Hayy bin Yakzan ve Robinson Crusoe karşılaştırıldığında Robinson davranışları ve yaptıklarıyla Batı medeniyetini temsil eder. Hay ise saflığı, arayışı ve hikmete olan hayranlığı ile Doğu medeniyetinin bugünlerde kaybettiği her şeyin toplamını temsil etmektedir.

“Zaman hiç acımadan bize hükmeder. Sağlıklı, hasta ya da aç. Rus, Amerikalı veya Marslı olmamıza aldırmaz. Ateş gibidir, bizi yok edebilir de ısıtabilir de.”

Şam Kapısı, Nebî Davud Kapısı, El Halîl Kapısı gibi kapıları vardı. Zeytin Dağı'ndan bakınca, insana zamansızlığın kenti gibi görünürdü. Hem yerin altında hem de yerin üstündeydi. Çile Yolu, Ağlama Duvarı ve Aksa'da aynı Tanrı'ya ağlayarak yalvaran insanlar gördüm ama üçe ayrılmışlardı. Sonuncuların inançları henüz taptazeydi.

Endülüslü (İspanya) İslam düşünürü İbn Tufeyl’in günümüzden 850 yıl önce yazdığı Hayy bin Yakzan, birçok Avrupa diline tercüme edilmiş, Batı’da ve Doğu’da çok sayıda sanatçı ve düşünürü etkilemiş, bu eserden ilhamla romanlar yazılmıştır.

Kalabalık kent hayatından kaçarak 8 yıl önce Aydın-Söke karayolu kenarına üstü açık atölye ve kulübe yapan yarım asırlık ahşap ustası, tek kişilik hayatı ve ilginç yaşam tarzıyla dikkati çekiyor.

Ünlü şovmen, Zekeriyaköy’deki reklam çekimlerinde zorlu doğa koşullarına meydan okudu.