Kahrolsun ‘bazı’ şeyler
İdris Küçükömer, kendi kavramlarıyla konuşan Doğuyu yani bizi anlamaya çalışan bir düşünür. Zihniyetinin yerleşik olmasını Robert, Galatasaray ve dönemin diğer Amerikan ve Fransız kolejlerinden mezun olmamasına bağlıyor Kurtuluş Kayalı. Mülkiye kökenlidir. Alt gelir gurubundandır. Merkezden değil taşradan. Ece Ayhan onun için doğru bir ‘uç beyi’ demiştir, ‘uç düşünür.’
İdris Küçükömer, kendi kavramlarıyla konuşan Doğuyu yani bizi anlamaya çalışan bir düşünür. Zihniyetinin yerleşik olmasını Robert, Galatasaray ve dönemin diğer Amerikan ve Fransız kolejlerinden mezun olmamasına bağlıyor Kurtuluş Kayalı. Mülkiye kökenlidir. Alt gelir gurubundandır. Merkezden değil taşradan. Ece Ayhan onun için doğru bir ‘uç beyi’ demiştir, ‘uç düşünür.’
Onu diğerlerinden ayıran belki de en önemli şey, kuvvet bölünmüşlüğünü savunuyor olması. Türkiye’yi anlamaya Osmanlı’dan başlaması Küçükömer’e tutunma sebeplerimizden bir başkası. Başka açıdan onu camiasına uzaklaştıracak bir şey de bu tabi. Yön ve Ant gibi 60’lı yıllara damgasını vuran dergilerde yazmış, Sosyalist bir çevreden olmasına rağmen Yön’ün tepeden inmeci, jakobenliğine düşmemiştir. Hareketin, Kemalizm ve Marksizmi yoğurmasından beri durmasıyla, TİP kongresinde konuşturulmamasının, dergi ile uzak düşmesinin, yalnızlaştırılmasının bir alakası var. Solcular onu “kafası karışık” diye tanımlıyor.
30’ların Kadro hareketiyle paralellik kuran Avcıoğlu’nun liderliğindeki Yön, Kemalist aydınların gösterdiği yolda askerler öncülüğünde tepeden gelen, tek parti iktidarlığını savunmuştur. ‘Halka rağmen halkçılık’a devam. Yani mümtaz Soysal’ın dediği gibi, halkı aptal yerine koyarak halkçılık. İfade net bir Türkçe içeriyor. Bu kadar sapkın bir zihniyetin savunucuları ilerilikten bahsedebiliyor hala. Şuan halkın iktidarı despotizmle suçlanıyorsa, buna kim inanır. Avcıoğlu’nun ‘zinde güçler’i, Küçükömer’in mutlu azınlık dediği şey. Çok çekilen, askeri sivil bürokratik elit önderliğindeki darbelerin etkisi silinmiş değil... Kahrolmayan bazı şeyler hala var!
- Sosyalizm savunucularının CHP’ye rahatça uyum içerisinde olduğu bir dönemde, herkesten farklı CHP savunan bir tutum içerisine girmemiş, hatta CHP’yi ‘ortanın solu’, ‘romantik bürokratlar’ olarak anmıştır Küçükömer.
Sermaye sahiplerini menfaatlerinin halkın sesini kıstığından, kararları kimin alması gerektiğinden, iktidarın halkla bütünleşmesinden bahsetmesi bu gün aradığımız bir şey hala.
- Oryantalist bir kafayla Türkiye’yi anlamaya çalışmaması, bu topraklardan olduğunun göstergesi onun. İçimizden olup da bize uzak kalarak, Montesquieu’nun ‘doğu despotizmi’ kavramına tutunmadan doğuyu, bizi, yereli, tarihi, iktidarı anlamaya çalışmak bu topraklara ait bir şey, anlayana tabi...