Post-modern mitoloji sözlüğü: Süs havuzu

Süs havuzlarının mantıklı bir açıklamasını bulmak kolay değil.
Süs havuzlarının mantıklı bir açıklamasını bulmak kolay değil.

Kaynaksız bir suyu hapsederek evcilleştirmek eski zamanlarda kadim bir kabuldü belki. Bilemiyoruz.Gerçeküstüyle bağlantı kuruyor ya da zengin gösteriyordu. Modern dönem için ise teklifsiz birgösteriye dönüştü. Diğer her şey gibi. Yapabiliyorsak, buraya sığabiliyorsa, malzememiz varsa nedenkoymayalım. Günlük kent yaşamının her köşesindekarşımıza çıkabilir. Lüks bir moda evinde ya da ara sokak kebapçısında.

Klasik bir gösteriş. Modern bir şaka. Post-modern bir gürültü. Yıllardır yaşam alanlarımızı paylaştığımız antika bir süs. Mekanikten dijitale geçişimizin şekilsiz kanıtı. Süs havuzları, çağları aşıp gelerek kendine yer bulan bir madde. Neden, niçin yaptığımızı bilemediğimiz bir ritüel.

Kaynaksız bir suyu hapsederek evcilleştirmek eski zamanlarda kadim bir kabuldü belki. Bilemiyoruz.


Kaynaksız bir suyu hapsederek evcilleştirmek eski zamanlarda kadim bir kabuldü belki. Bilemiyoruz. Gerçeküstüyle bağlantı kuruyor ya da zengin gösteriyordu. Modern dönem için ise teklifsiz bir gösteriye dönüştü. Diğer her şey gibi. Yapabiliyorsak, buraya sığabiliyorsa, malzememiz varsa neden koymayalım. Günlük kent yaşamının her köşesinde karşımıza çıkabilir. Lüks bir moda evinde ya da ara sokak kebapçısında. Bunu anlamak zor değil. Peki ya şimdi? Dönüşerek devam eden bu geleneğin yeni bağlantılarını bulmak güç mü? Tahminler ve alternatifler sırf çantamızda.

  • Telefondaki eşime bağırıyorum: “Tamam dedim duydun mu, anlamıyor musun!” Telefon kapanıyor. Kavga etmiyoruz. Sadece lüks bir plazanın girişindeyim.

Bir proje toplantısı için yetkili kişinin gelip beni güvenlikçi adamlardan ve danışman kızlardan ve agresif şoförlerden ve sigara üstüne sigara yakan beyaz yakalılardan kurtarmasını bekliyorum. Kimsenin çıtı çıkmıyor. Prestijli, havalı ve ne biliyim lüks bir mekân. İç mimarlar iyi para kaldırmıştır diye düşünüyorum. Bir yandan telefonda eşime bağırırken. Kavga etmiyoruz. Sinirli değilim. Çok basit bir konuda iletişim kurmaya çalışıyoruz sadece.

Ama bizi estetik bir sempatiyle engelleyen süs havuzu tam karşımda. Elektrikten aldığı güçle gürüldüyor. Dünyanın bir milyoncu harika şeyi, plaza şelalesi. Gürültü. İletişiminizi kesen bir gürültü. Gösterişli sadeliğin çağında kükreyen bir ejderha. Süs havuzu. Yepyeni. Işıklı. Post-modern mitoloji sözlüğünün en gürültülü sayfası.

Süs havuzlarının mantıklı bir açıklamasını bulmak kolay değil.

Süs havuzlarının mantıklı bir açıklamasını bulmak kolay değil. Bu yazıların hiçbirinde de öyle bir amacın olmadı. Havuza bakıyorum. Konuşmam mümkün değil. “Tamam yazıyorum. Beni duyamayacaksın. Toplantım bitince arayayım.” Ses diğer tüm duyuları bastırıyor. Sakat bırakıyor. İlk kimin aklına geldi merak ediyorum. “Buraya şöyle büyük bir duvar çekelim. İçine su koyarız. Elektriği de motora bağladık mı? Canavar canavar.” Biri de çıkıp, neden diye sormamış mı? Sormamış. Plazanın etrafını çevirip içine timsahlar atsak daha iyi. En azından sesimizi duyarız. Süs havuzunun sesi her şeyi ele geçiyor. Omzuma bir el dokununca irkiliyorum. Adamın geldiğini bile duyamadım. “Hoşgeldiniz.” diye bağırıyor, “Nasılsınız, çok bekletmedim umuyorum.”, iyiyim diyorum sessizce, dudak okumayı öğrenmiş olmalı. “Sevindim.” diye bağırmaya devam ediyor. “Bu havuzu da yeni yaptırdık, Londra'da bilmem neyin iç mimarı tasarladı, çok güzel değil mi?” “Değil.” diye sessizce ekliyorum, memnun ve yumurtadan yeni çıkmış bir dinozor görmüşüm gibi kafamı sallıyorum. Adam bağırmaya devam ediyor: “Sevindim. Çok sevindim beğenmenize.”

Kâğıdın şarjı bitmez. Belki bu yüzden. Kâğıt değerlidir.
Kâğıdın şarjı bitmez. Belki bu yüzden. Kâğıt değerlidir.

Not defteri

Dijital çağın dört nala at koşturduğu bir dönemin tüketicileriyiz. Modern insan üreticiydi. Daha öncekiler anlamaya çalışıyordu. Biz tüketiyoruz. Alışkanlıklar, atasözleri gibi. Kolay kolay silinmez. Unutulmaz. Ama bu yeni dünyada eski alışkanlıklar da kendilerine sıfır anlamlar buluyor. Gösterge değeri. Böyle bir şey var.

Ne olduğu, nasıl bağlandığı, nereye gideceği hakkında anlaşılır bir cümle kurmak mümkün değil. Ve not defteri tam bu açıdan açıklayıcı. Çantamda, masamda, toplantı esnasında ya da basit bir görüşmede bile yanımda. Tükenmez kalem ve afili not defteri. Teknik olarak ihtiyacımız yok. Telefonlar ve bilgisayarlar ve bir milyon daha cihaz bu işi yapmak için gönüllü. Programlanmış. Güvenilir. Neden hâlâ kâğıda ve kaleme inanıyoruz? Bilmiyorum. Not alıyorum: Sözlüğe “not defteri” maddesi yazılacak.

Not defteri artık kimliğin bir parçası.
Not defteri artık kimliğin bir parçası.

Birkaç farklı açıklaması olabilir belki ya da bir milyon. Belki de kablolara pek güvenemiyoruz hâlâ. Dijital bankacılığa evet. Ama ödemeleri not alalım istiyoruz. Telefona evet, ama adresleri yine de bir yere yazalım. Ne olur ne olmaz. Günün birinde işler ters gider mi? Burayı düşündüğümüzü zannetmiyorum. Gizli bir korku. Arketipsel bir güven. Anlaşılmaz bir anarşi. Enfes bir kaos. Not defteri artık kimliğin bir parçası. Kent insanı, beyaz yakalı, yılda beş gün bronzlaşan bizler için, bir iletişim aracı. Rengi, kâğıdı, kapağı, kartonu… Her neyse. Kravat takınca birbirimize benzeyen bizler için farklılaşma çabası. Sanmıyorum. E: Hiçbiri. Bence doğru cevap: rengi güzel, ihtiyacımız var vs. vs. vs. diye alıyoruz. Arı: vız vız vız.

Not defteri, bir kâğıt tomarı. Yanımızda her zaman kâğıt bulunsun istiyoruz. Oluşturduğu güven alanına ihtiyacımız var. Kâğıdın şarjı bitmez.

Not defteri, bir kâğıt tomarı. Yanımızda her zaman kâğıt bulunsun istiyoruz. Oluşturduğu güven alanına ihtiyacımız var. Kâğıdın şarjı bitmez. Belki bu yüzden. Kâğıt değerlidir. Sudan ucuz olsun ya da çok pahalı, boş bir sayfa çöpe atılmaz. Düşünmek, fikir geliştirmek, unutmamak. Sihirli sözcük bu: “Unutmamak”. Hatırlamak için değil, unutmamak için not defteri taşıyoruz. Dünya bir an durur ve inanılmaz bir fikir bulursak unutmayalım. Not defteri yeni stiliyle post-modern mitoloji sözlüğünün boş sayfalarından biri. Not alalım. Zihin açsın. Ya da zihni boş bir sayfaya çevirsin. Hangisi daha gerekli bize. Yine de karşı rafta duran yüzlerce not defterinden birini alacağım. Kasaya ödemeyi yaptıktan hemen sonra, ilk banka oturacağım ve ikinci notum şu olacak: “Bir daha not defteri alma.”