Acıkınca mızmızlanan, uykusu gelince huysuzlanan bir ayıyla aynı evde yaşamayı kim istemez ki demeyin. Biz erkek kardeşlerimizden usandık...

Yeni tanıştığı insanları, Erzurum soğuğundan daha hafif bir soğuklukla karşılayanları asla yargılamıyoruz. Biz de öyle olabilirdik, başımıza gelmesin diye kınamıyoruz.

Psikopat iguana dehşet saçtı manşetiyle yarın haberlerde izleriz diye korkuyoruz.

Hayvanları çok seviyoruz evet ama bazılarını sosyal mesafede sevebiliyoruz. Bırakın bu dilimi bitirmeyi bir daha karpuz yiyebilir miydik onu bile bilmiyoruz.

Ayakta duramayan bir canlı gördüğümüzde aynaya bakıyoruz gibi bir his doluyor içimize. Açlık ve yorgunluk üstümüze çökünce düz duramıyoruz oturduğumuz yerde.

Dünyadaki en etkili söz, "Size ne anlatacağım" ya da "Ne olmuş duydunuz mu?" olmalı. Bu cümlelerin toparlayıcı gücünü yaşamayan bilemez. Böyle bir mesaj alan işini gücünü bırakıp kendini akışa bırakır, kendimizden biliyoruz.

Hayvanların ulaşamayacağı yerlere yaptığımız tüm hareketler onlar için bulunmaz nimet... Burada da gördüğümüz gibi ısrarla yapmasını istiyor 🥺

Kendini kedi zanneden tilkiyi, annemize de kedi diye yutturabilir miyiz bilemiyoruz ama artık bizim de bir tilkimiz olsun istiyoruz. İlla çıkıp bütün arkadaşlarımızın tilkisi var bende niye yok diye ağlayalım mı?

Bulunduğu ortamın rengine göre renk değiştiren bukalemunlar ve sinirlenince mor, utanınca kırmızı olan biz; bu aleme hislerimizi gizleyememeye gelmişiz. Ruh halimiz yüzümüzden okunurken nasılsın diye de sormayın bir zahmet...

Doğaya dönmeyi reddedip insanlarla yaşamaya başlayan sincap, bu hayata öyle adapte olmuş ki çay içip cips yiyor ve otomobille geziyor. Biz de oturduğumuz yerden onu izlemekle meşgulüz, ne diyelim sefası olsun.

Hong Kong'da vücudunda 'çok az miktarda' koronavirüse rastlanan 17 yaşındaki bir köpek karantinadan çıktıktan iki gün sonra evinde hayatını kaybetti. Köpeğin stres yüzünden ölmüş olabileceği belirtilirken şimdilik köpeğin kesin ölüm sebebi bilinmiyor.