Rıdvan Tulum, Erol Göka Hocayla uzun soluklu bir konuşmaya girişti. Üstelik bunu Whatsapp'tan yaptı. Bir dizeden yola çıkarak ama mutlaka tam da bugün içinden geçtiğimiz, geçerken yaralandığımız, bitince yaralarımızı sakladığımız bu günlerin bizi kuşatan kavramlarını konuşmak üzere. İlk durağımız "üzgünlük". İlk soru da Ahmet Murat'tan: Niçin hep üzgünüm'ü aramış Ayşe Google'da?

Şimdi her seçim öncesi partilerin adayları buralara gelip kahvehaneleri, dernek binalarını ziyaret ederek iki kare fotoğraf vermeden edemiyorlardı. Bir devir utandıkları, görmezden geldikleri mahalleler ile şimdi aidiyet emareleri göstermek ve gururlanmak için birbirleri ile yarışır olmuşlardı.

Fikirsiz Fikri! Ölmeme ihtimalini hiç düşünmemişti! Atladığı esnada oradan geçecek mavi tenteli bir kamyon olabileceğini de düşünmemişti. Düşünseydi de böyle şeyler ancak filmlerde olur şekerim derdi ya, olsun. Aklına gelse kesin böyle düşünürdü ama. Ama yani...

Annesi “Allah her şeyi bilir,” demişti. Demek her şeyi bilen Allah onun serçeyi vuracağını biliyordu. Ha! Vazgeçti. E o zaman Allah onun vazgeçeceğini de biliyordu. Kendi düşüncesi tarafından mat edilmişti.

"Aliye" dizisinin çocuk oyuncusu Ayşe'nin son halini görenler gözlerine inanamıyor!