyerlerinde çok önemli bir yere sahip.
3-28
26 yaşındaki Vietnam gazisi Travis, geceleri uyuyamadığı için şoförlük yapmak ister ve işi alır. Şehrin yozlaşmış gecelerine taksisinin içindeki Travis’le birlikte izleyici de şahit olur.
4-28
Travis’in iç dünyası zaman zaman yazdığı yazılarla yansıtılır. Filmin belirli bölümlerinde yalnız olduğunu ve sıradan insanlar gibi olamadığı için zorlandığını onun sesinden dinlenme fırsatı buluruz.
5-28
-12 saat çalıştım ama hala uyuyamıyorum. Günler geçip gidiyor ama hiç bitmiyorum. Hayatım boyunca güzel bir yere gitmek istedim. Birinin kendi isteklerini baltalamak istemesini anlayamıyorum. Bence bir insan herkes gibi bir şahsiyet olmalı.
6-28
Uyuyamadığı için geceleri yetişkinler için olan filmlere girse de, kadınlarla içsel yalnızlığını dindirecek duygusal bir ilişki peşindedir daha çok. Televizyonda romantik bir şarkı eşliğinde dans eden çiftleri izlediğini iki ayrı yerde görürüz.
7-28
Palantine isimli politikacının seçim kampanyası için çalışan Betsy’e ilk görüşte aşık olur ve bir süre takip ettikten sonra ona kahve ısmarlar.
8-28
- “O hem peygamber hem saldırgandır. Yarı gerçek, yarı kurgu ayaklı bir aykırıdır.” -Benden mi bahsediyorsun? -Başka kimden bahsediyor olabilirim? - Ben saldırgan falan değilim, hiç bir şeye saldırmadım.
9-28
Her şey yolundadır ancak Travis ikinci buluşmalarında onu kendi gittiği filmlerden birine götürür. Travis sebebini anlayamasa da, bu Betsy’nin ondan kaçmasına ve telefonlarını açmamasına sebep olur.
10-28
Yalnızlıktan kurtulma ümidi suya düşen Travis şehirde hayat kadını olarak çalıştırılan 12 yaşındaki bir kızı görür ve bunalımı iyice artar.
11-28
Artık pasif kalmak istemez ve kendini gerçekleştirmek, kimliğini bulmak için elini kirletmeye heveslenir. Şoför arkadaşının yönlendirmesiyle bir silah satıcısı bulur ve çeşit çeşit silah satın alır.
12-28
-Bana mı dedin? -Başka kime söylemiş olabilirsin ki. Bana mı dedim? -Burada benden başka kimse yok.
13-28
İlk kez, marketi soymaya gelen bir genci çekip vurur ve market sahibinin minnettarlığıya karşılanır.
14-28
Ardından arabasına binen 12 yaşındaki kızı, yaşadığı hayattan kurtamak için ikna etmeye çalışır. Jodie Foster’ın canlandırdığı Iris ise yaşadığı korkunç durumu satıcısının kendisine değer verdiğine inanarak kabullenmiştir.
15-28
-Katil mi? -Şu Sport bir katil. -Sport kimseyi öldürmedi. O bir terazi. Ben de teraziyim, o yüzden bu kadar iyi anlaşıyoruz.
16-28
Travis’in dönüşümünün ikinci aşamasını görüyoruz. Betsy’e gönderdiği çiçekleri yakıp tarzında değişiklik yapar.
17-28
Hemen sonraki sahnede seçim konuşması yapan liberal bir politikacı olan Palantine’i öldürmeye çalışır. Ancak suikast girişimi başarısız olur.
18-28
Filmin zirve noktasında Travis öfkesini Iris’i çalştıran ekibe yöneltir. Ve bir akşam binaya gidip Satıcıyı, mekanın sahibini ve müşteriyi öldürür.
20-28
Travis’e Iris’in ailesi tarafından yazılan bir teşekkür mektubu okunurken Travis'in yer aldığı gazete haberleri duvara asılmıştır.
21-28
Travis kahraman olmuştur ve eski hayatına kaldığı yerden devam eder. Tesadüfen arabasına binen Betsy’nin ona olan hayranlığını ve Travis’in ona karşı olan özgüvenli tutumunu görürüz.
22-28
-Gazetelerde seni okudum. Nasılsın? -Önemli bir şey değildi. Unuttum bile. Gazeteler her zaman öyle şeyleri abartır.
23-28
Filmin senaryosunu yazan ve koyu sağcı olan Paul Schrader filmde ölen bütün kötü adamları siyahi olarak yazmış ancak Martin Scorsese ırkçılığı yumuşatmak adına beyaz karakterler tercih etti.
24-28
Ancak filmin halen son derece sağcı bir anlatımı olduğu üzerine çeşitli yorumlar var. Son derece kanlı bir şekilde kötü adamları öldüren Travis’in finalde kahraman ilan edilmesi ve hiç bir ceza almadan hayatına devam etmesi bu yorumları güçlendiriyor.
25-28
-Bir şey sorabilir miyim Travis? Bu ülkede seni en çok rahatsız eden ne? -Bilmem, politikayı o kadar yakından takip etmem efendim. -Yine de bir şeyler olmalı. -Kim gelirse gelsin şehrin bu kısmı iyice temizlenmeli. Burası açık lağım gibi. Pislik ve rezillik akıyor.
26-28
Ayrıca Travis’in “Biz halkız!” sloganıyla yola çıkan liberal aday Palantine’e suikast düzenlemesi de bu fikri destekliyor.
27-28