Üç güzeller
Yarınki Türkiye’nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli, lakin gösterişsiz ve nümayişsiz çalışan, ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır.
Friedrich Nietzsche
Örtülü intikam duygusu, ufak kıskançlık yönetimi ele alıyor! Her şey zavallı, her şey kendisinden acı çekiyor, her şeye alçak duygular tarafından işkence ediliyor, ruhun tüm getto dünyası aniden en üstte!
Böylece nasıl kirli insanların tepeye çıktıklarını koklaması, fark etmesi için insanın yalnızca Hıristiyan kışkırtıcıları okuması yeterli; örneğin Saint Augustine. Eğer Hıristiyan hareketinin liderlerinde zekânın eksik olduğu düşünülürse, insan kendisini kandırmış olur.
Müslümanlık, insana değer verir… Hıristiyanlık, eski kültürün mirasını bizden çaldı. Sonra da bizi İslam kültürünün mirasından yoksun bıraktı…
Ah, onlar kurnazdırlar, kutsal olma noktasına kadar kurnazdır bu kilise papazları. Onlarda olmayan başka bir şeydir; saygı duyulacak onurlu temiz içgüdüler…
Eğer Müslümanlık, Hıristiyanlığı küçümsüyorsa, bunu yapmakta binlerce kez haklıdır: Zira Müslümanlık, insana değer verir… Hıristiyanlık, eski kültürün mirasını bizden çaldı. Sonra da bizi İslam kültürünün mirasından yoksun bıraktı…
Deccal
Ömer Lütfi Barkan
Osmanlı İmparatorluğunun kurulmakta olduğu zamanda Anadolu’daki uç beylikleri, medenî bir hayatın kaynağı olan Türk ve İslâm dünyasının her tarafından gelmiş her sınıftan ve meslekten adamlarla doludur: İran. Mısır vb. Kırım medreselerinden çıkan hocalar, orta ve şarkî Anadolu’dan gelmiş.
Selçukî ve İlhânî bürokrasisine mensup şahsiyetler muhtelif tarikatların mümessilleri İslâm şövalye ve misyonerleri diyebileceğimiz dervişler. Bunlar arasında bilhassa Âşık Paşazade tarihinde Gaziyânı Rum diğer tarihlerde Alpler (kahraman, muharib mânasına) veya Alp Erenler namı altında zikredilen ve daha İslamiyet’ten evvel bütün Türk dünyasında mevcut olan eski ve geniş bir teşkilâta mensup, Türk Şövalyeleri mevcuttu.
- Filhakika; Osman Gazinin arkadaşlarından bir çocuğun unvanı olan bu Alp tâbiri dikkate şayandır. Bunlardan şehirlerde yerleşmiş ve İslâm dünyasına mensup bazı dinî tarikatların tesiri altında kalmış olanların ise unvanı bilâhare Gazi’ye tebdil edilmiş gözükmektedir.
Kolonizatör Türk Dervişleri
Nurettin Topçu
Yarınki Türkiye’nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli, lakin gösterişsiz ve nümayişsiz çalışan, ruh cephesinin maden işçileri olacaklardır.
Bu ruh amelesinin ilk ve esaslı işi, insan yetiştirmektir.
Hünerleri hep fedakârlık olan bu hizmet ehli gençler, hizmetlerinin mükafatını da hizmet ettikleri insanlardan beklemeyecekler, sonsuzluğa sundukları eserin sesinin akislerini yine sonsuzluktan dinleyeceklerdir. Yarınki Türkiye’nin kurucuları, millet ve cemaat uğrunda fedakârlıklar kabullenenlerin artık bulunmadığı cemiyetimizde, muhtelif simada insanları şahıslarında birleştireceklerdir.
Onlarda Yunus Yavuz’la birleşecek; Sinan Akif’e uzanacak; Ebu Hanife Hüseyin Avni’yi tebrik edecektir. Ve onların eseri olan yarınki Türkiye, şu temellerin üstünde kurulacak:
Anadolu’nun toprağından kaynayan bir kan, cemaat için harcanan emek, bir yıllık bir tarih, otoriteli bir devlet ve ebedi olduğuna inanmış bir ruh.
Yarınki Türkiye