Üç kalenderin feryad ve ikazı
Lâ ilâhe, illallah!Kuşlar gibi neşeli uçtukGüldük, şakalaştık ve seyrettik.Şarap, güller, neşe, türkülerBizim en çok kıymet verdiklerimizdiŞöhretten geçtik, şarlatanlara bıraktık onuAltın tozdu bizim için, değer vermedik hiç.Günden güne, haftadan haftaya yaşarkenBoğaziçi’nde kayıkla gezerek.
FERYAD
Lâ ilâhe, illallah!
İşte burada buluştuk, açık söylemek gerekirse, biz üçümüz
Emrah, Osman, Perizad!
Bütün zarafetimizden ve gücümüzden yoksun
Fakir, yaşlı ve çok yaslı
Yaşadık ama artık yaşamıyoruz
Hayat bizim için parlaklığını kaybetti
Geçmiş günlerden bu yana,
İstanbul Boğazı’ndan aşağı kayıkla gezdiğimiz günlerden beri
Lâ ilâhe, illallah!
Ah Boğaziçi, Ah Boğaziçi
Eski zamanlar bize ve evimize hiç zarar getirmemişti
Sağlığımız ve yüreğimiz hep sağlamdı
Köpüklü Boğaziçi’nde
Lâ ilâhe, illallah!
Ne günlerdi onlar! Bir çobanın çadırı
Bize ev ve sığınak görevi görürdü
Bütün verdiğimiz kişiler ve borçlularınız
Bize bin mislini geri ödediler
Dertli, sıkıntılı yıllar, acıyla feryad eden pek çok yıllar
Bizimle çakışmadı hiç
Biz mesut ve neşeli bir şekilde gezerken
Boğaziçi’nde şarkı söyleyerek
Lâ ilâhe, illallah!
Ah Boğaziçi, Boğaziçi
Hiç engel çıkmadı karşımıza
Her gün mesut, neşeli gezerken
Yemyeşil bir çayırı andıran Boğaziçi’nde bir yukarı, bir aşağı
Lâ ilâhe, illallah!
Kuşlar gibi neşeli uçtuk
Güldük, şakalaştık ve seyrettik.
Şarap, güller, neşe, türküler
Bizim en çok kıymet verdiklerimizdi
Şöhretten geçtik, şarlatanlara bıraktık onu
Altın tozdu bizim için, değer vermedik hiç.
Günden güne, haftadan haftaya yaşarken
Boğaziçi’nde kayıkla gezerek
Lâ ilâhe, illallah!
Ah Boğaziçi, Boğaziçi
Altın tozdu bizim için, değer vermedik hiç.
Günden güne, haftadan haftaya yaşarken
Boğaziçi’nde kayıkla gezerek
Lâ ilâhe, illallah!
Ah! Gençliğin çılgın anlarının
Bedelini insan ağır öder sonraki günlerde
Sönmüş ümitler ve tükenmiş güçler
İnsanın aşk dolu kahkahalı günleriyle alay ederken
Yolumuzun üzerindeki dikenler, hele deve dikenleri
Yumuşak yosunların yerini aldı
Kahpe kaderin fırtınayı andıran lâneti
Bizi Boğaziçi’nden sürdü götürdü
Lâ ilâhe, illallah!
Ah Boğaziçi, Boğaziçi
Dikenler yosunların yerini alınca
Her şey kayboldu, gitti! Kalplerimiz kabre döndü
Derin, Boğaziçi’nden daha derin bir kabre!..
- İKAZ
- Lâ ilâhe, illallah!
- Zevkler baştan çıkarır, lâkin insanda zevk mi var?
- Kendini suçlama, eğer o kadının
- Kışkırtmaları, her şey olup bittiğinde gösteriyorsa
- Ki bunlar Şeytan’ın yemlemeleri
- Aman dostlar, gençliğin ateşine kapılmayın!
- Erkeklik fosfor gibi parlak görünür
- Ama işe kötü talih karışır ve söner
- Boğaziçi’nde kayıkla gezerken
- Lâ ilâhe, illallah!
- Ah Boğaziçi, Boğaziçi
- Gençliğin ateşi kısa zamanda donuk bir parlaklığa döner
- Talih az güler, zarafet az bulunur
- Boğaziçi’nin siz kayıkçılarında!