Kolay para yolu tehlikelerle dolu
TVNET ve Z Raporu dergisinin düzenlediği 'Finansal Okuryazarlık' temalı forumda konuşan Prof. Dr. Talat Ulussever, tehlikelerle dolu olan kolaycı para kazanma yolları konusunda yatırımcıları uyardı.
1-6
Albayrak Medya Grubu mecralarından TVNET ve Z Raporu dergisinin düzenlediği ‘İş Sohbetleri’nin ilki dün Halkbank sponsorluğunda, Boğaziçi Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. ‘Finansal Okuryazarlık’ temalı foruma; akademi ve finans dünyasından uzman isimlerin yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı. Moderatörörlüğünü TVNET Ekonomi Şefi ve Z Raporu Dergisi Yazı İşleri Müdürü Semra Karabaş’ın üstlendiği programın açılış konuşmasını ise Boğaziçi Üniversitesi Finans Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Talat Ulussever yaptı.
2-6
'Yüksek getiri vaadine kanmayın'
Ulussever; bireyler, şirketler, toplumlar ve devletler için farklı boyutlarda önem arz eden finansal okuryazarlığın hem ekonomik istikrar hem de sosyal kalkınmanın temelini oluşturduğunu vurguladı. Kolaycı para kazanma yollarının tehlikelerle dolu olduğu uyarısında bulunan Ulussever, “Finansal okuryazarlığı yüksek toplumlarda eğer birileri çok fazla getiri vadediyorsa son derece dikkatli bir yaklaşım sergilenir. Dolayısıyla tüyolar ve duyumlarla hareket edilmez. Konuya yatırım, tüketim alışkanlıkları ve girişimcilik noktasından bakarsak finansal bilgi birikimine sahip bireyler daha fazla tasarruf eder” ifadelerini kullandı.
3-6
'Gençler geleceğe yatırım yapmalı'
Etkinliğin ilk bölümünde ‘Sermaye Piyasası Araçlarının Analizi’ masaya yatırıldı. Stratejist Cüneyt Paksoy, kişilerin finansal okuryazarlık yetkinliğini elde edene kadar profesyonel destek almasının önemine değindi. Paksoy, “Gençlerimizden ricam, önce kendi geleceklerine yatırım yapmaları. Umudunuzu asla kaybetmeyin. Kazandığınız paranın önemli bir kısmıyla tasarruf edip 10 yıllık perspektifte çok iyi noktalara gelebilirsiniz” dedi.FARKLI BİR DÜNYAYA EVRİLİYORUZ
Konuşmasında dünyada çok büyük bir değişim olduğuna, küresel piyasaları iyi anlamak gerektiğine de işaret eden Paksoy, “Finansal sistem artık doların rezerv statüsünden ‘Daha farklı bir sürece evrilir miyiz’ diye ilerliyor. Pandemiden beri reel sektörle finansal sistem arasında artan bir kopuş görüyoruz. 2008 krizinden bu yana yaklaşık 50 trilyon dolar para basıldı ama bunun ne kadarı reel sektöre uzandı? Bugün orada yaşanan sıkıntılardan dolayı Avrupa’da siyasal etkiler ortaya çıkmaya başladı. İşte Donald Trump sonrası ‘ABD nasıl davranacak, kripto varlıklar ne olacak?’ gibi konular gündeme geliyor. Dolayısıyla çok farklı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Burada iki nokta çok önemli. Önce kendimizi, işimizi ve tasarruflarımızı korumak. Diğeri ise tasarruf ettiğimiz alanla kendimize konfor alanı oluşturabilmek” değerlendirmesini yaptı.
4-6
'Türk halkının önceliği gayrimenkul'
Sermaye Piyasaları Danışmanı Yunus Kaya da Türkiye’nin tasarruf haritasına dair bilgi verdi. Toplam tasarruflar içerisinde döviz de dahil yüzde 80 oranında mevduat olduğunu dile getiren Kaya, “Ancak Türk halkının asıl tercihi gayrimenkuldür. Şu anda ülkemizde ev sahipliği oranı yüzde 54’ler civarında. Geleceğimizi konut yatırımıyla garantiye alıyoruz. İkinci sırada altın var ve 300 milyar doların üzerinde tasarruf fazlası oluştuğu düşünülüyor. Altın 3 bin dolarlara yaklaştığı için önemli bir kâr sağlamış durumda. Son aylarda altındaki kârını bozdurup ev almaya başlayan bir kesim olduğunu gözlemliyoruz. 3’üncü tasarruf aracı ise hisse senedi oldu. Pandemiden sonra yoğun bir ilgi ortaya çıktı. Çünkü çok güzel kârlar elde edildi. Halka arzlar yatırımcı sayısındaki artışı destekledi. 2-3 yıl içerisinde büyük ihtimal 15 milyon yatırımcıya ulaşacağız” açıklamasında bulundu.
5-6
'Trendleri iyi takip etmeliyiz'
İkinci oturumda ise ‘Doğru Portföy Yönetimi’ ele alındı. A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, yatırım yaparken dikkat edilmesi gereken hususları şöyle sıraladı: “Öncelikle trendler ne yönde? Örneğin yenilenebilir enerji mi yoksa petrol mü tekrar revaçta? Mesela Trump, ABD Başkanı seçildi ve petrolü önemsediğini biliyoruz. Önümüzdeki dönemde petrol endüstrisi biraz daha öne çıkacaktır. Ülkemizde enerji alanında faaliyet gösteren hangi şirketler var ona bakabiliriz. Şirketin şu andaki sağlığı nasıl ve nakit dengesi kuvvetli mi? Borcu var mı, az mı, çok mu? Mevcut konjektürde faiz oranları çok yüksek. Böyle bir ortamda bizim için yüksek borçlu şirketler risk teşkil edebilir. O zaman yüksek borçlu şirketlerden 'Biraz uzak durayım' diye düşünmelisiniz. İkinci analiz ise, şirketin geleceğe yönelik planları, projeksiyonları var mı? Burası fiyatlamayı belirleyen en önemli etken. Evet, şirketin durumu çok iyi olmayabilir ama finansallarda bir dipten dönüş emaresi vardır. Yakın zamanda yeni fabrikasını devreye alacaktır. Yani firmanın sağlıklı yaşama tekrar geçeceği beklentisi hisseyi en çok etkileyen konudur.”
6-6