Mesele neymiş, anlayalım.
İnce, zeka gerektiren, izleyicinin gözüne sokmadan yapılan kıvrak espriler filmin değerini katlar. Coen Kardeşler’in filmleri böyledir.
İyi sinema iyi edebiyat ve yazı gibidir; izleyiciye, okuyucuya söylemek istediğini doğrudan vermez, çağrışımlara da açar, çok yönlü sonuçlar doğurabilme melekelerini de yoklar.
Sinemada humor, ironi her zaman yapılmaz, yapılmamalı, sıkar, saçmaya götürür. Fakat kalitelisi, dozunu ayarlayanı başka. İnce, zeka gerektiren, izleyicinin gözüne sokmadan yapılan kıvrak espriler filmin değerini katlar. Coen Kardeşler’in filmleri böyledir.
Filmin en güzel sahnelerinden biri Şef’in “yakın” talimatıdır. Az önce güç kirlenmesine giren mahkumlar “ama hoşgörü, tolerans, nerede kaldı merhamet” demeye başlar.
Nerdesin Be Birader’in müzikleri, görüntüleri harikadır. Bir döneme götürür. Amerikan yaşama biçimini, nasıl ayakta kalmanız gerektiğini net biçimde anlatır, meşru yollarla ABD’yi sorgular. Orada mühim bir sahne var: suçlular hapisten kaçar, bir samanlıkta saklanırlar, polisler etrafını sarıp, teslim olun uyarısı yapar. Samanlık epey yüksektir, kurşun tesir etmez, suçlular, polisleri aşağılar, dalga geçerler.
Filmin en güzel sahnelerinden biri Şef’in “yakın” talimatıdır... şok... az önce güç kirlenmesine giren mahkumlar birden “ama hoşgörü, tolerans, nerede kaldı merhamet” demeye başlar. Bu sahne bana Türkiye’de başta FETÖ olmak üzere, devlet – dünya sistemi karşısındaki tüm grupların yöntemlerini düşündürür.
- Sistem ve devlet yol verdiğinde kendini diğer tüm grupların, cemaatlerin üstünde gören, mehdi zanneden, devletin sahipliği zehabı ve gururu taşıyanlar, çizgiyi ve sınırları geçip operasyon yiyince “hoşgörü, tolerans, demokrasi, özgürlükler” der.
İdeolojiler, fikir hareketleri... Sistemden ve devletten beslenip onu yok edeceklerini düşünenler lokmalarının kaynaklarını hesap ederek, hesap vereceklerini düşünerek hareket etsinler.
Yoksa sistem, devlet o lokmaları verirken gelecekte boğazınızda tıkayacağını zaten planlamıştır!