Kültür büyüktür sanat
Sanatın öznelliği kültürün içinde ve kültüre doğru kitlelere yayılan bir toplumsallık barındırır. Yani sanatçının kişiliği hakiki bir eser oluşturduğu yerde kaybolur. O artık toplumun bir parçasıdır. Bizdir, bizimdir.
Her ne kadar birlikte kullanılsalar da kültür ile sanatın arasına bir tire koymakta fayda var. Çağımızda kültür sanat ayrılmaz bir kalıp oldu. Ama işin matematiği kültür kapsar sanattır. Ve hatta “sanat sanat içindir” diyen varsa yalan söylemiştir.
Çünkü bir anlatım biçimidir sanat. Kültür ise anlam bütünüdür. Toplumun dilidir. Düşünce yapısı ve kavrayış biçimidir. Ortaya çıkan şeyin sanat sayılabilmesi için bir toplumum içinde yeşermesi ve yine o toplumda karşılığının olması gerekir. Socrates “İnsanlar çalışarak birtakım sanatlar öğrenirler; bunların kökü ‘kültürdür’ ve ‘kültür’üne uygun davranan sanatçının eseri gerçek sanattır. Öteki türlü yaşamının ne yön alacağı bilinmez” der. O halde “ekin ektim gül bitti de dalında bülbül öttü” manisi hem sanattır hem kültür ürünüdür. Üstelik işin sağlamasıdır.
Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanlığı tarafından gerçekleştirilen Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini kazanan bazı isimleri görünce pek bir heyecanlandım. Sinema ödülünü Şener Şen’e vermek çok başarılı ve yerinde bir hareket olmuş.
Kültür ve sanatın ayrımını ve hesabını peşinen yapmamda bir sebep var. Sanatın öznelliği kültürün içinde ve kültüre doğru kitlelere yayılan bir toplumsallık barındırır. Yani sanatçının kişiliği hakiki bir eser oluşturduğu yerde kaybolur. O artık toplumun bir parçasıdır. Bizdir, bizimdir. Kendi insanına katkıda bulunmuştur sanatçı.
Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanlığı tarafından gerçekleştirilen Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini kazanan bazı isimleri görünce pek bir heyecanlandım. Sinema ödülünü Şener Şen’e vermek çok başarılı ve yerinde bir hareket olmuş. Adam hak ediyor. Şener Şen’i tanımam. Daha doğrusu sanatı dışında kimdir, nedir, ne yapar bilmiyorum. Ama usta bir sinema sanatçısı... İstediği kızı alamayınca eve uçakla giren Vecihi o bizim için. Kavuşamayan gençlerin çaresiz kalınca kendini kaybettiği absürt yanı yani. Yeri gelince dağa çıkan haraç kesen adam öldüren bir Eşkıya. Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez yüzü, son dönem Türk sinemasının babacan karakteri. Şener Şen’in oynadığı rollerin çoğunun izleyicide karşılığı olması yaptığının bir sanat ve kültür ürünü olduğunu ispatlar. Hal böyle olunca Şener Şen sanatıyla kültürümüzün bir parçası olmuş ve ödülü çoktan hak etmiş biridir benim gözümde.
Ancak Şener Şen’in ödülü almasını hazmedemeyenleri görünce hayret ettim. “Nasıl yaparsın” “Bu da mı gol değil?” naralarıyla ustanın yıllarca emek verip oluşturduğu sanatını yok sayması ve siyasi bir figür olarak hamle yapmasını isteyenler oldu. Bu marjinal danalar Şener Şen’i bile kendilerine saklamak için anırıyorlar. Benim için zamanında Üsküdar’da otobüs beklerken önümden ciple geçen bir adam olarak yer etmiş Şener Şen’i sanatçı olarak takdir etmek makul iken bu adamların sahiplenmeye çalıştıkları bir sanatçıya “sanatını reddet” demesi büyük terbiyesizliktir. Çünkü sanatçının izleyici, okur veya dinleyici seçme lüksü yoktur ki saçma bir şey olurdu. Dilini ve üslubunu anlayan herkese hitap eder o. Tüm gayesi budur.
Kültürün kapsayıcılığından bahsederken kesimler, mahalleler ve kişiler birbirine karışır, iç içedirler. Eğer ülke çapında böyle büyük bir törenle kültür ve sanat ödülleri dağıtılıyorsa topluma nüfus etmiş eserlerin, ürünlerin üstatlarından, emektarlarından başka birini seçmek olmaz tabiki. Kaldı ki kültürel uzlaşı için ayrı bir kıymeti vardır bunun. Çünkü kimlik ve köken ayırmaksızın kültürümüz içinde yer edinmiş her sanatçı bizi daha bir yapar. Yaramızın ortak olduğunu tekrar tekrar hatırlatır.
- Ödül alan isimlerden bir diğeri ise Erol Parlak’tı. Unutulmaya yüz tutmuş şelpe tekniği gün yüzüne çıkardı. Profesör doktor. Mızrapsız bağlamanın ilmihalini yazdı neredeyse. O kadar yani. Alevi bir Âşık.
Gülün üstündeki bülbül gibi şakıyan bir usta ses. Belki de geçtiğimiz yıl ödüllendirilmeyi hak edenlerin en başında geliyordu kendisi.
Erol Parlak ile oturup dünya meselelerini konuşsak anlaşamayabiliriz. Şener Şen için de aynı durum geçerli. Pek çok fikrimiz uyuşmayabilir hatta tartışırız. Ama o zaten Vecihi’dir. Konuşamıyorsak bile açar tekrar tekrar izlerim Gülen Gözler’i. Cumhurbaşkanı ile bile oturup konuşsak, fikir ayrılığına düşebiliriz elbet. Netice de Fenerbahçeli. Derin yaradır. İşin şakası bir yana meselemiz insan olmak değil midir? Toplum yararı için atılan her farklı adım en iyiye koştuğumuzun göstergesidir.
Erol Parlak ve Şener Şen’i yan yana getiren, Kemal Haşim Karpat ve Feridun Özgören gibi usta isimlerle kol kola verdiren şeyin adı kültür birliğidir.
İhtiyacımız olan şeydir. Bu yılki aday seçimlerinde bu farkındalığı uygulayan Cumhurbaşkanlığı’nı ayrı bir tebrik etmek gerekiyor gerçekten.
Son olarak Süheyl Ünver’den bahsetmemek olmaz. Hadi itiraf edin Şener Şen’e kızıp hakaret eden danalar! Bu ismi ilk defa duydunuz değil mi? Tabi kültür ve sanat sadece sizden sorulur değil mi? Süheyl Ünver 20’nci yüzyılın kültür adamı. Ney, resim, minyatür, tezniyat ve hat dışında kitap kurdu ve hocaların hocası olarak anılan bir şahsiyet. Bilim insanı ve araştırma uzmanı olduğu kadar bir toplum mimarı aynı zamanda. Kültür ve Sanat Vefa Ödülü’ne Ünver’in layık görülmesi de işte bu yüzden.
Kültür sanattan büyüktür derken kültürün sanattan başka alanları da içine aldığını belirtmek değil amacım. Sanatın kültür dairesi içinde olması gerekir ve sanatçının ortaya koyduğu eserden kendini ayırması, dışarıda tutması lazımdır. Bu olgunluğu sergilemediği takdirde yaptığının kültür faşizminden başka bir anlamı olmaz. Misal; Volkan Konak’a sanatçı diyebilirsiniz ama “Benim müziğimi Kemalistlerden başkası dinlemesin” sözünün Türk Kültürüyle alakası yoktur. Yazıktır.
Sanatçının kibri ve egosu olabilir ama bunu sanatına yansıtma hakkı yoktur diyorum. Einstein “İnsanoğlunun en büyük zaafı, dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanmasıdır” derken bunu kastettiğine eminim. Ödül Şener Şen’in kendi kişiliğine değil sanatına verilmiştir misal. Usta isim de bunun farkındadır üstelik. Aldığı ödülü toplumsal barışa adadığını ilan ederek ispatlamıştır. Kendi kişiliğinin üstüne bir sanatçı vardır artık ortada. Sanatının da üstünde bir kültür. Yeşerdiği topraktan bağını koparmamış bir filiz gibi nice ekinden biridir aslında. Aidiyet duygusu yerleşmiştir. Bu yüzden haddini bilir gerçek sanatçı. Kültür sanatın babasıdır. Sanat kültürün dili. Gerekli hesaplamalar yapıldığında ortaya çıkan sonuçtur: Kültür büyüktür sanat.