Yüz yılı anlamak için yüz hikâye

Anlatılan ne varsa hepsi eksik kalacak.
Anlatılan ne varsa hepsi eksik kalacak.

Biz, Türkiye'nin hikâyesini "Türk hikâyesi"nden çıkarabilir miyiz?" sorusunun peşindeyiz. Devam eden dosyalarımızın üçüncüsünü, elinizde tuttuğunuz bu sayıda, hikâye olarak belirledik. "Yüzyılı Anlamak İçin Yüz Roman" ve "Yüz Yılı Anlamak İçin Yüz Şiir"den sonra şimdi de "Yüzyılı Anlamak İçin Yüz Hikâye" dosyasıyla karşınızdayız.

Anlatabilmenin imkânı nerededir? Hangi form anlatının alanını genişletir? Forma mı bağlıdır yoksa söyleyişe mi? Bir şeyi söylemesi mi yoksa bir şekilde söylemesi mi esastır?

Hikâye nedir, öykü hikâyeden nerede ayrışır? Küçük roman diyenlerin yanılgısı var mıdır ve nerededir? Bu soruların tamamı öznemiz değil. Bunlar türün kendi iç tartışmaları, meclislerde ve mahfillerde yapsınlar. Biz, Türkiye'nin hikâyesini "Türk hikâyesi"nden çıkarabilir miyiz?" sorusunun peşindeyiz. Devam eden dosyalarımızın üçüncüsünü, elinizde tuttuğunuz bu sayıda, hikâye olarak belirledik. "Yüzyılı Anlamak İçin Yüz Roman" ve "Yüz Yılı Anlamak İçin Yüz Şiir"den sonra şimdi de "Yüzyılı Anlamak İçin Yüz Hikâye" dosyasıyla karşınızdayız.

Biz, Türkiye'nin hikâyesini "Türk hikâyesi"nden çıkarabilir miyiz?" sorusunun peşindeyiz. Devam eden dosyalarımızın üçüncüsünü, elinizde tuttuğunuz bu sayıda, hikâye olarak belirledik.

Listemizi Güray Süngü ve Hüseyin Ahmet Çelik hazırladı. Cemal Şakar'la öykünün hikâyesini konuştuk. Necip Tosun, Yunus Emre Özsaray ve Naime Erkovan dosyamızın diğer yazarları. Listeyi bitirdikten sonra, "bütün listeler eksiktir", cümlesini tekrar etti Güray Süngü. Biliyoruz. Çünkü zaten eksiklik, insanın eksiksizlik iddiasındadır. O, bizim ve buranın işi değil. Anlamanın peşindeyiz. Ahmet Mithat'tan bugüne yüz eserlik bir listemiz var elimizde. Bunu nesnelerle de düşünebiliriz.

Türk hikâyesini temsil edecek nesneler hangileridir? Hangi ismi, hangi eşya karşılar? Bir toplama ulaşmaya çalışsak ortaya çıkan liste nelerden oluşur? Peşinde olduğumuz şey bu. Ve elbette diğer şeyler.


Devam eden dosyalarımızın üçüncüsünü, elinizde tuttuğunuz bu sayıda, hikâye olarak belirledik.
Devam eden dosyalarımızın üçüncüsünü, elinizde tuttuğunuz bu sayıda, hikâye olarak belirledik.

İkinci dosyamızın söyleşisini, Enformatik Cehalet'in yazarı Nabi Avcı ile gerçekleştirdik ve "bilgi"yi tartışma konusu kılmaya çalıştık. Söyleşiyi Serdar Bilir yaptı. O da bu sayımızda.

***

Cins kadro büyüyor demiştik. Bu ay iki yazarımız daha aramıza katıldılar. İdil Önemli ve Hülya Terzioğlu ilk yazılarıyla aramızdalar.

Kadromuz ve içeriğimiz daha da güçlenecek. Elbette iyiyiz ve daha iyi olacağız. Yine de "nasılsınız" diye sorarsanız, İbrahim Halil Üçer'in bu soruya bu sayımızda verdiği cevabı alıntılayalım:

"Seherun dâimun ve huznun tavîlun."