Yazıyooor! Yazıyooor! Dünyanın deliliğe doğru gittiğini yazıyor!

Bugün geriye dönüp
baktığımda ise beni esas
cezbeden şey teknolojinin
henüz emekleyerek ilerlediği
60’lı yıllarda böyle bir evrenin
tahayyül edilebilmesiydi.
Bugün geriye dönüp baktığımda ise beni esas cezbeden şey teknolojinin henüz emekleyerek ilerlediği 60’lı yıllarda böyle bir evrenin tahayyül edilebilmesiydi.

Eğer çocukluğunuz 90’lı yıllarda geçtiyse Jetgiller’i hatırlıyorsunuzdur. 1962 yılında yayınlanmaya başlayan çizgi film 2062 yılında geçiyordu. Gelecekte, geleceğin şehirlerinden birinde, geleceğin teknolojisiyle yaşayan Jetson ailesini anlatıyordu. Gökyüzünde uçan arabalar, video toplantılar, ev robotu ve diğer pek çok şey o yıllarda çocuk olan beni cezbediyor, geleceğe dair merakımı artırıyordu. Bugün geriye dönüp baktığımda ise beni esas cezbeden şey teknolojinin henüz emekleyerek ilerlediği 60’lı yıllarda böyle bir evrenin tahayyül edilebilmesiydi. Geçmişte sobanın sıcağında oturup geleceğin ısıtma sistemlerini hayal etmek; sevdiklerinden aylarca haber alamadan yaşarken gelecekte insanların videolu telefonlarla/televizyonlarla haberleşeceğini hayal etmek; yeni yeni piyasaya çıkan saatte 50 km giden arabalarda seyahat ederken geleceğin uçan arabalarını hayal etmek; bulaşığını, çamaşırını elde yıkarken gelecekte bütün bu işleri ve daha fazlasını ev robotlarının yapacağını hayal etmek sizce de cezbedici değil mi? Eğer benimle hemfikirseniz gelin birlikte eski gazetelerde bir yolculuğa çıkıp, o yıllarda basında yer alan gelecek tahayyüllerini yakından görelim. Yazıyooor! Yazıyooor!

1922 yılından bir tahmin: Korkunç savaşlar çağı

7 Mayıs 1922 tarihli The New York Herald gazetesinde tam sayfa yayımlanan “What the World Will be Like In a Hundred Years?” (100 Yıl Sonra Dünya Nasıl Olacak?) başlıklı yazıda roman yazarı W. L. George, 1922 yılına dair bazı öngörülerde bulundu. George’un tahminlerine göre 2022 yılında uçaklar hem buharlı gemilerin hem de uzun mesafe trenlerinin yerine geçecekti. Kamyonlar da muhtemelen yük trenlerinin işlevini görecekti. Telefon gibi iletişim teknolojileri “kablosuz” hale gelecekti. George kablosuz iletişime dair tahminlerini şöyle ifade ediyordu: “2022 yılının insanları muhtemelen gökyüzüne karşı çekilmiş bir tel görmeyeceklerdir.” George gün geçtikçe azalan ev işlerinin, 2022’de çok daha hafif olacağını düşünüyordu. “Bugün bir evde gereken çoğu temizlik işinin ortadan kalkmış olacağına inanıyorum. İlk olarak, kömürün ortadan kaybolmasıyla, elektrik üretilmeyen her yerde muhtemelen tütün dumanı dâhil olmak üzere hiçbir duman olmayacaktır.”

George pek çok fütürist gibi 2022 de öğünlerin yerini öğün haplarının alacağını düşünmüşse de yemeklerin tam olarak ortadan kalkmayacağına, bazı lezzetli yemeklerin hâlâ var olacağına inanıyordu.

George çocuğa dair tüm sorumluluğun devlet tarafından üstlenileceğini, kadınların iş hayatında ve siyasette hemen her yerde aktif rol oynayacaklarını ama kadın erkek eşitliğinin 2022 yılında da bütünüyle sağlanmamış olacağını söylüyordu. George evlenme kurumunun 2022 yılında da var olacağını ancak boşanmaların kolay hale geleceğini tahmin ediyordu. George’un isabetsiz tahminlerinden biri de Amerika’nın artık dünya siyasetinde aktif bir rol oynamayı bırakıp, eğlencenin, kültürün, sanatın merkezi konumuna geleceğine dair inancıydı. George geleceğin savaşlarının çok daha can yakıcı olacağını şu sözlerle anlatıyordu: “Şüpheleniyorum ki gelecekteki savaşlar, yeni zehirli gazlar, söndürülemez alevler ve ışığa dayanıklı duman bulutlarıyla benim kavrayışımın ötesinde korkunç bir hâle getirilecek. Bu savaşlarda uçak bombası, bugün balta nasıl görünüyorsa öyle eski görünecektir.” İsrail’in George’u yalancı çıkarmamak için Filistin halkına sistematik bir soykırım uyguladığı günümüz dünyasında, tıpkı George’un ifade ettiği gibi korkunç savaşlar sivil halkı hedef alıyor…

1930’lardan: Görüntülü konuşma çağı

1931 yılında Alman Science dergisinden olduğu iddia edilen bu illüstrasyonda iki kişinin bataryalı ve kulaklıklı bir telefonla görüntülü görüşme yaptıkları görülebilir. Ayrıca çizimde yer alan uçak ve bir masada oturan iki kişinin telefonda konuştukları kişilerin çocuk olmalarından hareketle, “gelecekte çocuklarınızı merak etmeden özgürce seyahat edebileceksiniz” mesajı da içerdiği düşünülebilir. Çizimde kablosuz teknoloji ve bataryalar dışında hemen her şeyin oldukça isabetli olduğunu söylemek mümkün. Bugün tam da çizimdeki teknolojik imkânlara sahipken gelecekte bunun nasıl bir teknolojiye evirileceğini tahmin etmek güç.

  • Belki tıpkı pandemide olduğu gibi iletişimin tamamen dijitalleşeceğini, evlerimizde izole olup birbirimizle yalnızca ekranlar aracılığı ile iletişim kurabileceğimiz bir geleceğin çok da uzak olmadığını söyleyebiliriz. Allahu alem.

1933: Aşk gizli tutulamayacak!

Akşam Gazetesi’nin 25 Ağustos 1933 tarihli nüshasında yer alan bir habere göre aşk gizli tutulamayacakmış. Haber şöyle: Londra doktorlarından biri, insanın bütün heyecanları ve aşk hislerini bir kâğıt üzerine yazacak bir alet icat etmiştir. Doktorun aleti tabiplerin göğüs hastalıklarını tetkik için kullandıkları stetoskop aletine benzer, bu alet heyecan ve aşk hisleri teşhis edilecek olanların göğüslerine tatbik edilmekte ve aletin kaydettiği aşk ve heyecan hisleri üstüvane şeklinde bir rotatif üzerine yazılmaktadır. Doktor aleti hakkında izahat almak için kendisiyle görüşen gazetecilere demiştir ki: Bana hissi ve aşki teşhisleri için müracaat eden müşteriler, aletimin kaydettiği hakikatler karşısında hayrete düşmüşlerdir. Hatta muhibbelerimden birinin kızı, kendisiyle sık sık tenis oynayan oğluma karşı duyduğu aşk hislerini aletimin ifşaatı karşısında inkâr edememiştir.

1934: Mikrop öldüren bombalar

Bu satırları okurken pek çoğunuzun boğaz ağrısı, öksürük, ateş gibi pek çok dertten mustarip olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Son günlerde hemen hepimizin evini gribin bir çeşidi ziyaret ediyor. Böyle bir zamanda rastladığım bu haber sizleri de epey neşelendirecektir diye tahmin ediyorum. 22 Aralık 1934 tarihli Son Posta gazetesinin “Hastalıklara Kestirme Çare: Mikrop Öldürücü Bombalar Tecrübe Edilmeli! Bir Gün Gelecek Ki Şehirler Bu Bombalardan Fışkıran Gaz ile Yıkanacak” başlıklı haberinde şunlar yazıyor: “Şu günlerde çoğumuz gripten yatıyoruz. Ortalıkta bir grip mükellefiyeti var vesselam. Bunun sebebi nedir? Hakikaten iddia edildiği gibi kar yağmasının bu sene epey gecikmiş olmasının bunda rolü var mıdır? Sonra bu müz’iç hastalığa çare bulunamadı mı?” Bundan tam 90 sene önce yayınlanan bu haberin dili biraz sadeleşecek olsa günümüz gazetelerinde yer almasında bir beis olmazdı şüphesiz. Zira aynı derdi bugün de yaşıyor, bugün de bu grip derdine sebep olan şeyin zamanı geldiği halde kar yağmaması olduğunu konuşuyoruz. Haberin devamı ise şöyle: “Bugün bile hastalık mikropları bombalarına karşı icat olunan öldürücü gaz bombalarını tecrübe etmek mümkündür. Hiç şüphesiz bir gün gelecektir ki bütün dünya yüzü, senenin muayyen günlerinde bu mikrop öldürücü bombalarla baştan başa yıkanıp temizlenecektir. Fakat bugün çare yok. O günler gelinceye kadar bizler ancak böyle gökten kar helvası inmesini bekleyip duracağız. Velhasıl muhterem bakteriyoloğa bakılırsa kardan çok gözü yılmış İstanbulluların eski yağmur duası gibi adeta kar duasına çıkmaları icab ediyor!”

  • Ne dersiniz bugün hâlâ dünyası mikrop bombalarıyla temizlenmeyen dünyalılar olarak bizim de kar duasına çıkmamız icap ediyor mudur?

1936’dan bir distopya: 1945 yayaları

1 Ocak 1936 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yer alan distopik bir habere göre “1945 senesinde sokaklarda yaya gezmeğe cesaret edecek olanlar bu şekilde silahlanmak mecburiyetinde kalacaklarmış. Bir İngiliz âliminin vücuda getirdiği bu tertibat arasında elektrik lambaları, tamponlar, zırhlar, radyo ve sair ile o zamanın nakliye vasıtalarının tehlikelerinden korunmak için hususi aletler görünmektedir.” 1945 yılına dair bu sıra dışı öngörüde arabaların yolları ne denli işgal edeceği, yayalara zırhsız ekipmansız yürüme imkânı dahi tanınmayacağı düşüncesi saklıydı. Oysa bugünden bakıldığında pandeminin ilk günlerinde maskeli, çeperli, eldivenli insanların da bir yansımasını bu haberde görmek mümkün. Belki de yakın gelecekte bu 1945 distopyasının bir benzerini havada salınan zehirli gazlardan ve mikroplardan korunmak için gerçek olacağını düşünebiliriz. Kim bilir?