Organik gözükmesi adına yumurtaların üstüne tavuk dışkısı sürenleri daha önce görmüştük. Tüy mevzusuna ilk kez denk geliyoruz.

Pazartesi sendromuna yeni bir bakış açısı kazandırmak adına buradayız. Bugünden sonra 'salı sendromu' yaşayacağız.

Sofrada kalan ekmekler, bizi bu unutkanlığımıza pişman etmek için anında kuruyup dişlerimizi kırarak intikam almaya kara veriyorlar. Bu durumun başka bir açıklaması olamaz.

Geçen hafta bol olan tişörtümüz bu hafta dar olmaya başlayınca elbette kimi suçlamamız gerektiğini biliyoruz. Kesinlikle çamaşır makinesinin bize bir kastı var, her kıyafetimiz çekiyor.

Kedilerin sıvı olduğunu düşünenler ekran başına; düşündüğümüz kadar esnek olmasalar da problemler karşısında hızlı çözüm bulacak kadar zeki olduklarını kanıtladılar.

Sokakta yürürken şöyle bir yazıyla karşılaşınca cümlenin ruhuna giremeden önce yazım yanlışlarına takılıyoruz. Sonra göz ardı etmesi de zor oluyor, yazmayın şöyle şeyler.

İş yerine geldiğimizde ilk aklımıza gelen 'çay içmem lazım' oluyor. İş planını yapmadan önce demli bir çay içenler burada toplansın...

Uyanır uyanmaz bize bir iş verilmesin diye uyuyor numarası yaptığımız zamanlar da eskide kaldı. Galiba numara yapamıyoruz ya da taktiğimizi öğrendiler artık yemiyorlar, bugün de buna üzüleceğiz.

Kediler yine bizi şaşırtmaya devam ediyor. Her işi tersten yapmak, olaya farklı bir hava katmak zorundalar gibi...

Çocukken koltukların minderleri ile ev, araba direksiyonu yaptığımız zamanlarda her şey daha güzeldi. Hayal gücümüz böyle gelişmiş olabilir. Büyüdük diye artık oyun oynayamıyoruz, bu yüzden yaşlandık.

Kedilerin çeşitli hallerine alışmış bir editör olarak böyle şeyler artık normal geliyor. Bu kıllı canlıların sevimli ve bizi kandıran tavırlarını seviyoruz.

Market kasiyerlerinin canı sıkılınca ne yapıyor diye hep merak ederdik; gerçekten fazla merak bir işe yaramıyormuş. Onlar da kartonlarla falan oynamaya çalışıyorlarmış...