Kalitesiz ya da çok iyi olmayan yazarlar öykü kişilerini öldürmeyi seçer, iyi bir yazar ise öldürücü bir tanrı değildir.

"Toplum meseleleri karşısında sanatçının durumu ve tavrı ne olmalıdır?" (Sunullah Arısoy, Memduh Şevket Esendal'la Bir Konuşma, Varlık Dergisi-383, Haziran 1952)

İyi öykü her çağda var. Bulmak ve hakkını vermek bazen zor oluyor belki ama beslenmenin zamanı da sınırı da yok galiba.

"Bu kenti arıyorum. Almanlar, ‘dönem ruhu' diyorlar bu duyguya. Gördüğüm filmlerin, okuduğum kitapların etkisiyle mi, bilmiyorum. Kentimi bulmak uğruna girip çıkmadığım lokanta, bar batakhane kalmadı, yine olmadı. Tam vazgeçiyordum, sizi gördüm uzaktan. Tamam, dedim, aradığım kent! Siz, bu kentsiniz."

İnşa etmeye çalıştığımız benliğimizle aramızdaki şey bazen babaannemiz, bazen devletin koyduğu yazılı kurallar, bazen de toplumdur. Sözün bu noktasında "aramızdaki şey" ifadesini kullanışımız boşuna değil elbette. Tomris Uyar'ın Aramızdaki Şey adlı kitabındaki öykülerin meseleyi somutlaştırmada işimize yarayacağını umuyorum.

Dünyadan ayrılma, birtakım güç kaynaklarına dalma ve yaşam yenileyen dönüş. Bunun sonsuza dek yinelenen bir şarkı olduğunu söyler Campbell, Kahramanın Sonsuz Yolculuğu'nda. Tomris Uyar da eşikten geçmesiyle, yurdunu terk etmesiyle başlatır Camsap'ın hikâyesini.

"Sanattan gerçekçi olmasını her durumda beklememekle birlikte burada gerçekle onun gösteriminin örtüşmemesi nedeniyle bir şey içimize sinmez."

Öyküleri kadar çıkardığı dergilerle de bilinen Tomris Uyar, henüz 21 yaşında yazar olmaya karar vermiş bir kadın. Özellikle ikinci yeni döneminin tüm şairleriyle yakınlığı nedeniyle edebiyatın içinden ayrılamayan yazar, bir şiir akımı olmasına rağmen ikinci yeni döneminin şair olmayan tek üyesidir.

Bir kadın düşünün 3 büyük şairin aşık olduğu bir kadın, işte Tomris Uyar’ın ağzından çıkan 10 muhteşem söz.