On yaşında dev bir adam: Naci el- Ali

Naci el- Ali
Naci el- Ali

Bir kâlemin bir zalime neler yaptırabileceğini ve bir kâlemin bir zalime nasıl zarar verebileceğini de hepimize öğretmişti Ali. O hep Filistin'in Şecere köyünde kaldı. O dünyaya on yaşında geldi, on yaşında büyüdü, on yaşında çizdi resimlerini ve on yaşında veda etti dünyaya.

1

Tüm hikâyeler başladığı yerden değil de uzaklarda anlatılmaya başlanır. Naci el- Ali. 1938 yılında Filistin'in Şecere köyünde dünyaya geldi. Köyünün bir anlamı da ağaç demekti. Tesadüf o ki köyün içerisinde İslam dini dışında farklı inançlardan insanlar da bulunuyordu. Tüm politik meselelerin uzağında İncirin ve zeytinin gölgesinde yaşıyorlardı... Ağacın anlamı daha da önem kazanıyordu.

  • 2
  • "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ ve bir orman gibi kardeşçesine" dizelerinin prototipiydi bu köy. Naci el-Ali, "Hanzala"yı bu köyden getirecektir kavganın göbeğine. Kendi hâlinde burada ailesiyle ve komşularıyla birlikte yaşayan Ali, 1948 yılında tüm dünyaya resmi bir zulüm olan işgalci İsrail tarafından yerinden edildi. Henüz on yaşındaydı. Ailesiyle birlikte Lübnan'a göç etmek zorunda kaldı.

3

Filistinli olmak dünyada her açıdan gariptir. Bir yer ve memleket ismiyle anılan bu insanların birçoğu, vatansız kalışlarıyla kendilerini dünyaya duyurabildiler. Ya da öyle sandılar... Naci el-Ali ailesiyle birlikte Lübnan'daki Aynu'l-Hilva Mülteci Kampı'na yerleşir. Her mülteci kampı gibi yoksulluğunu umutlarla besler. Umudun zorluğunu anladığı bir gün, on yaşının içinden çıkmak istemeyecektir Ali ya da öyle bir yaşı bile olamamıştı. Orta Doğu'da insanlar bir gecede on yaş büyürdü o zamanlar... Şimdi de olduğu gibi.

  • 4
  • Daha sonra katliama uğrayacak olan o güzel isimli Şatilla Kampı'nda devam eder mülteciliğine. 1959 yılına gelindindeyse, Beyrut'ta bulunan sanat akademisine girer. Mültecilik sadece vatansız kalmak değil, aldığın her nefese bir de kursak taşımaktır. Gittiğin her yerde tutunmanın imkânını zorlamaktır. Ama olmadı yarıda bıraktı akademiyi. Ama yarıda bıraktığı yalnızca akdemiydi çizimlerini ve yeteneğini ömrü yettiğince taşıyacaktı Ali. Nasıl yaşadıysa öyle de gidecekti.

5

Naci el-Ali'nin çizgisi için gerekli olan ses dönemin ünlü yazarlarından, Gassan Kanafi'den gelir. Lübnan'ın önemli gazetelerinden el-Hurriyye gazetesinde, Kanafi'nin vasıtasıyla çizimleriyle yer alır. Daha sonra pek çok gazetede de çizimlerine yer bulan Naci el-Ali, nihayet içinde bulunduğu durumu kâlem darbeleriyle dünyaya duyurmaya ve düşmanlarının yüzlerine vurmaya başlamıştı.

  • 6
  • Orta Doğu'da yaşanan zulmü, mültecilerin sahipsizliği ve yakın kardeşlerin sessizliğini kendi meşrebince çizimleriyle aktaran Ali, hiçbir zaman unutamadığı ve hep içinde yaşadığı, on yaşının gölgesinde meşhur Hanzala'yı çizer. Herkese karşı bir tavırdır Hanzala. Kendisine, kardeşlerine, düşmanlara, dünyaya... Herkese karşı bir tavır olduğu kadar, herkesin de iyiliği içindir bir bakıma. Bir bombayı sesinden çizmeyi başarabiliyordu ve bunu duyurabiliyordu dünyaya karşı.

7

Naci el-Ali 22 Temmuz 1987'de kâlemiyle yüzlerine çizikler attığı Siyonistler tarafından patlatılan bir bombayla öldürülür. Öldürülmesi gereken bir tehlike olarak görülmüştü. Bir kâlemin bir zalime neler yaptırabileceğini ve bir kâlemin bir zalime nasıl zarar verebileceğini de hepimize öğretmişti Ali. O hep Filistin'in Şecere köyünde kaldı. O dünyaya on yaşında geldi, on yaşında büyüdü, on yaşında çizdi resimlerini ve on yaşında veda etti dünyaya.