Türk destanlarında sıklıkla karşımıza çıkan alp kadın ifadesi, gerçek dışı bir anlatı değildi. Alp kadın, yüzyıllar boyunca vatanını korumak için mücadele eden Türk kadınını ifade ediyordu.

Yeryüzünde bizi mutlu ve coşkulu kılan duygulardan biri aşk şüphesiz! Aşk uğruna insanlık tarihi boyunca yazılmış, roman, hikâye ve şiir bulmak fazlasıyla mümkün. Destanların, masalların konularına kadar sızmış, krallardan sultanlara anlatılar yıllar boyunca sürmüş gitmiş

Tarihte bilinen en eski destan olan Gılgamış Destanı, bir ölümsüzlük arayışını anlatır

Orta Asya'dan beri at, Türk kültürünün vazgeçilmez bir unsuruydu. Yalnızca bir binek hayvanı değil aynı zamanda alplerin dostu olarak görülen at, tüm Türk destanlarında kendine yer buldu. Türkler, atları olağanüstü güçlere sahip, zeki ve sahibine sırdaş varlıklar olarak görüyordu. Bu durum İslamiyet'in kabulüyle değişime uğramadı. Göçebe Türklerin atlara verdiği önem Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de devam etti.

Bilge Kağan, Orhun Yazıtları'nda annesi ve teyzesine hitap ederek söze başladı. Banu Çiçek, eşi Bamsı Beyrek'in savaş arkadaşı ve can yoldaşı oldu. Eski Türklerde zırh giyip savaşa giden, orduya liderlik eden kadın kahramanlara 'alp kadın' adı verildi.